• Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Uzman Psikolojik Danışman Ayşegül Anayurt. Ankara Üniversitesi'nde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde doktora öğrenimime devam ediyorum. Şu anda Metafor Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde bireysel ve aile psikolojik danışma hizmeti veriyorum. Aynı zamanda anne-baba-çocuk iletişimi ve etkileşimi, ebeveyn davranış ve tutumları gibi konularda çalışmalarımı sürdürüyorum.

• TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre Türkiye'de her geçen yıl evlenme oranlarının düşmesine karşın, boşanma oranlarındaki yükselişi neye bağlıyorsunuz?

Araştırmalar; özellikle son 35 yılda dünyada boşanma oranlarında dramatik bir artış olduğunu göstermektedir. Türkiye'de ise boşanmaların son 20 yılda artış gösterdiği söylenebilir. Köylerden kentlere göç, iletişim teknolojilerinin ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması, tüketim kültürünün değişmesi, bireysel değerlerin ön plana çıkması, boşanma sürecine toplumun ve kültürün bakış açısının değişmesi, ekonomik problemler gibi durumlar aile içi şiddet ve boşanma olgusunu da beraberinde getirmektedir. Bu doğrultuda da benzer şekilde evlenme oranlarında da bir düşüş olduğu gözlenmektedir.

BOŞANMANIN BİRÇOK NEDENİ VAR

• Boşanma kararlarının toplumsal ve ekonomik alan ile bağlantısı nedir? Açıklar mısınız?

Boşanma süreci yalnızca hukuksal anlamda gerçekleşmemektedir ve boşanmanın pek çok boyutu bulunmaktadır. Bu boyutlar; duygusal, ekonomik, ebeveyn, toplumsal ve psikolojik olarak tanımlanabilmektedir. Bu boyutlarda yaşanan güçlükler, farklı zamanlarda ve farklı şiddetlerde oluşabilir. Ancak özellikle dikkatimizi çeken ve sosyal ortamda da fark edilen boyutlar olarak; ekonomik ve toplumsal alanı söyleyebiliriz. Toplumun boşanma olgusuna olan bakış açısı geçmişe oranla esneklik kazanmıştır. Yani toplumun bakış açısı olumlu yönde ilerlemektedir ve boşanma süreci olağan karşılanan bir durum olarak görülmektedir. Ekonomik problemler ise boşanma sürecine neden olan önemli faktörlerden biridir. Aile içerisinde yaşanan ekonomik sıkıntılar; iletişim problemlerine ve çatışmalara neden olmaktadır.

AİLE DANIŞMANLIĞI HİZMETİ ÖNEMLİ

• Sizin en çok karşılaştığınız boşanma sebepleri nelerdir? Bu konuda çiftlere ne gibi çözüm önerileriniz oluyor?

Türkiye'deki boşanma nedenleri incelendiğinde evliliklerin tamamına yakının 'Geçimsizlik' nedeni ile sona erdiği görülmektedir. Bu durum TÜİK tarafından açıklanan verilerle de desteklenmektedir. Geçimsizlik; ekonomik, sosyal, bireysel, toplumsal gibi pek çok faktörden kaynaklanmaktadır. Ancak özellikle TÜİK ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın yaptığı çalışmalara baktığımızda ya da bizim karşılaştığımız boşanma sebeplerini gözlemlediğimizde; sorumsuz ve ilgisiz davranma, fiziksel, duygusal ve psikolojik şiddet, eşlerin birbirlerinin ailelerine karşı saygısız davranması, ekonomik geçimi sağlayamama, aldatma, alkol ve kumar alışkanlığı ve madde bağımlılığı gibi durumlar belirtilebilir. Yapılan bazı araştırmalar ise artan boşanma nedenleri olarak; evlilik hayatının rutinliği, aile içi iletişim azlığı ve aile içi rollerin değişimini göstermektedir. Bazı aile üyeleri bu değişim ve gelişimler karşısında zorluklarla karşılaşmakta ve karşılaştıkları problemlerle başa çıkamamaktadır. Bu değişiklikler; aile ve evliliğe ilişkin beklentilerin karşılanamamasına neden olarak, aile içi sorunların artmasına yol açmaktadır. Bireylerin evlilik ilişkisinin sürmesi ve aile kurumlarının devamının sağlanmasında, çiftlere yönelik profesyonel destek sağlama ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu ihtiyaç doğrultusunda aile içi ilişkilerin geliştirilmesi, ailenin desteklenmesi, ailedeki problemin etkin bir şekilde ele alınabilmesi ve sağlıklı iletişimin kurulabilmesinde aile danışmanlığı hizmetini almalarını önerebilirim.

