• Öncelikle kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

1976 Ankara doğumluyum. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) olarak 2004 yılında serbest olarak çalışma hayatına başladım. ASMMMO Sosyal Güvenlik Mevzuatı Komisyonunda , sosyal güvenlik konularında çalışmalar yaptım. İngiltere ve Galler Muhasebeciler Federasyonunun (İnternational Financial ReportingStandarts) Uluslararası Finansal Raporlama (IFRS) eğitimlerine katıldım. Liderlik, kurumsal yönetim, zaman yönetimi, çalkantılı dönemlerde liderlik, öfke yönetimi, özdeğer gibi pek çok kurumsal ve kişisel eğitimler aldım. Dünyanın 58 farklı ülkesine ziyaretlerde bulundum, Amerika'dan Japonya'ya, Brezilya'dan Arjantin'e, Avrupa ülkelerinden, Rusya ve orta doğu ülkelerine kadar pek çok ülkede mesleki bağlantılara sahibim. Halen ekonomist dergisine mesleki yazılar yazmaya devam ediyorum.

• Sosyal Güvenlik sistemi nedir?

Sosyal güvenlik sistemi sosyal devlet gereği vatandaşların sosyal haklarının emeklilik, yaşlılık gibi kısa vadeli rahatsızlıkları durumunda güvence altına alınarak sosyal devlet ilkesinin yerine getirilmesi demektir.

• Sosyal Güvenlik Uzmanı nedir?

Türkiye'de Sosyal Güvenlik Uzmanı diye bir unvan, öyle bir kadro yok. Ben mesela mali müşavir kökenliyim. Ama, bu alanda yetkin kişiler sosyal güvenlik uzmanı unvanını kullanabiliyorlar. Sosyal güvenlik uzmanlığı, mali müşavirlikten ayrı telaffuz edilirken aynı zemine oturtulmuş. Aynı kişi tarafından yönlendiriliyor. Ancak sosyal güvenliğin ve mali müşavirliğin birbirinden ayrılması gerekiyor.

İNSANLAR ÇALIŞIRKEN GELECEĞİNİ İNŞA EDER

• Bu ayrıma neden gereksinim var?

Çünkü sosyal güvenlik alanı kendi içinde zaten derya deniz. Yani şirketlerin sigortaları onların hakları ve bunların denetimleri çalışanların emeklilik hesapları, şirket, çalışan boyutuyla baktığınız zaman gerçekten çok geniş kapsamlı bir konu. Bu konu birbirinden ayrılmalı devlet bu konuya bir adım atıp, düzenlemeler getirmeli yoksa sosyal güvenlik hizmetinin işleyişi ülkemizde tam olarak yerini bulmuş değil. Tam da bu noktada bu ayrışmanın konuşulması gerektiğini düşünüyorum

• Size daha çok ne zaman emekli olacağım? Ne kadar maaş alacağım ya da program ne olmalı Bağkur'a mı geçmeliyim gibi soruların cevabını arayan kişiler mi geliyor?

İnsanlar bize daha çok geleceklerini planlamak için geliyorlar. İnsanlar çalışırken geleceğini inşa eder. Sosyal güvenlik bu alandaki temel taşlardan bir tanesi. Emeklilikten sonra nasıl bir hayatım olacak bu noktadaki soru işaretinin emekliliğin ne zaman olacak ve ne kadar para alacağım gibi sorular çok önemli. Sosyal güvenlik alanında kısaca her anlamda kendini garantiye almak var.

• Sosyal Güvenlik alanında 2007'de bir değişiklik yapılmış bu değişikliğe göre farklı sosyal güvenlik alanları tek bir kurum altında toplanmış ve denetlenmesi yapılmış denetlenmeye geçilmiş, bu sizce de daha verimli daha hızlı bir çalışma sistematiğine mi döndürmeyi sağlamış?

Aslında buna çatı uygulaması denildi. Emekli Sandığı, Bağkur ve SSK birleştirilerek tek çatı altında toplanması itibariyle bir sosyal güvenlik hizmeti gerçekleştirildi. 4A, 4B, 4C oldu. Ancak bu ayrımın tam olarak hala gerçekleşmediğini görüyoruz. Kişilerin son 7 yılda en çok hangi kuruma sigortası yatırılmışsa, kişi o kurumdan emekli oluyor. O noktada, emeklilik zamanı, emeklilik parası vs her şey değişebilir.

