• Pandemi, özel halk otobüsleri sektörünü nasıl etkiledi?

Koronavirüs salgını beklenmedik bir şeydi. Bizim sektörümüzü diğer esnaf guruplarından daha farklı şekilde etkiledi. Netice itibarıyla doğrudan kamu hizmeti veren bir sektörüz. Bu süreçte esnafımız kamuoyu hizmetini aksatmamak için işlerini yapmaya devam etti. Giderlerimiz artmasına rağmen gelirlerimizde ciddi azalmalar oldu. Evini, arabasını satıp ayakta kalmaya çalışan arkadaşlarımız var. Şu anda da esnafımız işlerini bir şekilde yürütmeye çalışıyor. Geçtiğimiz Nisan ayında 7244 sayılı bir kanun çıktı. Üç aylık olarak belediyeler üzerinden esnafımıza destek verilmesine yönelik bir kanundu. Onda da 25 belediye dışındaki belediyeler kendi mali durumlarını gerekçe göstererek destek vermedi. Bizler de bu süreçte Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin bazı destekleriyle ayakta kalabildik.

'BU SEKTÖRDEN BAŞKA BİR KAYNAĞIMIZ YOK'

• Verilen destekler yeterli mi?

Bizim sektörümüz ücretsiz hizmet yapılan tek sektördür. Kamuoyu sadece yaşlılar ve engellilerin ücretsiz bindiğini zanneder ama 24 farklı kart çeşidi olan yerler var. Dolaysıyla Bursa modelini önemsiyoruz. Burada her ücretsiz hizmet gören kişi başına belediye belli bir ücret ödüyor. Kayseri modelinde kilometre başına destekleme ödüyor. Özellikle bu modellerin üzerine tüm belediyelerin çalışma yapması gerekiyor. Taşıma, toplumun zorunlu ihtiyacıdır ama dikkat ederseniz belediyeler taşıma ücretlerine uzun süre zam yapmazlar. Belediyeler kamu kaynaklarını kullandıkları için kendi zararlarını başka bir yerden kapatabilirler. Ama bizlerin bu sektörden başka bir kaynağımız yok. Dolayısıyla kaliteli ve sürdürülebilir olması için ulaşım sektörünün sadece Pandemide değil her zaman desteklenmesi gerekir. Kanunlardaki bazı eksiklikler nedeniyle belediye desteklerinin yapılmasının önü kapanıyor.

'BELEDİYELERİN ÖNÜNÜ AÇMAK LAZIM'

• Yasal mevzuatlarla ilgili ne gibi eksiklikler var?

Zor bir sektörüz. Otobüsleri kenara çekelim çalıştırmayalım diye bir lüksümüz yok. Diğer tüm esnaf gruplarımız da çok ciddi zorluklar yaşıyor ama biz çalışarak zarar ediyoruz. Zararlarımız da sürekli katlanarak artıyor. Buna çözüm bulmak için TBMM'de yasal eksiklikleri bir an önce gidermek lazım. Yoksa ben inanıyorum ki birçok belediye başkanı destek vermek istiyor ama maalesef bazı mevzuatlar buna el vermiyor. Bu güne kadar çok enteresan kanunlar çıkarılmış. 2018 yılında çıkarılmış olan 7144 sayılı kanunda büyükşehir belediyeleri ücretsiz ve indirimli taşımalarda özel halk otobüsçülerini, kooperatif ve taşıma birlikleri üzerinden destekleyebilir diye belirtilmiş. 5393 sayılı kanuna tabii belediyeler destek veremiyorlar ama o illerdeki arkadaşlarımız da ücretsiz ve indirimli taşıma yapıyorlar. Ayrıca esnaf odalarına kayıtlı üyeler, şirketler aracılığıyla bu işi yapan firmalar bu işten faydalanamıyorlar. Esnaf odaları kamu kurumu niteliğinde meslek örgütleridir ama böyle bir durumda esnaf odalarının da bir hükmü kalmamış oluyor. Bunu ortadan kaldırmak lazım. Belediyelerin bir şekilde önünü açmak lazım.

• Taşıma ücretlerine neden zam yapılmasını istiyorsunuz?

Toplu taşıma, kamuoyunun beklentisinin yüksek olduğu bir sektördür. 'Ben kaliteli hizmet alayım. Oturarak, konforlu bir yolculuk yapayım. Otobüs durağı hem bindiğim yere hem de gittiğim yere yakın olsun' diyen insanların çok fazla olduğu bir sektördür. Tüm bu imkanları vatandaşlarımıza sağlamak istiyoruz ama aynı amanda işletme maliyetleri çok yüksek olan bir sektörüz. Dolayısıyla uzun süredir zam yapılmayan taşıma ücretlerine, her yıl yeniden değerleme oranına göre zam yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer böyle olursa bizler de sürekli zam isteyen bir sektörmüş gibi anılmayız. Eğer bu yapılmıyorsa da devlet ve belediye desteklerinin önünün açılması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü akaryakıt fiyatları, trafik cezaları, yedek parça fiyatları, insan kaynakları maliyeti, vergiler gibi her şeyin maliyeti artarken ulaşıma zam yapılmaması işletmeciyi derinden etkiliyor. Kaliteden ödün vermiş oluyorsunuz. Otobüsünüzü değiştirmeyi bırakın restore bile edemiyorsunuz.