• Veriler, evlenme hızının da düştüğünü gösteriyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Evlilik kararı birçok etmen tarafından doğrudan ya da dolaylı bir şekilde etkilenmektedir. Bu etmenler özellikle ekonomik ve toplumsal yapıdaki değişmelerden kaynaklanmaktadır. Bireyselleşmeye başlayan toplum yapısı; aileye ve evlilik kurumuna verilen değeri arka plana alırken bireysellik ve ekonomik özgürlük gibi değerleri ön plana çıkarmaktadır. Bundan dolayı da bireyin sorumluluklarındaki önceliği değişmekte ve aileden ziyade bireysel faydayı öne çıkardığı düşünülmektedir.

30-39 YAŞ ARALIĞINDA BOŞANMA ORANLARI YÜKSEK

• Evliliklerde yaş faktörünün ya da çiftler arasındaki eğitim seviyesinin bir önemi var mıdır?

Öncelikle bireyin kendini tanıması, değer yargılarını fark etmesi, evlilik yaşantısı ile ilgili beklentilerini ve isteklerini bilmesi çok önemlidir. TÜİK verilerine göre; 30- 39 yaş aralığında boşanmaların artış gösterdiği belirtilmektedir. Gelişim dönemi olarak bu durumu ele aldığımızda; birey bu dönemde meslek rolleri ve evlilik yaşantısı ile ilgili geçiş döneminde olduğu için aldığı kararlar konusunda değişimler gösterebilir. Sosyal açıdan bu dönemi değerlendirdiğimizde; toplumsal rol ve sorumlulukların yerine getirilmeye çalışıldığı, aile kurumunun oluşturulduğu ve sosyal ilişkilerin önem kazandığı yıllardır. Ancak aynı zamanda bu dönemde; bireyin yaşantısını sorguladığı, kararsızlıklar yaşadığı, iş ve özel yaşamında çeşitli stres faktörleri ile mücadele ettiği söylenebilir. Bu nedenle; bireyin evlilik kararı alması için hem psikolojik hem de fiziksel olarak bir olgunluğa erişmiş olması beklenmektedir. Eğitim seviyesi ile ilgili durumu değerlendirecek olursak yapılan araştırmalardan bazıları çiftlerin eğitim durumları arasında belirgin bir fark olmadığını ortaya koyarken; yapılan diğer araştırmalar ise eğitim durumuyla ilgili boşanmaların seyrine bakıldığı zaman, eğitim durumu yükseldikçe boşanma oranının düştüğünü göstermektedir. Araştırmalar dışında bu konuya değinecek olursam; çiftler arasındaki eğitim seviyesi farklılığı ilişkide psikolojik bir üstünlük olarak kullanılmaya çalışılıyorsa bu durumun problem yarattığını belirtebilirim.

ÇATIŞMALAR SAĞLIKLI OLMALI

• Size göre çiftler arasında mutlu ve devamlılık gösteren bir evliliğin, genel anlamda formülü var mıdır? Bu anlamda danışmanlık yaptığınız çiftlere tavsiyeleriniz ne oluyor?

Evlilik yaşamının sağlıklı bir şekilde yürütülmesinde ve problemlerin etkili bir şekilde çözümlenmesinde; eşlerin birbirlerine karşı sevgi ve saygı duymaları, bu sevgi ve saygıyı davranışlar yoluyla birbirlerine iletebilmeleri, duygu ve düşüncelerini paylaşmaları büyük bir öneme sahiptir. Aynı zamanda eşlerin; ailevi konular, bireysel farklılıklar, değerler gibi konularda birbirlerine karşı anlayışlı davranmaları ve birbirlerini kabul etmeleri evlilikte uyumun ve aile yaşantısının temel konularındandır. Aslında çiftlerin üzerinde durması ve dikkat etmesi gereken konuları şu şekilde özetleyebiliriz: Ailede çatışmadan kaçmayın. Sağlıklı çatışmalar; problemlerin ortaya konması, üzerinde uzlaşılması ve ailenin gelişimi açısından oldukça önemlidir. Hem ailenizle birlikte vakit geçirdiğiniz hem de bir birey olarak kendinize zaman ayırabildiğiniz etkinlikler oluşturun. Konu ne olursa olsun saygıyı ilişkinizden uzak tutmayın. Öncelikle bir birey olarak değerlerinizi ve birbirinizi kabul edin. Ailedeki roller konusunda çok katı olmayın. Olaylara, durumlara ve problemlere yönelik esneyebilmek, bakış açınızı değiştirmenize yardımcı olabilir. Ailedeki sorumluluğu tek bir bireye yüklemeyin ve evdeki kurallara birlikte karar verin. Hatta bu kurallar oluşturulurken; birlikte bir masanın etrafında toplanarak evde yaşayan bütün aile üyelerini sorumluluk konusunda destekleyin.

