Tolga ALCA

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 'Her alanı kirlettiler. Devletin içinde ciddi bir çürüme var. Diyorlar ki mafya bizim ortağımız değil. Türkiye Cumhuriyeti Devletinde mafya liderleri bildiri nasıl yayımlar? Bildiride biz Cumhur İttifakı'nı destekliyoruz diyor. Yani biz ortağıyız diyor. Daha ne desin ya. Sadece destekliyoruz değil muhalefeti de eleştiriyoruz diyor. Hele Kılıçdaroğlu var ya onun da burnundan getireceğiz diye laflar ediyorlar. Sizin şahınız gelse benim sözümü kesemez. Ülkeyi bir avuç mafya ortağına ve onun yöneticilerine asla bırakmayacağız. Gücümüzü halktan alacağız. Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz' diye konuştu. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 'Filistinlilere yapılan saldırı asla kabul edilemez. Saldırı sonraki süreçte de devam etti. Çocuklar var bunların içinde. İsrail'in yaptığı bir katliamdır. Bütün insanlığa çağrıda bulunmak hepimizin insanlık görevidir. Kan gövdeyi götürürken dünya liderleri ne yapıyor acaba? Neden katliamı engellemiyorlar. Orada ölen her çocuğun sorumluluğu bütün dünyayı ilgilendirir. Beni üzen İslam dünyasındaki parçalanma. Kendi ülkesinde barıştan söz edip Filistin'de yapılan katliama sessiz kalan dünya! BM'nin bu konuda gerekli, çabayı göstermemesi… Bunların tamamı önümüzde duruyor. Biz Filistin halkıyla dayanışmamızı sürdürüyoruz. Filistin bağımsızlık mücadelesini verirken bizim gençlerimiz de oradaydı. Bazılarının mezarları hala Filistin'de. Dolayısıyla Filistin'le tarihi bağlarımız var. Filistin'in bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkması en büyük arzumuzdur. Biliyorum elektrik, su parası, kiraları ödemekte zorlanıyorsunuz. Türkiye'nin bütün coğrafyasında yaşanıyor bu sorunlar. 19 yıldır ülkeyi yönetenlerin Pandemi sürecini yönetemediklerini biliyoruz. Siz de biliyorsunuz, yaşıyorsunuz. Biliyorum, kapanma sonrasında bile aldıkları kararların ne kadar dengesiz oldukları ortaya çıktı. AVM'ler açık, çay bahçeleri kapalı. Allah bunlara akıl fikir versin. Nasıl aldılar bu kararları emin olun anlamakta zorlanıyorum. Biliyorum, Pandemi döneminde diğer ülkelerin yaptığı gibi vatandaşına hibe vereceğine, karşılıksız yardım yapacağına, IBAN numarası açtılar, vatandaştan para topladılar. Dünyada örneği olmayan bir uygulama. Hani kasalar tıka basa dövizle doluydu? Vatandaşlarımız bunları görüyor. Biliyorum, Pandemi döneminde 2020'nin ilk 9 ayında 107 bin hanenin elektriği kesildi. Ne demektir ya Pandemi döneminde. Bunları anlatıyorum, söylüyorum, sevgili vatandaşlarım sizlerle konuşuyoruz, sizlere anlatıyorum. Ülkenin nasıl yönetildiğini siz de görüyorsunuz ben de! Biliyorum, 128 milyar dolar nereye gitti sorusundan rahatsız oluyorlar. Dünyanın en makul, dünyanın en gerçekçi sorusunu soruyoruz. Merkez Bankası'nın kasasındaki 128 milyar dolar nereye gitti? Bilmiyoruz. Ben bilmiyorum. 600 milletvekili de bilmiyor. 83 milyon da bilmiyor. Böyle bir devlet yönetimi cumhuriyet tarihinde hiç olmadı.

'NASIL BİR HELALLİK?'

