Emre Barut, gelmiş geçmiş en iyi gitarist ve aynı zamanda 'Gitarı ağlatan adam' diye nitelendirilen JimiHendrixsayesinde gitar çalmaya başlamış. 14 yaşındayken çöpe atılan bir gitarı alıp çalmaya başlayan JimiHendrixhayranı olan Barut, idolü Hendrix gibi okulu yarım bırakanlardan... GaryMoore, EricClapton, Pink Floyd, DeepPurple, Queen'in vazgeçilmezleri arasında olduğunu söyleyen Barut,gitarın yanı sıra biraz piyano, biraz ud biraz da yan flüt çalıyor... Gitarın bir enstrüman değil vücudunun bir parçası gibi olduğunu ifade eden Emre Barut, hem müzisyen kimliğiyle, hem farklı sesi ve yorumuyla 'Doldur Be Meyhaneci' ile müzik dünyasına hızlı bir giriş yaptı. Arabesk tınıları, rocksoundunda harmanlayıp şahsına münhasırsentez bir müzikle müzikseverlerle buluşan Emre Barut, Adnan Şenses'in seslendirdiği 'Doldur Be Meyhaneci' şarkısını rock tadında yeniden yorumladı. Kendine özgü müziğini 'rock-arabesk' olarak adlandıran sanatçı, soundundaki sert gitarlar, sözlerindeki sert cümlelerle, iyiden iyiye yumuşamış olan rocksoundunu gerçek manada icra etmek, özünde isyan olan rock müziğin 'orijinal ruhunu yansıtmak' istediğini her fırsatta dile getiriyor.Barut, piyasadaki pek çok 'rock' şarkısının neredeyse yok denecek kadar gitar etkisinden ve rock müzik ruhundan uzak olduğunu belirterek 'Rock müziği eski kimliğine kavuşturmayı istiyorum' diye ifade ediyor.Bizde Emre Barut ile rock ile arabesk müziği buluşturmasını, yeni klibini ve de geleceğe dair projelerini konuştuk.

İstanbul'dan Ankara'ya neden döndünüz?

Baba tarafım Malatyalı anne tarafım ise Karadenizli. Ama ben ne Karadeniz'i ne de Malatya'yı hiç görmedim. Ankara'da doğup büyüdüm Ankara'dan da hiç çıkmadım açıkçası. Sadece üç yıl İstanbul maceram oldu. Sonra İstanbul'la boğuşmanın mantıksız olduğunu fark edince geri döndüm. Müzik için oradaydım zaten. 2003-2006 yılları arasında Düş Sokağı Sakinleri Grubu'ndan tanıdığımız Murat Yılmazyıldırım ile birlikte gitar çalıyordum. O dönemler sürekli turnelere gittiğimiz için İstanbul'da olmam gerekiyordu ama İstanbul zor şehir kalamadım tekrar Ankara'ya döndüm. Ankara'ya bazen kızıyorum bazen de seviyorum Ankara'yı.Ankara'ya karşı duygu dünyam dönemsel değişiyor.

Müziğe aileniz mi yönlendirdi?

Müzisyen bir aileden geliyorum. Ailemde herkes müzisyen. Babam, dedem, kuzenlerim... Müzikle büyüdüm. Babam trompet sanatçısıydı bıraktı şimdi yapmıyor. Dedem udiydi. Kuzenlerimden biri piyano diğeri de keman çalıyor. Ailede bir tane davulcu bir tane de solist var. Çok değişik kültürlerin içerisinde büyüdüm. Bizim evimizde akşam yemeklerinde caz dinlenirdi. Yemekten sonrada dedemlere geçerdik dedemlerde de Türk Sanat Müziği dinlerdik. O sıralar yaş aralığım 7-8. Kuzenlerime giderdik onlarda da klasik müzik dinlerdik. Kuzenlerimin konserleri olurdu onların konserlerine giderdim. Kısacası farklı müzik kültürlerinin içerisinde yoğruldum. Müzik için liseyi yarım bıraktım. 16 yaşına kadar okula gittim sonrasında okul beni çok sıktı. İlkokula başladığımdan beri okulu hiç sevemedim. Okul bana çok sıkıcı geliyordu. Çünkü saçlarım uzundu saçlarımı kestiler ilkokula başlamadan önce. Önlük giymekten hiç hoşlanmadım o zamanlar yakalıklar vardı. O yakalıkları hiç sevemedim kendimi bir boyunduruğun altına girmiş gibi hissettim.İlkokula başladığımın üçüncü gününde okuldan nefret ettim. Liseye kadar bir şekilde geldim. 16 yaşımda aileme 'Ben müzisyen olacağım' dedim. Onlarda 'Karar senin' dediler. Sonrasında liseyi bıraktım 1 hafta sonrada bazı mekanlarda çalmaya başladım. Bara girmeye daha yaşım tutmazken barda çalıyordum.

