Kovid-19 salgını sürecinde Ankara'da sağlık çalışanlarının sağlık durumu nedir?

Enfeksiyon riskine en açık durumda olan sağlık emekçilerinin sağlığını ve virüs maruziyetini salgının ilk başlarından itibaren takip ettik ve etmeye devam ediyoruz. Bizzat kendilerine ulaşabildiğimiz ya da bir şekilde teyit ettiğimiz Kovid-19 (+) tanısı alan; yataklı sağlık kuruluşlarında tedavi gören, evde izolasyonda olan ve tedavi süreci devam eden ya da taburcu olan sağlık çalışanlarının sayısı 23 Mayıs 2020 tarihi itibariyle 362'ye yükselmiştir. 75 uzman hekim, 48 hemşire, 44 temizlik işçisi, 42 asistan olmak üzere çok sayıda sağlık çalışanı virüsten etkilenmiştir. Ankara ili genelinde Kovid -19 (+) tanısı alan sağlık çalışanlarının sayısının bundan daha fazla olduğu ile ilgili duyumlarımız bulunmaktadır ancak teyit etme sırasında bir takım güçlükler yaşamaktayız. Üniversite hastaneleri kendi hastanelerinin enfeksiyon komiteleri çalışmaları ve iç çözümleriyle daha iyi bir triaj ve salgını tedavide başarılı oldular. Ancak 'Normalleşme'' adı altında yeniden eskiye dönme çalışmalarının 2-3 hafta önceden başlatılması özellikle sağlık çalışanlarının daha fazla risk almasına yol açacaktır

Sağlık çalışanları için kişisel koruyucu ekipmanları ne durumda raporda bununla ilgili nasıl sonuçlar var?

Kişisel koruyucu ekipman dağıtımına devam ediliyor. TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulunun katkıları ve gönüllü dayanışma ağlarının bize ulaştırdıkları kişisel koruyucu ekipmanlar sağlıkçılarla buluşturuldu. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Ankara ofisi ve Dünya Evimiz Uluslararası Dayanışma Derneği desteği ile Afgan mülteci kadınlar tarafından üretilen siperlikler Ankara Tabip Odası'na teslim edildi. Esat Ahalisi Kolektifi de ikinci defa hazırladığı siperlikleri yönetimimize ileterek dayanışmanın devam edeceğini belirtti. Oda aktivitelerimiz tarafından Aile Sağlık Merkezleri, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Bilkent Şehir Hastanesi'nde çalışan sağlık emekçilerine maske, siperlik ve önlükleri teslim edildi. Ayrıca Diyarbakır ve Şırnak Tabip Odalarına ve Ovacık Hastanesi'nde çalışan sağlık personeline dağıtılmak üzere kişisel koruyucu ekipmanları iletildi. Ankara Tabip Odası, pandemi döneminde aktif saha deneyimleri ışığında mesleki riskler, sağlık kurumlarında koruyucu ekipmanların durumu, sağlık çalışanlarının sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili 'Kişisel Koruyucu Ekipman Raporu' hazırladı. Yoğun hasta yüküyle karşı karşıya kalmak, iş yoğunluğunun artması, dinlenme sürelerinin azalması pandemi hastaneleri başta olmak üzere, olguların fazla sayıda gözlendiği hastanelerde sağlık çalışanlarının tükenme sendromuna girmesine neden olurken bir de kişisel koruyucu eksikliği kaygısı yaşamak sağlık çalışanlarının motivasyonunu da azaltmaktadır. Bunların dışında Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin maske üretimi başladı, sağlık çalışanlarına ABB ve ATO işbirliği ile Büyükşehir Belediyemizin maske vermesi halinde üyelerimize, özellikle Aile Sağlığı merkezlerine dağıtımı da yapılacak.

Raporda, işyeri hekimleri için pandemi rehberi hazırlandığı belirtiliyor bu konuyla ilgili neler anlatırsınız?

