• Adınızı tıp literatürüne yazdırmış bir cerrahsınız, aynı zamanda fotoğrafa ve şiire gönül vermiş bir hekimsiniz, hem başarılı bir cerrah hem de sanatla uğraşmak size ne hissettiriyor?

Meslek yaşamı boyunca insan tanımsız acılar, üzüntüler, yaşamın sürprizlerini görüyor. İnsanın, hayatın iniş çıkışları içinde kendine sorduğu, 'kimim ben', 'bütün bunlar ne için' soruları var. Sanat, belki bu aşamada insanın duyduğu bu gerilimi anlamasını, anlatmasını mümkün kılıyor. Başarının ne olduğunu tanımlayamam ama bence yaptığınız işten sonra duyduğunuz iç huzuru gerçek bir başarıdır. Benim için sanatın dinlendirici yanından daha çok uyarıcı, öğretici yanı öndedir, bu yüzden sanat yaşam için gereklidir.

• Mesleğiniz nedeniyle yoğun olduğunuzu biliyoruz, fotoğrafa ne kadar zaman ayırabiliyorsunuz?

Aslında o fotoğraf makinesi elde olmasa bile bizim yaşantımız, hasta ilişkileri, kısaca yaşamımız hep fotoğraflık. Akılda hep fotoğraf adına, yaşam adına bir şeyler kalıyor. Bu işi bireysel olarak yaptığınızda sorun olmuyor. Fotoğraf çekme eylemini de bireysellikten çıkardığınız zaman bir ekip çalışması gerekiyor. Gerçek fotoğraf bu aşamada başlıyor, zaman kavramı da bu aşamadan sonra önem kazanıyor. Bu da yaklaşık haftada dört saatimi alıyor.

VİCDAN DUYGUSUNU DİRİ TUTUYOR

• Fotoğrafın ve şiirin hayatınızdaki yeriyle ilgili neler söylersiniz?

Hafta içi yoğun geçen meslek yaşantımın ardından şiir ve fotoğraf bir ölçüde düş dökümü ve unutulmuş heyecanların yeniden canlanmasıdır. Bu nedenle yaşantımda fotoğraf ve şiir önemli yer tutmaktadır. Sanat, yaşamın kuruluğunu sıradanlığını anlaşılır hale getirirken, insan için vazgeçilmez bir duygu olduğunu düşündüğüm vicdan duygusunu sürekli diri tutmaktadır, bu duyumla topluma bağlı olmanın vazgeçilmez koşuludur.

• Peki AFSAD'lı bir grup olarak son karma serginiz 'Soyut' sergisiyle ile ilgili neler anlatırsınız?

AFSAD içindeki bir grubun karma sergisi bu. Biz AFSAD içinde faaliyet gösteren bir grubuz ve ikinci sergimiz. Biz genellikle nesneleri tanımsız hale dönüştürerek fotoğraflarını çekiyoruz. Bu şekilde görsel belleğin daha farklı açılardan yorumlanmasını ve duyumun daha geniş olmasını istiyoruz. Bilinen nesnelerin dışına çıkıyoruz. Genel olarak nesnel olmayan görüntülerin fotoğrafını çekiyoruz. Grup olarak tercih ettiğimiz daha çok renkli görüntüler, ancak ben siyah beyaz fotoğrafı daha çok tercih ediyorum.

• Sergide kaç fotoğrafçının kaç fotoğrafı yer alıyor?

Sergide, 15 arkadaşımızın 20 fotoğrafı sergileniyor. Fotoğraflar, 20 Şubat'a kadar TESK Sanat Galerisi'nde sergilenecek. Bunun yanı sıra 1 yıllık bir çalışmanın ardından bu sergiyi açmaya karar verdik.

EZBERİN DIŞINA ÇIKMAK

Soyut fotoğraf alanını anlatır mısınız bize?