SESLENDİRME İŞLERİ YAPIYORUM

Hangi enstrümanı çalıyorsunuz?

Müziğe ilk başladığım yıllarda gitar çalıyordum solistlik yapmıyordum. Değişken bir sesim var. Tenorum aslında. Oktavım da fazla geniş olduğu için sesimin bariton yanları da var. (Bariton, bas ve tenor insan sesleri arasında bulunan erkek insan sesi tipi) Gitaristlik yaptım yıllarca. Çaldığım gruptaki solist arkadaş bir gün gelmedi.'Sen söyle' dediler. Öyle söylemeye başladım, sonra üzerime yapışıp kaldı. Askerdeyken de 14 ay boyunca müzisyenlik yaptım.2010 yılında Ankara Kızılay'da ses kayıt stüdyosu açıp aranjörlük yapmaya başladım. Bir dönem bu ses kayıt stüdyosu işinden de çok sıkıldım ve yoruldum.Çünkü çok yoğun çalıştım ve aynı zamanda tek çalıştım çünkü biraz mükemmeliyetçiyim. Başak burcuyum yükselenim de başak bu nedenle yaptığım işlerde çok titizim. Yaptığım işi bir başkasına devredemiyorum benim başlayıp benim bitirmem gerekiyor. Tek başına çalışmanın getirdiği zorluk insanı yoruyor.

'Artık çalışmayayım' dedim. O dönem çocuğum oldu biraz onunla vakit geçirmek istedim. 2 yıl kadar onunla zaman geçirdim. Şu an oğlum Tibet beş buçuk yaşında. Sonra evde durma halinden sıkılmaya başlayınca 'İnsanlardan halen talep var bir stüdyo daha açayım' dedim. O ara verdiğim süreçte aranje işleri peşimi bırakmadı. Şu anda da halen mevcut olan ses kayıt stüdyomda müzikle uğraşıyorum kendi kayıtlarımı yapıyorum. Stüdyomda gelen işlerin aranjelerini yapıyorum, çizgi film müzikleri yapıyorum. Seslendirme işleri yapıyorum. Sadece müzik değil ses ile ilgili olan her işi yapıyorum.

BATI VE DOĞU SENTEZİ

Aslında rock söylüyorsunuz ama arabeske doğru bir kayış var...

Arabesk öğelerini seviyorum. Türk motiflerini ve ezgilerini daha doğrusu makamsal ezgileri çok seviyorum. Bu nedenle ikisini sentezlemeyi düşündüm. Arap ve Türk ezgilerini seviyorum. Rock müzik çocukluğumdan beri gelen bir şeyabimden dolayı.Bana ilk rock müziği abim dinletti. 6-7 yaşındayken metallicaylabüyüdüm. Rock müzik hep vardı ama arabesk müziği de çok seviyorum dinlerim de.

'DOLDUR BE MEYHANECİ' ŞARKISINA KLİP

Geleceğe dair projelerinizden bahsedebilir misiniz,kendinizi nerede konumlandırıyorsunuz?