• Esnafın kredi borçları ne durumda?

Şu anda kredi borcu olmayan esnafımız yok. Bu kredileri yolcu geliriyle ödemeniz gerekiyor. Şu anda kapasite kısıtlaması hala devam ediyor. Gelir-gider dengesizliği ciddi boyutlara ulaştı. Bu sıkıntılarımız Pandemiden önce vardı, Pandemiyle daha da katlanarak büyüdü.

• Biraz önce bazı illerde uygulanan özel halk otobüsleri ile ilgili modellerden bahsettiniz. İstanbul'da uygulanan model nasıl işliyor?

İstanbul'da esnafımızın da vatandaşlarımızın da mutlu olduğu bir model geliştirildi. Esnafın kafasındaki gelir kaygısını ortadan kaldırdılar. 'Sen benim vatandaşıma kaliteli hizmet yap. Gelir endişesini ortadan kaldırıyorum. Ben sana düzenli para ödeyeceğim' dediler. Güzel bir sisteme oturdu.

'KAYITLAR ÜZERİNDEN DESTEK VERİLMELİ'

• Mevcut sistemde nasıl bir destek alıyorsunuz?

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 3 farklı bir ödeme yapılıyor. Bu ödemelerin ortalaması aylık bin lira. Bu para 1 buçuk günlük ücretsiz yolcu hizmetini anca karşılıyor. 2018 yılında biz bunun arttırılması gerektiğini de söylemiştik. Her yıl bu desteğin güncellenmesi gerekiyor. Bütün illerde artık elektronik ücret toplama sistemine geçildi. Kayıtlar zaten belediyelerde var. Kimin günde kaç indirimli ya da ücretsiz yolcu taşıdığı zaten ortada. Öyle varsayımlarla hareket edilen bir durum da yok. Her şey bu kadar şeffaf biçimde ortadayken bu kayıtlar üzerinden destek verilmesi gerektiğini her zaman söylüyoruz.

• Ücretsiz taşımayla ilgili yaşanan suistimaller genelde ne oluyor?

Sosyal devlet gereği ücretsiz taşımaya karar verilebilir. Ama devlet olarak bu durum özel sektörü nasıl etkiler diye de düşünülmesi lazım. Bizler ücretsiz ve indirimli taşıma yapmayalım demiyoruz. Eğer bu hizmeti veriyorsak makul miktarda bunun karşılığını alalım diyoruz. Biniş başına ücret ödendiği zaman ücretsiz taşımadaki suistimali de devlet görür ve önler. Bir yaşlı vatandaşımızın bedava diye günde 30 defa toplu taşıma aracı kullandığına şahit oluyoruz. Eğer devlet bunun ücretini esnafımıza öderse, bu suistimale bir sınırlama getirmesi gerektiğini anlayacaktır. Bununla birlikte engelli kartlarından yana da ciddi bir suistimalle karşılaşıyoruz.

'ÇOK FAZLA SAHTE KART YAKALIYORUZ'

• Engelli kartlarında nasıl bir suiistimal var?

Ben bu kadar sahte kartın olduğu bir dönem hatırlamıyorum. Devlet, engel oranını yüzde 40'a çektikten sonra bazı kişilerin otobüse koşarak gelip engelli kartı gösterdiğine şahit olduk. Esnaf arkadaşlarımız da etkileniyor, kim olsa etkilenir. Çünkü biz bu işi ticari yapıyoruz. Yani belediye otobüsleri o gün boyunca herkesi parasız taşısa bile onu ilgilendiren bir durum yok, çünkü kamu bütçesi kullanıyorlar. Engelli kartlarda amacımız engelli vatandaşlarımızın sosyalleşmesini sağlamak topluma katılımlarını sağlamaktı. Ama artık kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda olan hatta çalışmasına engel olmayan bazı vatandaşlar bile engelli kartı kullanmaya başladı. İnanılmaz sahte kartlar yakalanıyor. Sahte kartı yakalayan arkadaşlar da hakarete maruz kalıyorlar, darp ediliyorlar. Hem kul hakkı yiyorlar hem de haklıymış gibi bizim personel arkadaşlarımıza saldırıyorlar. Bunu önlemek çok basit; engel oranını tekrardan yüzde 60'a çıkarıp, gerçekten engelli olan vatandaşlarımızın faydalanacağı bir sistem oturtursak bu sorun çözülür. Bu zor bir şey değil. Hem adil taşıma hizmetini de sağlamış oluruz. Şöyle düşünün; çok lüks bir rezidansta oturan bir vatandaşı biz ücretsiz taşıyoruz, oraya temizliğe tamire giden insanlardan ücret alıyoruz. Önerilerimiz içerisinde bunu da sunmuştuk. Kart verilecekse de biniş başına bir ücret ödeyin ve kartı da gelir durumuna göre verin. Belirli bir mal varlığı olmayan, hiçbir geliri olmayan, sigortası olmayan vatandaşlara verilsin, onları taşıyalım dedik. Tabi bunlar siyasi kararlar. Biz bunları bütün siyasi partilere de, genel başkanlarına da anlattık. En son Cumhurbaşkanımıza da ilettik. Bu sektörün üç temel problemi var dedik. Birincisi ücretsiz taşıma… İkincisi çok farklı statülerde halk otobüslerinin ortak bir kritere kavuşturulması… Üçüncüsü belediye desteklerinin önünün açılması…