Soyut fotoğraf az bilinen bir fotoğraf alanı. O nedenle ilgi uyandırmaya çalışıyoruz. Soyut çalışmada esas amaç, bize ezbere düşündürülen sembollerin dışına çıkmak. Yani nesne-simge ilişkisinin dışına çıkarak farklı alanlarda tanımsız duyguları insanlara hissettirebilmeyi düşünürüz. Bu şekilde de bir duyusal özgürlük yaratarak genel anlamda bir duyusal alan yaratmaya çalışıyoruz.

• Her fotoğrafın anlatmak istediği bir derdi vardır, soyut fotoğrafın derdi nedir?

Soyut fotoğrafın derdi tanımsız alanlara parmak basmaktır. Mesela bir arkadaşımız çektiği bir fotoğrafta, gözün renklerde saklanarak insanların iç güdülerinin ne kadar kontrol altında tutulduğunu anlatmaya çalıştı. Yine başka bir örnek verecek olursam ben de bir fotoğrafımda karanlık ve aydınlığı birlikte kullanarak, karanlığın sonundaki aydınlığı anlatmak istedim.

• Soyut fotoğrafa nasıl merak sardınız?

Ben AFSAD Atölyesi'ne ilk geldiğimde farkında olmadan soyut fotoğrafa eğilimli olduğumu fark etti hocam Gökhan Bulut. Bunu bana söyledi ve ben de bu alanda kendimden bir parça hissettim ve 10-15 yıldır soyut fotoğraf çalışmaları yapıyorum.

• Daha önceki sergilerinizi anlatır mısınız?

Yurt içi yurt dışı pek çok sergilere katıldım bu sergiler çoğunlukla karma sergilerdi. Benim ilk açılmış sergim 'İzler ve Gölgeler'dir. Daha sonra Almanya, Macaristan, Yunanistan'da karma sergiler oldu. Hepsi soyut fotoğraflarla ilgiliydi.

KARMAŞANIN İÇİNDEKİ GÜZELLİK

• Sergilerin sanat hayatınızda motive edici bir gücü var mıdır? Sergilerle genel olarak bize ne anlatırsınız?

Sergilerin en önemli özelliği topluluk içinde değer oluşturup bir değerler sistemi içinde izleyenlere sunmaktır bu nedenle benim için güdüleyicidir. Genel olarak anlatmaya çalıştığım çelişik duygular içinde yalın ve güzel olanın üstünlüğünü non figüratif ve tanımsız simgelerle gösterebilmektir. Karmaşanın içinde yalınlığın güzelliğini ve eşitlik duygusunu vermeye çalışırım

• Bundan sonraki sergi fikri nedir? AFSAD olarak ya da kişisel projeleriniz nelerdir?

AFSAD Soyut fotoğraf proje gurubu olarak sunumlarımız ve sergilerimiz sonucunda yurt içi ve yurt dışında sergiler planlamaktayız. Bir takım ruhu içinde soyut fotoğraf konusunu fotoğraf dernekleri aracılığı ile yurt düzeyine yaymak ve fotoğrafın bu alanını da topluma sevdirmek amacındayız.

• Son olarak fotoğrafla ilgilenenlere neler söylersiniz?

Fotoğraf çekmenin kolaylığı bir tek görüntü yakalamak için yapılmış bir eylem olması nedeniyle, fotoğraf çekmeyi basit bir eylem olarak görüyorum. Ancak fotoğrafı anlamlandırabilmek için fotoğrafçılıkta çeşitli alanlara yönelmek gerekir. Mesela belgesel fotoğraf, kış fotoğrafçılığı, soyut fotoğraf gibi fotoğrafın özel alanları fotoğrafı ve fotoğrafçılığın kıymetini anlamamızı sağlıyor. Benim genel olarak gördüğüm hazır teknolojinin tüketiciler tarafından fotoğraf çekilenler tarafından pazarlanması. Fotoğrafın bir sanat olarak görülebilmesi için fotoğrafın özel alanlarına yönelmek gerek.

Editör: Haber Merkezi