Türk Tabipleri Birliği ile birlikte 'Kovid-19 Pandemisinde İşyeri Hekimleri için Rehber' hazırlandı ve elektronik ortamda paylaşıldı. Rehberin kullanımı sırasında ya da sürecin başka bir aşamasında işyeri hekimlerinin konuyla ilgili sorularına cevap vermek, açıklama yapmak üzere bir irtibat hattı oluşturuldu: 0530 2367599. İşyeri hekimlerinin işçi sağlığına yönelik algoritmalarını kullanan işyerlerinde başarı var. Bunlar işçilerin işe geldiklerinde ateş ölçümlerinin yapılması ve ateşi yüksek olan işçilerin evine istirahat etmesi ve bir sağlık merkezine gitmesi için sevk edilmesi, ulaşım araçlarının, işçi servislerinin daha çok sayıya çıkarılarak seyrek olarak ulaşımlarının sağlanması, mola saatlerini ayırarak aynı anda mola yerlerinde bulunmalarının engellenmesi ve son olarak vardiya sürelerinin kısaltılarak aralarda temizlik ve dezenfeksiyon işlemlerinin yapılması gibi önlemler alınması olmaktadır.

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ŞİDDET

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete karşı raporda yer alan sonuçlarla ilgili bilgi verir misiniz?

Pandeminin yol açtığı sağlık krizi ortamında sağlık çalışanlarına yönelik şiddet vakalarının artışına dikkat çektik. İstanbul'da özel bir hastanede 18 Nisan Cumartesi günü yaşanan şiddet vakasında Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı kadın meslektaşımız Dr. Rukiye Ekenler'in erkek meslektaşı tarafından darp edilmesini, hastane yönetiminin beyaz kod vermesine müsaade etmemesini protesto ettik. KOVİD-19 nedeniyle hastanede yatan izole edilen hasta yakınları hastalarını görmek istemesi temel neden. Halbuki burada hastalığın dışarıya yayılmasını engelleme amaçlanıyor. Japonya, Çin örneklerinde hastalığın bulaş yerlerinin yüzde 60'dan daha yüksek oranının hastanelerden olduğu bilinmekte. Ancak bu durumu vatandaşlarımız olgunlukla ve anlayışla karşılamıyor.

Ek ödemelerle ilgili neler söylersiniz?

Ek ödemeler düzeltilsin. Kamu ve özel üniversitelerde çalışan, bu dönemde en riskli alanlar olan tiriajda, korona polikliniğinde, yoğun bakımda ve acil servislerde çalışan, bu süreçte bütün iş yükü omuzlarına yüklenmiş genç hekim arkadaşlarımızın (asistan hekimler) gelirlerindeki azalmaya dikkat çektik. ASM'lerde çalışan meslektaşlarımızın kişisel koruyucu ekipmanlarını kendi gelirleri ile karşıladıkları için cari giderleri artmasına itiraz ettik. Çalışma barışını bozan, motivasyonu düşüren, güvencesiz ve emekliliğimize hiçbir şekilde yansımayan ücretlendirme biçimi hakkında basın açıklaması düzenledik. Sağlık hizmeti sunumu bütünselliğine uygun ücretlendirme sistemi talebimizdir. Sağlık emekçileri arasındaki ücret eşitsizliğini artıran ve çalışma barışını bozan performans sisteminden vazgeçilmesi hakkında basın açıklaması düzenledik. Yoksulluk sınırının 7 bin TL'yi geçtiği ülkemizde sağlık çalışanlarının ve ailelerinin insanca yaşamasına yetecek temel ücretlerinin en düşük 7 bin 300 TL olarak belirlenmesi, salgın süresince tüm sağlık çalışanlarına çift maaş ödemesine ilaveten 1 yıllık yıpranma payı ve 1 derece ilerleme gerçekleştirilmesi gerektiğini belirttik. Hastaneler zaten önemli mali krizler yaşamaktadır. Genel bütçe desteği ile daha iyi bir ödeme adaleti sağlanmalıdır. Performans değil emekliliğe yansıyan güvenceli gelirde iyileştirme sağlanmalıdır. Gerçek enflasyon rakamlarının altında verilen ücret zamları 10 yıldır satın alma gücümüzü yarıya düşürmüştür. Önce hakkımız olanı versinler. Maaşlara yüzde 100 zam yapsınlar. Aksi takdirde ek ödemeyi iki katına çıkaracağız söyleminin de zaten gerçek olmadığı ortadadır. Siyasilerin kamuoyunda propaganda nitelikli gerçek dışı söylemleri bizi rahatsız etmektedir.

Raporda, salgın ile mücadelenin geleceği için kolay ulaşılabilir şehir merkezindeki kapatılan hastanelerin açılmasının istenildiği ifade ediliyor bununla ilgili neler söylersiniz?