• Özel halk otobüsleri taşıma ücretleri ile belediyeye ait otobüs taşıma ücretleri paralel olmak zorunda mı?

Mesela sizinki daha yüksek olamaz mı? Evet, paralel seyretmek zorunda. Daha yüksek olabilir ama olmamalı çünkü aynı hizmeti sunuyoruz. Karar verici merci de zam yetkisi de tamamen ulaşım koordinasyon merkezindedir. Farklı olduğu zaman sanki biz EGO otobüslerinden çok farklı bir hizmet sunuyormuşuz gibi bir algı oluşuyor.

'ABB, YENİ BİR MODEL ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR'

• Otobüs hatlarınızla alakalı bir probleminiz var mı?

Hat güzergah düzenlemeleri vatandaştan gelen talepler doğrultusunda yapılıyor. Bu durumda tabi minibüs, otobüs ve taksi esnafının alt komisyon toplantılarında görüşleri alınıyor. Kimse kazanmış hakkını kaybetmek istemiyor veya hattına başka bir ticari aracın gelmesini istemiyor. Bu sadece Ankara'da değil bütün illerde böyledir. ABB'nin bu konuyla alakalı hat optimizasyonu çalışması var. Bunun sonucunda da doğru planlama ile vatandaşın ihtiyacına cevap verecek bir şekilde düzenleme yapılacağını düşünüyoruz. Mansur Bey farklı bir model olan 'Kiralama modeli' üzerinde çalışıyor ki bu esnafın gelir kaygısını ortadan kaldıracak bir formül. İnşallah bunu da hayata geçirirlerse rahatlama olacak. Bu da İstanbul modeline benzer bir model yani esnaflarımızın kaygısını kaldıracak bir model. Şu anda bu modelle en azından şu Pandemi süreci atlatılabilir diye düşünüyoruz.

'ŞOFÖRLERİMİZİN DERTLERİ DİNLENİLMELİ'

• Sektör olarak anlaşılamadığınızı düşünüyor musunuz?

Genel anlamda halk otobüsü esnafı biraz anlaşılmayı bekliyor aslında. Bizi ücretsiz taşımayı çok gündemde tuttuğumuz için eleştiriyorlar. Biz şunu diyoruz; bir yaşlımız bir engellimiz gidip ekmeği ücretsiz alabiliyor mu? Veya devlet 'şu gazeteyi her gün git büfeden bedavaya al' diyebiliyor mu? Hayır diyemiyor. Devletimizin yaşlılar ve engellerimiz için yaptığı rehabilitasyon merkezi, bakım evleri gibi gayet güzel projeler var. Özel sektörden bunu hizmet yoluyla aldığı zaman devlet bunun karşılığını ödüyor. Ancak bize gelince maalesef karşılığını alamıyoruz. Biz yine de esnaflarımızı ücretsiz taşıdığı vatandaşa iyi davranması konusunda sürekli uyarıyoruz. Esnafımız bir durakta on vatandaştan dokuzunu ücretsiz taşıdığı zaman aklı karışıyor ve maliyetimi nasıl çıkartırım diye düşünüyor. Ücretsiz taşınan yolcu bedelinin yarısını versinler ona da razıyız. Kamuoyunda kötü gösterilmek bizi rahatsız ediyor. Hiçbir özel sektör buna tahammül etmez. Arkadaşlarımız kimlik sorduğunda bile sıkıntı yaşıyor. Vatandaş haklıymış gibi şoförümüze saldırıyor. Basına da şoförümüz suçluymuş gibi yansıyor. Aslında araştırılıp otobüs şoförlerimizin dertlerinin de dinlenilmesi gerekiyor. Umarım ki tüm bu sorunlarımız kısa sürece çözüm bulur ve esnafımız rahatlar. Devletimizden destek bekliyoruz.

Editör: Haber Merkezi