Biliyorum, ülkede her şeyi sattılar, döviz bitti, bu ülkenin onuruyla oynar noktaya geldiler. Ben maske takıyorum sen keyfine bak diye reklamlar. Bir sürü rezalet çıkardınız bari bu milletin onuruyla oynamayın. Onu da yaptılar. Ben unutmuyorum siz de unutmayın. Biliyorum, devlette liyakat sistemini yerle bir ettiler. Yandaşlar eski milletvekilleri her birisi bir yerde göreve atandı. Esnaf kan ağlarken, elektrik parasını ödeyemezken, sarayın beslemeleri birden çok maaş alarak krallar gibi yaşadılar. Biliyorum, ekonomik ve siyasal bir buhranla vatandaş karşı karşıya iken saraydakiler keyif içinde yaşadılar. Hiçbir sorun yok orada ne ekonomik ne sosyal. Sarayla Türkiye arasında 180 derece fark var. Acı olanı, bir lokantacı bana bir ileti göndermiş 'Beş mart 2020 tarihinde restoranımı açtım. 438 günde sadece 187 gün açık kaldım. Kiralarımız vardı, kiralarımızı ödedik cepte para kalmadı. Kredi çektim. Devletin desteği komedisinin sınırlarını biliyorsunuz o bile bizi teğet geçti. Lütfen bizim sorunlarımızı dile getirin. Ülkede sadece emekliler ve çiftçiler yaşamıyor bizler de yaşamıyoruz.' Ömer Bey kardeşim defalarca sizin sorunlarınızı dile getirdim, benim görevim. Bugün de yaşadığınız sorunları dile getiriyorum. Bütün bunlar olurken şimdi kalkmışlar vatandaşa, yaptıkları rezaleti biliyorlar, şimdi diyorlar ki sizden helallik istiyorum. Nasıl bir helallik? Kör kuruşa muhtaç ettiğin esnaf sana helallik verecek mi? İşsiz bıraktığın milyonlarca genç sana helallik verecek mi? Pazar artıklarından beslenen yüz binler sana helallik verecek mi? Dükkanı kapalı aylardır çalışmıyor icra memuru kapıda bu adam sana helallik verecek mi? E onlar da açıklama yaptılar dediler ki biz hakkımızı helal etmiyoruz. Sorumlusu kim? Bizi yöneten sensin. Ben sana hakkımı nasıl helal edeceğim diyor. Kör kuruşa esnafı muhtaç edeceksin, milletin cebinden beş kuruş çıkmayacak dediğin KÇÖ yapanlara milyarlarca dolar vereceksin. Esnafa sıfır. Hangi vicdan kabul eder bunu?

'TÜRKİYE'YE HUZUR GELECEK'

Dolar yükseliyor, kim karlı? Kim bundan nemalanıyor? Kim? Beşli çete. Dolar attıkça bunların keyfi yerinde. Öyle bir sözleşme yapmışlar ki sadece dolar değil Amerika'da enflasyon yükselirse onu da veriyorlar. Defalarca söyledim, devlet akılla yönetilir. Bilgiyle, birikimle, liyakatle, adaletle yönetilir. Devleti keyfi olarak yönetemezsiniz. Özel çıkarlarınız için devleti yönetemezsiniz. Orta Çağ mantığıyla 21'inci yüzyıl devletini yönetemezsin. Devleti öyle bir yöneteceksin ki millet senden helallik isteyecek. Özrün kabahatinden büyük, milleti nasıl perişan ettiğini görüyorsun, e bana hakkınızı helal edin. Niye etsin? Son süreçte esnaf 20 gün kapalı kaldı şöyle bir talepleri var; sosyal güvenlik primleri ve vergileri faizsiz olarak en azından erteleyin diyorlar. Bu işin erbabı milletini seven milletine saygı duyan hayatı boyunca varlığını canını malını düşüncesini millete feda eden bir liderimiz vardı rahmetli Bülent Ecevit. 'Ne ezen ne ezilen insanca hakça.' Size onu vadediyorum. Size onu vadediyorum ne ezen olacak ne ezilen. İnsanca hakça bir düzenolacak. Efendim kimliği böyleymiş, yaşam tarzı böyleymiş bu ayrımı yapmayacağız. 83 milyonu kucaklayan herkesi eşit gören fukaralığı bu coğrafyada yerle yeksan eden bir Türkiye'yi vadediyoruz. Fazla değil, Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda ilk 6 ayda göreceksiniz. Türkiye'ye huzur gelecek. Türkiye'ye barış gelecek. Kimse kimliğinden ötürü sorgulanmayacak. Yaşam tarzından dolayı sorgulanmayacak. Bu millette kim yaşıyorsa başımın üstünde yeri var. Ve benim bu millette bir sözüm var Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda FETÖ'nün siyasi ayağını çıkaracağım, mafyanın da siyasi ayağını çıkaracağım.'

Editör: Haber Merkezi