• Bu yılki kırtasiye maliyetleri nedir?

Fiyatlarımız neredeyse pandemi öncesiyle aynı. Bazı kırtasiye malzemelerine enflasyona bağlı olarak yüzde 15 civarında zam geldi. Birinci sınıfa başlayan bir öğrencimiz, Türk malı ve yerli üretim alışverişi yapması içi minimum 300-350 TL'yi gözden çıkarması gerekiyor. Tabii bu fiyat birinci sınıflar için. Her bir üst sınıf için 50-100 lira farkı gözden çıkarmak gerekiyor. Bunun yanında velilerimiz marka ürünleri tercih ettikleri zaman pahalı ürünlerle karşılaşıyorlar. Ama yerli üretim ve güvenilir markalarda çanta, kalem, suluk gibi kırtasiye ürünleri mevcuttur. İthal mala çok fazla önem vermiyoruz. Ana sınıfında öğrencilerimiz 9 aylık ihtiyaçlarını birden aldıkları için masrafları biraz daha fazla oluyor. Ana sınıfında alınan öğrenciler malzemeyi bir kere alıyor ve 9 ay boyunca kullanıyor. Bu yüzden ana sınıfının masrafı 400-500 TL'yi buluyor. Kırtasiye ürünlerinde son 2 seneye kadar yüzde 75 ithal ürün varken, yurt dışından gelen fonlarla beraber yerli üretim daha çok artmaya başladı. Artık Türkiye'de de kırtasiye malzemesi üretiliyor hatta ihracat bile yapmaya başladık. Bu nedenle velilerimizi sürekli olarak yerli malı almaları için uyarıyoruz.

'KALİTESİZ ÜRÜN SAĞLIĞI BOZUYOR'

• Kalitesiz kırtasiye ürünlerinin sağlığı olumsuz yönde etkilediğine sürekli dikkat çekiyorsunuz. Bu konuda bir farkındalık oluştu mu?

Tam olarak farkındalık oluştu dersem yalan söylemiş olurum. Çünkü insanların alım gücü çok yüksek değil. Veliler kendi bütçelerine uygun ucuz ve kalitesiz kırtasiye ürünleri almaya devam ediyor. Pandeminin de etkisiyle alım gücü iyice düşmüş durumda. Bu nedenle hem kırtasiyeci arkadaşlarımızın hem de velilerimizin fedakarlık yapması gerekiyor. Ucuz ürünlerde kullanılan kimyasallar başta göz hastalıkları olmak üzere birçok sağlık sorununa neden oluyor. Özellikle kalitesiz alınan defterlerdeki boya göz sağlığına ciddi zarar veriyor. Çocukların eline boya bulaşıyor. Elini ağzına, gözüne süren çocuklar bu şekilde boya kimyasallarına maruz kalıyor. Bu durum körlüğe ve cilt kanserine kadar sağlık sorunlarına yol açıyor.

• Kırtasiyeci esnafı pandemi dönemini nasıl geçirdi?

Malumunuz pandeminin ülkemizde yaygınlaşmasıyla ilk olarak okullar kapandı. Olması gereken de buydu zaten. Buna bir itirazımız yok. Ama okullar kapanırken eğitim sektörüyle geçimini sürdüren kırtasiyeciler, kantinciler, okul servisçileri gibi meslek grupları unutuldu. Bizler tek başımıza bırakıldık. Özellikle geçtiğimiz eğitim döneminde esnafımız ciddi sıkıntılar yaşadı. Okulların 2020-2021 döneminde açılacağının söylenmesiyle nefes alacağımızı düşündük fakat eğitim dönemi çok uzun süremeden tekrar bir kapanmaya gidildi. Esnafımızın borçları katlanarak devam etti. Birçok kırtasiyeci kirasını ödeyemez noktaya geldi. Bazı arkadaşlarımız işletmesini kapattı.

'ZİNCİR MARKETLER REKLAM GÜCÜNÜ KULLANIYOR'

• Kırtasiyeciler olarak süpermarketler ile rekabet konusunda gelinen nokta nedir?

