Yapımcılığını Perde Sanat Tiyatrosu'nun üstlendiği filmin oyuncularından ve Perde Sanat Tiyatrosu kurucularından İbrahim Sevinç de film ile ilgili Başkent'in sorularını yanıtlarken, 'Film Adana, İzmir ve Antakya ile yurtdışındaki festivallere gidecek. Ödülle döneceğine çok inanıyoruz. Senaryosunu Hüseyin Alp Tahmaz'ın yaptığı oyunu Perde Sanat Tiyatro ekibi olarak, pandemiden önce bu filmin oyununu oynuyorduk. Biz de kısa film yapabilir miyiz? diye konuştuk. Senaristimiz bizim için kısa filme çevirdi. Daha sonra Gürsel hocayla buluştuk ve ortaya bizim için harika bir eser çıktı' dedi.

• Nereye filmi ile yolunuz nasıl kesişti?

İbrahimler (Perde Sanat Tiyatro kurucularından İbrahim Sevinç ve Caner ) daha önce Perde Sanat olarak Savaş Suçu diye bir kısa film çekmişlerdi. Onunla ilgili sosyal medya paylaşımlarını gördüm. Beğendim ve tebrik ettim, derken İbrahimlerle buluştuk. 'Bu filmi kendi kendimize çektik. Yönetenimiz yoktu, profesyonel yönetmen desteği almamıştık. Bir ekibimiz de yoktu' dediler ben de 'ödüllere bakılırsa gayet iyi yapmışsınız, yönetmeniniz yoksa yardımcı olurdum' dedim. Böylece Nereye filmi için konuşmaya başladık. Ayrıca zaten Suriye savaşından bu yana mülteciler ve göç meselesiyle ilgili kafa yoruyordum. Benim de yapmak istediğim projeler arasındaydı. Bu nedenle de filmin yönetmenliğini tereddütsüz kabul ettim.

İNSANIN EN TEMEL HAKKI YAŞAM HAKKIDIR

• Peki mülteci konusuna bakış açısını anlatır mısınız?

Yeni projelerle ilgili kafa yorma noktasında, ciddi araştırmalalar yapmıştım. Şu anda kaynağını hatırlayamıyorum ama gördüm ki dünya çapında 360 milyona yakın insan göçer vaziyette. Bu kadar insan sürekli yer değiştirerek yaşamak durumunda. Bu üniversitelerin çalışmaları sonucunda ortaya çıkan resmi veriler. Birçok ülkenin toplam nüfusundan daha fazla bir rakam. Düşünün dünyada nüfus kalabalığı açısın dan ilk 3 ülke olan Çin, Hindistan, sonra da Amerika'dır. Amerika Birleşik Devletleri bile 320 milyon nüfusa sahip. Dünyadaki göçmen nüfusu ABD'den bile fazla. Üstelik bu insanların bir kültürü yok. Sadece ve sadece karın tokluğuna yaşıyorlar. Herhangi bir yemek kültürleri yok, yemeği bile o da bulabilirse günlük bulabilen insanlar için eğitimden, sağlıktan söz etmek abes bir durum. Biz biliyoruz ki insanın en temel hakkı yaşam hakkıdır ve bu hak insanı insan yapan şeylerin en başında gelir. Bu insanların yaşam hakkı suistimal ediliyor ve yaşam hakları ellerinden alınıyor. O nedenle mültecilerin yerleşik hayata geçirilmesi, en azından yemek, eğitim ve sağlık haklarının verilmesi gerek. İşte bunun için de bu filmin hikayesi çok önemli ve ben de bu insanlar için durduğum yerden bir şey yapmalıyım diye düşündüm.

• Sinemanın insan üzerindeki etkileyiciliği konusunda neler söylersiniz?

Edebiyat, tiyatro ve sinema hakikaten çok etkiyeci sanat dalları. Şöyle ki ben bu göç meselesi araştırmaları sırasında çok sayıda film izledim. Örneğin İspanyol yapımı ADU diye bir film izledim ve oradaki bir sahne hayatımın sonuna kadar aklımda kalacak. Film Afrika'dan İspanya'ya gitme serüvenini anlatıyordu. Kaçak geçiş olduğu için tekrar Afrika'ya iade ediliyorlar ve kampa alınıyorlar. Bu insanlar kışın ortasında sadece üstü kapalı çadırlarda yaşamak zorunda bırakılıyor. İşte bu görüntüde binlerce çadır. Bu fotoğrafın etkisini hiçbir demeç, hiçbir semyozyum gösteremez. Tarihte 2'nci Dünya Savaşı'nı bitiren tetikleyici güçlerden biri de bir fotoğraftır. Düşünün bir fotoğraf karesi savaşı bitirebilecek güce sahip olabiliyor.