ÇATI SİSTEMİ

• Peki bu çatı sisteminin avantajları dezavantajları nelerdir?

Bence tam anlamıyla bir birleşme gerçekleşmedi. Baktığınız zaman Sosyal Güvenlik Kurumu olarak birleştirildi. SGK tek elden planlanıyor. Bu planlama bir düzen getirecektir. Bu şekilde olumlu tarafları var. Fakat bir taraftan daha teferruatlı daha detaylı bir çalışmayı yapılamaz hale getirdi.

• Sosyal Güvenlik Danışmanlığı anlamında size nasıl başvuruyorlar?

Çağımız teknoloji ve inovasyon çağı buradaki sosyal medya kanalları internet sitesi gibi kanallardan bize ulaşabiliyorlar, ancak şu an daha çok sosyal medya ve müşteri memnuniyeti aracılığıyla bize ulaşabiliyorlar

• Çeşitli sıkıntılardan bahsettiniz bu sıkıntılara karşı önerileriniz nedir?

Yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biri bu mesleğe yeterince ilginin gösterilmemesidir. Mali müşavirlik açısından söylüyorum bunu. Bir mali müşavir yüzde seksen anlamda mali konularla ilgili ve o alanda hizmet veriyorken, yüzde 10 sosyal güvenlik alanında hizmet verebiliyor. Dolayısıyla sosyal güvenlik uzmanlığını layıkı ile yerine getirilemeyebiliyor. Çünkü mali müşavirlik başlı başına bir alan. Sosyal güvenlik uzmanlığı da ihtisaslaşmayı gerektirmekte. Zaman anlamında özellikle mali müşavirler bu konuya yoğunlaşamamakta ve yetersiz kalmaktadır. Ülkemizde sosyal güvenlik uygulaması 1 ders bile değil.

• Sektör adına beklentileriniz neler?

Devletten beklentilerimiz bu sosyal güvenlik alanındaki bilincin farkındalığın artırılmasına yönelik çalışmaların yapılması. İlk olarak sosyal güvenlik danışmanlığı uygulamasına geçilmeli. Bu konuda insan yetiştirilmesi ve halkın daha bilinçli hale getirilmesi beklentilerimiz arasındadır. Mesela emekliliğini merak eden biri e-devlet sisteminden ne zaman emekli olacağını kolayca öğrenebilir ancak başka daha detaylı bir bilgi öğrenemez. Bu sistemler 'Bağkur'dan emekli olsanız daha avantajlı olacaksınız ya da SSK'dan emekli olsanız daha avantajlı olursunuz' demez. Yani sistem size yanlış yoldaysanız bile o yolculuğun sonucunu söyler. Sosyal güvenlik danışmanlığı bu anlamda çok önemli.

TÜRKİYE'YE YATIRIMLAR

• Öte yandan yabancı şirketlere yatırım danışmanlığı yapıyorsunuz. Bununla ilgili neler söylersiniz?

Türkiye'nin yabancı yatırımcıları ülkeye çekmesi gerekiyor.

• Yabancı yatırımcı Türkiye'den kaçıyor diye haberler çıkıyor bununla ilgili neler söylersiniz? Mevcut durum nedir?

Giden de var gelen de var. Mesela dünyada ciddi bir temiz, güvenilir gıda sorunu var. Tarım arazileri ileride çok büyük önem arz edecek. Ben biliyorum çok fazla insan yurt dışından Türkiye'de toprak alıyor. Türkiye su sıkıntısı olmayan bir ülke aslında. Bu anlamda Türkiye'de tarıma hayvancılığa yatırım yapmak kazançtır. Mesela insan telefonu olmasa yaşar ama insan yemek yemeden yaşayamaz. Bu anlamda gıda çok önemli tarım hayvancılık da bir o kadar önemli. İşte tam da bu noktada yabancılar Türkiye'den çok fazla tarım alanı satın alıyorlar. Kaçan firmalar daha çok imalat ve finans sektöründe görülüyor.

Editör: Haber Merkezi