Ankara'da kapatılmış olan modüler yapıdaki orta ölçekli hastanelerin salgına karşı mücadelede mega hastanelerden çok daha yararlı olduğunu daha önce de belirttik. Salgınla mücadelede örnek gösterilen Zekai Tahir Burak'tan sonra kapatılmış olan diğer hastanelerin açılmasını pandeminin önümüzdeki fazları ve halkın sağlık hizmetlerine kolaylıkla ulaşılabilirliği açısından gerekli gördüğümüzü tekrar ifade ediyoruz. Büyük hastaneler gerek merkezi havalandırma üniteleri, gerekse çok sayıda insanın bir araya geldiği portaller olduğu için salgında tehlikelidir. 200-600 yataklı hastanelerin salgınlarla mücadelesi hem daha verimli olmakta hem de riski azaltmaktadır. Bu hastaneler Kovid hastalarını kabul ederse Şehir Hastaneleri de Kovidsiz hastaneler olarak diğer kronik sağlık sorunlarıyla ve Kovid endişesi nedeni ile hastanelere gitmeyen nüfusun sağlık sorunlarıyla ilgilenebilir.

Raporda temiz ve sağlıklı su herkesin hakkıdır deniliyor bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Sağlıklı bir ortamda yaşamanın koşullarından birisi de temiz, sağlıklı suya toplumun her kesiminin eşit ve ücretsiz ulaşması hakkında basın bülteni yayınladık. Yerel yönetimlerin topluma karşı yerine getirmesi gereken temel hizmetlerinin en önemlilerinden birisi temiz ve sağlıklı su sağlaması olduğunu vurguladık. Bilindiği gibi Ankara Büyükşehir Belediyesi asbestli eski su borusu hattını yenilemek istedi, asbestli su boruları artık bakteri tutuculuğu, sızdırır hale gelmesi nedeni ile Ankara'nın yeni bir su şebekesine gereksinimi var. Halk sağlığını tehlikeye atarak siyaset yapmak bir utanç sayfası olarak tarihe geçecek.

Aile hekimleri toplantı raporuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?

ATO Aile Hekimliği Komisyonu tarafından 25 Mayıs 2020 tarihinde Aile Hekimlerinin yaptığı webinar toplantısında pandemi süreci değerlendirildi. Aile Hekimleri geçen dönemdeki tecrübelerini ve önümüzdeki sürece ilişkin çözüm önerilerini paylaştılar Bu öneri şu ifadeleri taşıyor: 'Aile hekimleri ekonomik ve sosyal nedenlerle normalleşme adı altında yeniden açılım döneminde okulların, işyerlerinin, fabrikaların, ortak alanların açılması ile ve mevsimsel grip ile birleşerek yeni bir dalga Kovid 19 enfeksiyonu yaşama endişesi taşımaktadır.' Aile hekimlerinin gelirlerinde azalma var, sağlık riskleri de giderek artmakta.

TIP EĞİTİMİ

Raporda 65 yaş üstü meslektaşlarınızın durumuna da değiniliyor bununla ilgili çalışmayı kısaca anlatır mısınız?

Özel sektörde çalışan üyelerimize, talepleri üzerine '65 yaş üstü ile kronik rahatsızlığı olanlara sokağa çıkma yasağı ek genelgesi' hakkında bilgi verilerek genelge e-posta yoluyla iletildi. Yaş haddinden emekli olan meslektaşlarımızın bir kısmı halen çalışmaya devam etmektedir. Kendilerini arayarak evlerine sağlık hizmeti götürülmesi gibi konularda yardımcı olmaktayız.

Bu dönemde tıp eğitimi sorun yaşadı mı, tıp öğrencilerinin eğitimlerinde aksamalar oldu mu?

Tıp eğitimi uygulamalı bir eğitim türü, yani Kovid riski nedeniyle eğitime ara verilerek öğrencilerimizin evden uzaktan eğitime tabi tutulması bir eşitsizliğe yol açmakta, öncelikle bu yöntemin tıp eğitimini kalite olarak düşürdüğü açık, sonra da internet ve gelişmiş cep telefonlarına sahip olamayan düşük gelirli ailelerden gelen öğrencilerimiz var. Bu öğrenciler dersleri izleyememiş ve sınavlara hazırlanamamış olabilir, YÖK kararıyla sınavların da elektronik ortamdan yapılması yazısı geçen hafta geldi. Öğrenciler internete ulaşamazsa, özellikle kırsalda yaşayan öğrencilerimiz eşitsizlikten dolayı mağdur olurlarsa bu haksızlık olacaktır.

Editör: Haber Merkezi