• Türkiye'de nükleer santral krulması ilk defa ne zaman gündeme geldi?

Türkiye'de nükleer santrallerin kurulma maceraları 1960'lı yıllarda başladı. İlk Mersin Akkuyu, Kırklareli İğneada ve Sinop İnceburun'da 3 nükleer santral yapılması planlandı. Ancak 1986'daki Çernobil kazasından sonra Türkiye'deki nükleer santral çalışmaları durduruldu. 1990'larda tekrar gündeme geldi, sonra durdu ardından AKP hükümetiyle birlikte nükleer santral çalışmaları yeniden başladı. Nükleer santrallerden büyük oranda dünya vazgeçiyor. Çünkü bu santrallerde kaza olması demek kazayla birlikte bir sızıntı anlamına geliyor. Bu sızıntı da tehlike demek.

• Türkiye'nin enerji kaynağı yetmiyor mu bu santrallere ihtiyaç duyuluyor?

Şu an 87 bin megawatlık bir kurulu gücü var Türkiye'nin. Tabi bu kurulu gücün tamamı asla kullanıma sunulmaz. Belli bir oranı sunulur. Şu anki elektrik tüketimini karşılayacak kurulu gücümüz var. Bu yıl sonunda 291 milyar kilowattsaat tüketim yapılacak. Yani 87 bin megawattlık kurulu gücün tamamı bir anda tüketilmiyor. Yaklaşık 40- 45 bin civarında olanı maksimum oranda tüketiliyor. Bir bu kadar daha kurulu gücümüz var ve o yüzden nükleere ihtiyacımız olduğu söylenemez.

ÇERNOBİL'DE 32 YILDIR YAŞAM YOK

• Nükleer santrallerin zararları nedir?

Nükleer enerji temiz değil, ucuz değil, üstelik bir de çok riskli. Çünkü nükleer santralde yaşanılacak kaza geri dönüşü olmayan facialara neden oldu. Bunu 1986'daki Çernobil kazasında deneyimledik. Bakın Çernobil kazası olalı 32 yıl oldu. 32 yıldır kazanın olduğu bölgede yaşam yok. Burada 32 yıldır tarım yapılamıyor. Ülkemizde yapılacak santraller, tam da tarım arazilerinin üzerine yapılıyor. Bu çok yanlış bir politika. Türkiye bir tarım ülkesidir. Sadece o bölge değil çok geniş bir alanı etkileyecek. Karadeniz'de halen kanser vakaları devam ediyor. Fukushima nükleer santralinde de 2011 yılındaki depremden kaynaklı yaşanan nükleer santral kazasında belki ölüm gerçekleşmedi ancak, orada çalışanlar ciddi oranda radyasyona maruz kaldı ve sonuçları daha ileride çıkacaktır. Bu bizim ülkemiz için daha da tehlike arz ediyor. Ayrıca şu ana kadar dünyada 1988'den günümüze 442 reaktörde 6 binden fazla olay meydana gelmiş ki bunlar kayda geçen kazalar, muhtemelen kayda geçmeyenler de var. Biz bunların çoğundan haberdar değiliz. Belki Çernobil gibi büyük bir kaza değil ama küçük küçük sızıntılar oldu. Yani bu santraller canlı bomba mahiyetinde.

NÜKLEER SANTRALLE DIŞA BAĞIMLILIK BİTMEYECEK

• Nükleer santraller enerjide dışa bağımlılığı bitirir mi?

Türkiye şu an yüzde 75 oranında dışa bağımlı durumda. Enerji konusunda Türkiye verimli topraklara sahip değil. Diyorlar ki nükleer santrallerden sonra Türkiye dışa bağımlı olmayacak. Ancak bu konuda iki şeye bakarız. Nükleer santrallerin yakıtı nerden gelecek, Türkiye'de nükleer santral yakıtı olabilecek maddeler üretilmiyor. Yani o yakıt yine dış ülkelerden gelecek. İkincisi nükleer santralleri kim inşa edecek. Mersin Akkuyu'yu Ruslar yapacak, Sinop İnceburun'u Japonlar, Kırklareli İğneliada'yı da kimin inşa edeceği konusunda görüşmeler sürüyor. Yabancı firmalarla anlaşma yapılıyor, mesela Mersin Akkuyu için 15 yıl alım garantisiyle Rusya ile anlaşıldı. Üstelik yüzde 51 hisse de Rusya'nın. Tüm bunlara baktığınızda ortada hiçbir şekilde dışa bağımlılığı yok edecek bir durum yok.