GERÇEK YAŞAMLAR FİLMDE

• Nereye filminde oyuncu olmayan mültecilerin de rol alıyor. Bu durum film üzerinde nasıl bir etkiye sahip?

Bu önce bir tiyatro oyunuydu. Oyunu çalışmaya başladık. Filmimizde 4 ana karakterimiz var. Bunların hikayelerini yolculuğunu geçmişleriyle birlikte takip ettik. 15 kişi bir kamyon kasasında geçiyor. Nereye kısa filmin senaryosu gerçek yaşanmış bir durumdur. Yazar, 2006 yılında bir gazetede bir haber görüyor. 42 mülteci kamyonet kazasında öldü diye. Tabi biz 42 kişiyi anlatamıyoruz. Filme 15 kişi sığdırabildik. 15 kişinin de hayatını anlatmamız kısa film bazında mümkün olamadı ve sadece 4 kişiye yer verebildik. Mesela Afgan mülteciyi Afganlı biri, Suriyeli bir mülteciyi Suriyeli biri canlandırdı. Bu da gerçekçilik açısından filme hizmet edecekti ve gerçekçilik katacaktı nitekim öyle de oldu.

• Peki oyuncu olmayan göçmenlerle çalışmak zor oldu mu?

Olmadı. Daha önce bir göçmenle böyle bir deneyimim olmuştu. O nedenle işi doğallığına bıraktık onların kendi duruşları o sahne için yetti. Bir de o atmosferi sağladığınızda yönetmen olarak içine koyduğunuz insan, ondan etkileniyor ve o atmosfere giriyor. Yani yönetmenin yöntemleri vardır. Ben de kendimce o yöntemleri kullanırım. Bazen böyle gerçekçi sahnelerde gerçekçi kişiler çok daha sağlıklı olabiliyor.

• Filmi kaç günde çekebildiniz?

Çekim sürecimizden önce çok prova yaptık. Oyuncu arkadaşlarımız sete çıktığında artık ne yapacağını biliyordu. Bu nedenle de provaları saymazsak 2 gün sürdü.

• Yönetmen gözüyle kısa filmle uzun film arasındaki fark nedir?

İkisi arasındaki fark kurgusal bir şey aslında. Edebiyattan bir örnek vermem gerekirse uzun metrajlı film roman ise kısa film şiir demektir. İkisi arasındaki fark böyle bir şey. Derdiniz hikaye anlatmaksa bunu kısa filmle de çarpıcı bir şekilde anlatabilirsiniz.

FİLMİN ÖDÜLLE DÖNECEĞİNE ÇOK İNANIYORUZ

Filmin oyuncusu İbrahim Sevinç de 'Film Adana, İzmir ve Antakya ile yurtdışındaki festivallere gidecek. Ödülle döneceğine çok inanıyoruz. Senaryosunu Hüseyin Alp Tahmaz'ın yaptığı oyunu Biz Perde Sanat Tiyatro ekibi olarak pandemiden önce bu filmin oyununu oynuyorduk. Biz de kısa film yapabilir miyiz diye konuştuk. Senaristimiz bizim için kısa filme çevirdi' dedi. Ünlü yönetmen Gürsel Ateş ile çalışmaları hakkında bilgi veren Sevinç, 'Bizim Gürsel Ateş ile çalışmış olmamız büyük deneyim ve eğitim oldu. Yönetmenimiz bir nevi okul oldu bize. Filmimizde Türk mültecilerin de hikayesini anlattık. Burada diğer ülkelerden buraya gelen mültecilerle birlikte Türklerin mülteci olma durumu ve o noktada yaşanan sıkıntıları da vurgulamaya çalıştık' şeklinde konuştu. Perde Sanat olarak projeleri hakkında konuşan Sevinç, şunları söyledi: 'Osmanlı komedisi İstiibdad Kumpanyası'nı hazırlayacağız. Kısa filme bir noktada ara vereceğiz. Tiyatromuz oyunlarını Fade Sahne'de oynuyor. Provalarımız da burada yapıyoruz. Nereye filmi de burada çekildi. Katkılarından dolayı Fade Sahne sahhibi Murat Afşar'a da sizin aracılığınızla teşekkür ediyoruz. Açıldığı günden beri buradayız.'

Editör: Haber Merkezi