Gelinen noktada alsa bir değişiklik yok. Pandemi zaten belimizi bükerken artık kronik hale gelmiş olan süpermarketler ile olan sıkıntılarımızda bir değişiklik yok. Bizim şu anda nefes almaya ihtiyacımız var bu nefesi de süpermarketler elimizden alıyor. Zincir marketler reklam gücünü kullanarak satış yapıyorlar ve kesinlikle düşük fiyatla satış yapmıyorlar. Bizler ise küçük esnaf olduğumuz için fiyatlarımızı duyuramıyoruz. Benim bugün 20 TL'ye sattığım boyanın aynısı bu zincir marketlerde 22.90 TL'ye satılıyor. Üstelik bizler hiçbir zaman merdiven altı ürün kullanmıyoruz. Bunlar bizim çocuklarımız. Kimsenin sağlığıyla oynamaya hakkımız yok. Bu haksız rekabetin önüne bir an önce geçmemiz gerekiyor. Bakanlığımız bu konuya bir an önce el atmalı. Kırtasiyeci kitabı kendisi satmalı. Kitapları kırtasiyeciye bir makbuz karşılığında versinler ve kırtasiyeci bu kitapları kendi satıp, bankadan parasını alsın. Yoksa gittikçe kırtasiye sektörü ölüyor. Herkesin kendi işini yapması lazım. Binlerce kişi bu sektörden ekmek yiyor. Bunu küçük marketler de yapıyor. Biz nasıl kırtasiye dükkanımızda ayakkabı veya gıda maddeleri satamıyorsak bu işle alakası olmayan dükkan ya da süpermarketler de kırtasiye ürünü satmamalı.

'OKULLAR TEKRAR KAPANIRSA BİZ BİTERİZ'

• Resmi ağızlardan olmasa da halk tabanında okulların tekrar kapanma ihtimalinin olacağı konuşuluyor. Böyle bir kapanma olursa kırtasiyeciler nasıl etkilenir?

Tekrar okullar kapanırsa biz biteriz. Gözümüzü eylül ayına diktik. Okulların açılmasıyla borçlarımızı ödemeye çalışıyoruz. Bankalardan aldığımız krediler dışında eşimizden dostumuzdan aldığımız borçları da ödemek istiyoruz. Bu nedenle tekrar okullar kapanırsa biz tamamen biteriz. Böyle bir şeyin yaşanması demek bizim son nefesimizin elimizden alınması demek olur. Bizim derdimiz pandemi sürecindeki tüm kayıplarımızı kapatmak. Çünkü önceki yıllarda aldığımız mallar hala dükkanımızda duruyor.

• Belediyelerin ya da bazı sivil toplum kuruluşlarının kırtasiye malzemesi dağıtmasını nasıl yorumluyorsunuz?

Belediyeler ya da başka kurumların sosyal yardımlarda bulunmasına yönelik asla bir eleştirimiz olamaz. Fakat biz diyoruz ki bir kişiye yardım yapılırken başka bir kişi mağdur edilmemeli. Eğer yardım yapılacaksa gelsinler kırtasiye malzemelerini bizden alsınlar. Bizler de elimizden geldiğince bu dayanışmaya destek olalım ama işimizi de sürdürebilelim. Zaten küçük esnaf bitmiş durumda. Belediye kırtasiye dağıtırsa, bakanlık kitap dağıtırsa, büyük marketler kırtasiye satarsa bu esnafın hali ne olacak. Biz öğrencilerimize bedava ya da ucuz okul malzemesi verilmesin demiyoruz. Biz eğer destekler sağlanıyorsa bu işten geçimini sağlayan binlerce meslektaşımıza da destek verilsin diyoruz. Bununla birlikte okul kantinlerinde de kırtasiye ürünleri satılıyor. Meslektaşlarımız açısından yine haksız rekabet ortamı oluşuyor. Bu durum pandemi öncesinde de vardı. Hala da devam ediyor. Siz öğrencilere kırtasiye ürünlerinizi bu okulun kantininden alın diyorsunuz. O okulun etrafında dükkanını işletmeye çalışan kişilerin ekmeğine engel oluyorsunuz. Okullar sadece öğretim kurumlarıdır, ticarethane olmamalıdır.

'ÖĞRENCİLER ÜZERİNDEN RANT SAĞLANIYOR'

• Özel okullarda kırtasiye konusunda nasıl bir yol izleniyor?

Tabi ki özel okullarda, kolejlerde öğrenimini gören öğrencilerin velilerinin alım gücü daha yüksek. Dolayısıyla oradaki öğrencilerin masrafları da yüksek. Kolejin verdiği bir liste oluyor. Markalarıyla ürünleri yazıyorlar, çok fahiş fiyatlarla bu ürünleri veliler alıyor. Bazı durumlarda ise velilere kırtasiye ürünlerini başka yerden alma fırsatı verilmiyor. Özel okullarda bu alışkanlık hep vardı. Veliler 3 bin liralara varan kırtasiye masraflarını ödemeye mecbur bırakılıyor. Burada Milli Eğitim Bakanlığı'nın devreye girmesi gerekiyor. Öğrenciler üzerinden ciddi anlamda rant sağlayan özel okulların engellenmesi gerekiyor. Buna karşı çıkıp alışverişimizi kendimiz yapalım diyen velilere izin verilmiyor. Bu çocukların okul servisi, yeme-içme gibi giderleri de oluyor. Özel okul da olsa veliler böylesine bir dayatma ile karşı karşıya bırakılmamalı. Ayrıca belli bir kırtasiyeden alışveriş yapın demek diğer kırtasiyeci esnafına da zarar veriyor.

Editör: Haber Merkezi