• Türkiye'de kurulacak nükleer santrallerle ilgili neler söylersiniz?

Nükleer santral yapmak çok maliyetlidir. Mersin Akkuyu 20 milyar dolara yapılacak. Bunu yapanlar tabii ki size en son teknolojiyi vermeyecekler. Bizim açımızdan çok da bir tartışılacak bir durum yok. Nükleer santrallere bu ülkenin ihtiyacı da gerek de yok.

• Türkiye nükleer santral yerine hangi enerjilere yönelmeli?

Bakın bu topraklar güneş ve rüzgar cennetidir. Bizim EMO olarak 'Güneş rüzgar bize yeter' diye bir sloganımız var. Bu nedenle güneşten de rüzgardan da enerji üretebilirsiniz. Türkiye, Avrupa'da en uzun güneşlenme potansiyeline sahip ülke. Güneş enerjisi üretmek için de yaz olmasına gerek yok, kışın bile üretebilirsiniz. Türkiye'de daha yeni yeni güneş ve rüzgar enerjisi üzerine çalışmalar yapılıyor.

• Neden nükleer yerine bunlar yapılmıyor?

Güneş ve rüzgar enerjileri üzerine çok fazla çalışmalar yapılmıyordu. Son yıllarda bu çalışmalar hız kazandı. Bu bir politik tercihtir. Enerji konusunda atacağınız her adım politik tercih şeklinde tanımlanabilir. Yani siz eğer güneş ve rüzgar üzerine yatırım yapıp bir 5-10 senelik sübvansiyon süresi koyarsanız, kurduğunuz rüzgar paneli 5 yıl sonra kendini amorti eder. Ancak bu süre içinde siz yetkililer olarak teşvik vereceğim derseniz yenilenebilir bir enerji kaynağı olan rüzgar enerjisinden yararlanabilirsiniz. Bu noktada atık çöp teknolojisini mi kullanacaksınız, yoksa yenilenebilir zararsız enerji kaynaklarını mı kullanacaksınız buna karar vereceksiniz.

DÜNYA TERK EDİYOR

• Dünyada nükleer santrali terk ediyor değil mi?

Aynen öyle. Avrupa'da nükleer santraller terk ediliyor. Tüm Avrupa yenilenebilir enerjiye dönüyor. Adamlar deniz dalgasından enerji üretiyorlar. Enerji zaten öyle bir şey. İnsan yürümesinden bile enerji üretebilirsiniz. Bizim de onları örnek almamızda fayda var.

• Peki bu santrallerin ömrü ne kadardır?

Nükleer santrallerin belli bir ömrü var. Bu ömür 25 ya da 30 yıl. Nükleer santraller yüzyıllarca çalışacak değil. Burada da söküm maliyetini düşünmek gerek. Biz sadece takılma maliyetini biliyoruz. Mesela Mersin Akkuyu için 20 milyar dolar inşaat maliyeti deniyor. Buna bir de söküm maliyeti eklenecek. Yani, santralin bize toplam maliyeti 20 milyar dolar artı 15 yıl boyunca kilowatsaatini 15 sentten aldığımız elektrik artı söküm maliyeti olacak.

• Yenilenebilir enerjiyle ilgili neler söylersiniz?

Yenilenebilir enerji konusunda da bir yere yatırım yaparken çok dikkatli olmak gerek. Söz konusu çalışma için gerekli çalışmalar yapılmalı. Zaten mühendislik de bunu gerektirir. Mesela rüzgar trübün kuracağınız bir yer kuşların göç yolu üzerinde olmamalı. Gerçekten bu yatırım değer mi? Tüm bu sorulara cevap vermek gerek.

• Nükleer santrallere karşı ne yapılmalı?

Burada nükleer santrallere karşı hukuki mücadele veriliyor. Elektrik Mühendisleri Odası ve onunla birlikte birçok nükleer karşıtı platform ciddi çalışmalar yaptı ve yapmaya devam edecek. Bu noktada yerel bileşenler de çok ciddi çalışmalar yapıyorlar. Bu konuda daha fazla kamuoyu oluşturmak adına çeşitli çalışmalar planlarımız arasında. Bir de şöyle bir durum var bu konuda nükleer santral yapımı gündemde ne zaman geniş yer alıyor, mücadele de o zaman anlamlı oluyor. Kamuoyunda bu sorun gündeme gelmediğinde bizim mücadelemiz de karşılık bulmuyor. Şu an biz mücadelemizi sürdürüyoruz, ancak yeterli değil. Önümüzdeki süreçlerde bu mücadele devam edecek.

Editör: Haber Merkezi