• Size göre evliliğin ciddi sorumlulukları nelerdir?

İki yetişkin bireyin yaşamlarında verdikleri en önemli kararlardan birisi evliliktir. Bireylerin evlilik yaşamlarının oluşmasıyla birlikte toplumun en küçük birimi olan aile kavramı önem kazanmaktadır. Evlenerek bir aile sistemini oluşturan iki birey; aynı zamanda birbirlerinin ihtiyaçlarını da gidermeye çalışarak fizyolojik, psikolojik ve sosyal açıdan bir iyi oluş sağlamaya çalışmaktadırlar. Bir ailede; eş sisteminin var olması çiftler arasındaki ilişkide huzur ve mutluluk açısından oldukça önemlidir. Aile sistemi içerisinde eşler; birbirleri ile ortak amaçlar ve hedefler belirleyerek ve birbirlerine zaman ayırarak aile yaşantısını güçlendirebilirler. Ancak aynı zamanda eşler; bireysel olarak ayrı bir yaşama da sahip olmalıdır. Eşler; birbirlerinin özgürlüklerini kısıtlamamalı, kendilerine özel zaman ayırabilmelidir. Bu dengeyi sağlamak sağlıklı aile yaşantısı için önemlidir. Bir eş; evdeki sorumluluğu paylaşabilmelidir. Birey; eş görevini yerine getirirken hem ebeveynlik görevini yerine getirebilmeli hem de kendine zaman ayırabilmelidir. Bu durum oluşmadığı takdirde; ailede iletişim azalmakta, ihtiyaçlar karşılanamamakta, çatışmalar artmakta ve paylaşım azalmaktadır.

BOŞANAN EŞLERİN ÇOCUKLARI…

• Evliliklerini sona erdiren çiftlerin çocuklarında ne gibi bir psikolojik sorun oluşuyor? Çiftlerin, çocuklarına karşı yaklaşımı bu bağlamda nasıl olmalı?

Boşanma süreci; eşlerin aile birliğini sonlandırması olarak görülmekle birlikte, süreçten etkilenen sadece eşler değildir. Boşanan çiftler arasında aynı zamanda ebeveyn olanlarda mevcuttur. Bu nedenle, eşlerin ayrılmasından çocukları da etkilenmektedir. Boşanmanın çocuklar üzerindeki etkisi pek çok faktöre bağlıdır. Bu faktörlerden bazıları; yaş, cinsiyet, boşanma sonrası çocuğun ebeveynleriyle olan ilişkisi, ebeveynlerin çatışma durumlarının devam etmesi, ebeveynlerinin tekrar evlenmesi gibi sıralanabilir. Bu faktörler, çocukların psikolojik iyi oluş hallerini önemli düzeyde etkilemektedir. Yapılan pek çok araştırmada; ebeveynlerin ve çocukların boşanma süreci sonrasında yaşadıkları zorluklar ve bu zorlukların neden olduğu problemler üzerinde çalışılmaktadır. Her çocuğun yaşına ve içinde bulunduğu gelişim dönemine göre boşanma durumunu algılama biçimi farklılık göstermektedir. Boşanmanın çocuk üzerindeki etki alanları farklılaşmasına rağmen boşanmış ailelerinin çocuklarında görülen ortak tepkiler bulunmaktadır. Bu tepkiler; ayrılan veya boşanan anne babalardaki değişikliklerle ilişkilidir. Genellikle ayrılığı izleyen dönemde çocukların; duygusal, davranışsal bozukluklarında artış olduğu görülmektedir. Ancak bu sürecin sağlıklı bir şekilde atlatılmasında; ebeveynlerinin çocuğa karşı olan tutum ve davranışları da belirleyici bir nitelik taşımaktadır. Boşanma kararının; çocuğun yaşı ve içinde bulunduğu gelişim dönemi göz önünde bulundurularak paylaşılması, çocuğun yanında olunacağı mesajının verilmesi, boşanma kararının anne ve baba tarafından birlikte açıklanması, her iki ebeveyniyle de görüşeceği zamanlar hakkında çocuğun bilgilendirilmesi ve bu kararın onun herhangi bir davranışı nedeniyle olmadığının belirtilmesi oldukça önemlidir. Boşanma sürecinin öncesinde ve sonrasında çocukların yaşadıkları zorluklar ile başa çıkabilmelerinde profesyonel bir destek alınmasının da önemli olduğunu söyleyebilirim.

Editör: Haber Merkezi