Türkiye'de şu son dönemde açıkçası son iki üç yıldır rock müzik adı altında yapılan çok az şey var. Bunlarında açıkçası rock müzik olmadığını düşünüyorum. Pop ile arabesk arasında sıkışmış bir müzik tarzı. Tutup da bir şarkının içerisine gitarı bir parça yoğun kullanmak bence o şarkıyı rock haline getirmiyor. Mesela 'Doldur Be Meyhaneci'de de farklı bir düzenleme var. Aslında son zamanlarda insanların duymadığı kadar sert bir düzenleme. Evet, bundan yaklaşık 10 yıl önce Türkiye'de rock müzik böyle yapılıyordu buna bir sürü örnek grup vardı.Son dönemlerde inanılmaz derecede rockmüzikte bir yumuşama sezdim ve ben rock müziği eski sertliğine döndürmek istiyorum.(Yumuşamanın neden olduğunu bilmiyorum açıkçası arz talep meselesi mi yoksa dinleyenler mi artık o şekilde sanatçıları yönlendirdi bilmiyorum) Bana göre cover uygulamasının yanlış bilindiğini düşünüyorum. Herhangi bir şarkıya tutup iki tane elektro gitar koyup bir davulla birleştirip bir parça da sert çaldığınız zaman bu cover olmuyor. Düzenleme dediğiniz şey bambaşka. Siz şarkıyı bambaşka bir forma sokarsanız coverolur.

COVER ÖZGÜN OLMALI

Mesela Zeki Müren'in seslendirdiği 'Şimdi Uzaklardasın' şarkısının aynısını birebir çalmışlar her şey aynı sadece elektro gitarla çalmışlar ve bunun adına cover diyorlar. Bence cover bu değildir. Bence cover 'Doldur Be Meyhaneci' yani bu tarz yapılan şarkılardır. Çünkü benim seslendirdiğim 'Doldur Be Meyhaneci'ninorjinali ile pek alakası kalmadı. Adnan Şenses'in o hepimizin bildiği arabesk versiyonu ile hiç alakası yok sadecekemanlar hariç o da herkesin bildiği bir şeydi ve şarkıyı oluşturan en büyük şeylerden birtanesi olduğu için onu bozmak istemedim. Her şey orijinalinden çok farklı. Cover özgün olmalı. Benim amacım insanlara daha farklı müzikler dinletmeye çalışmak. Eğercoversa evet farklı bir cover eğer rock müzik anlamındaysa da evet eksisi gibi rock müzik. Pop ve arabesk arasında sıkışmış bir rock müzik değil.

İKİNCİ KLİP 'OYUN ÇOKTAN BİTTİ'YE

Klibinizi nerede çektiniz?

Klibi İstanbul'da çektik. Klibin bir bölümü Çiçek Pasajı'nda geçiyor bir kısmı Nevizade'debir kısmı da Taksim'deki Sadri Alışık Sokak'taki bir mekanda geçiyor.

Klipte Yaşar Kemal, Yılmaz Güney, Musa Anter, Can Yücel ve Tuncer Kurtiz gibi isimlerin fotoğrafları var bu bilinçli bir tercihmi?

Tabii ki bilinçli bir tercih. Bu isimler kendime yakın hissettiğim isimler. O mekanın konsepti bizim anlayışımıza daha çok uyduğu için o mekanı tercih ettik. O mekanı tercih etmemizin sebebi açıkçası duvardaki fotoğraflardı. Sonrasında 'Oyun Çoktan Bitti' şarkısına klip çekeceğiz. Şarkının sözü müziğe bana ait. Daha büyük kitlelere alışılmışın dışında bir müzik sunmak istiyorum. Müzikal açıdan bakış açım bu. Underground bir kesim var ya ünlü ama ünsüz.Belli sağlam bir kitlesi olan gittiği yeri doldurup insanlarla birlikte hep bir ağızdan şarkılarını söyleyip ama yolda da rahat rahat gezebilen yürüyebilen.

ARABESKİ ROCK İLE SENTEZLEDİM

Arabesk parçaları rock müzikle buluşturdum. Kıyıda köşede kalmış sevdiğim şarkılardan coverler yapacağım. Tozlanmasına kıyamadığım şarkılardan düzenlemeler yapacağım. Ama 'Doldur Be Meyhaneci'den sonra kendi şarkılarımdan bir kaç tanesine klip çekmeyi düşünüyorum.

Editör: Haber Merkezi