Ozan Akoral çizgileriyle kesintisiz ve derin bir nefes aldırıyor. Akoral'ı farklı kılan kendine özgü ve canlı ritme sahip bir tarzının olması. Ressam Akoral ile çizgilerle olan hikayesini ve İsmail Altınok Sanat Merkezi'nde açtığı suluboya sergisini konuştuk.

• Eğitiminiz ve kısa bir özgeçmişinizle başlayalım isterseniz. Bize kendinizi anlatır mısınız?

1957 Ankara doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara'da tamamladım. 1978-82 yılları arasında Gazi Eğitim Fakültesi Resim iş bölümünde okudum. Resim-iş öğretmeni olarak çeşitli okullarda görev yaptıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü Grafik bölümünde grafikerlik yaptıktan sonra emekli oldum. Halen Ankara'da yaşamakta olup resim çalışmalarıma devam ediyorum.

• Sizin resimle olan hikayeniz nedir, bu serüven nasıl başladı?

Resim sanatına ilgim babam Nevzat Akoral'ın da ressam olması nedeniyle çok küçük yaşlarda başladı. Sürekli olarak resim sanat çevreleriyle ilişkili oluşumuz, birçok tanınmış ressamlar ve başta eski Ankara'da Zafer Çarşısındaki Devlet Resim Heykel Galerisindeki açılan sergiler ve sanat uygulamalarını izlemek ve daha sonra özel galerilerin çoğalmasıyla artan sanatsal hareketleri izlemek beni çok etkilerdi. Resme olan bu ilgim halen de eksilmeden devam ediyor.

'SERGİ ÜZERİNE 3-4 YILDIR ÇALIŞIYORUM'

• İsmail Altınok Sanat Merkezi'nde yeni bir sergi açtınız. Bize biraz bu sergiden bahsedebilir misiniz?

İsmail Altınok Sanat Merkezindeki son sergim son 3 - 4 yıldır çalıştığım suluboya resimlerimden oluşuyor. Genel olarak yağlıboya çalışmakla beraber suluboya çok sevdiğim bir tekniktir. Son 3-4 yılda yaptığım yurt gezilerinde aldığım notları, izlenimleri bir araya getirerek bu sergiyi düzenledim.

• Çalışmalarınızda neleri kendinize ana tema olarak alıyorsunuz, nelerden esinleniyorsunuz?

Ana tema olarak doğanın bana nasıl göründüğü, kendimden neler katabileceğim veya neleri elemem gerektiğini anlamam gerekiyor. Bu sadece benim değil tüm sanatçıların da düşüncesi olduğuna inanıyorum.

'DOĞAYI YALIN HALİYLE AKTARMAYA ÇALIŞIYORUM'

• Çizimlerinizde size ilham veren, motive eden öğeler var mı? Özellikle bir şeylerden esinlendiğiniz olur mu yoksa daha çok hayalinizde canlandırdığınız şekilde mi kağıda dökersiniz çizgilerinizi?

Çalışmalarımda doğayı olduğu gibi en saf haliyle aktarmaya çalışıyorum. Suluboya resimde bu biraz daha zor oluyor. Konuyu kağıda aktarırken daha kararlı olmak, renkleri kirletmeden kullanmak, suluboyanın kendine has disiplininden kopmamak gerekiyor.

• Çalışmalarınızı yaparken ne tür referanslar ya da hangi sanatçılar sizi etkiliyor?

Beni son dönemlerde en çok etkileyen ressam İsveçli suluboya sanatçısı Lars Lerin oldu diyebilirim. Doğaya bakış açısı, suluboya hakimiyeti çok kuvvetli bir sanatçı… Onun dışında, Japon sanatçıların suluboya tekniğiyle yaptıkları geleneksel resimler de çok etkilemiştir beni.

'EN ÖNEMLİ EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR'

• Sanatçı kimliğinizin yanında eğitimci yanınızı da göz önüne alarak sanat eğitimi hakkındaki fikirlerinizi sormak istiyorum. Çocuk ve gençlerin sanat eğitimi sizce nasıl olmalıdır?

Daha önce belirttiğim gibi 1978-82 Gazi Eğitim Resim bölümünde okudum. Çok değerli hocalardan ders aldık. Bizim döneme çok katkıları oldu. Çok değerli sanatçılar yetiştirdiler. Günümüzde de resim anlayışları değişse de çok değerli sanatçılar yetişiyor. Çok önemli eserler ortaya çıkarıyorlar. Sanata ve özellikle resme ilgisi ve yeteneği olan çocukların ve gençlerin özellikle kendi aileleri tarafından yönlendirilmesi ve desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. En önemli eğitim ailede başlar diye düşünüyorum.

• İlerleyen dönemlerdeki projeleriniz neler? Planlarınızdan ve hedeflerinizden biraz bahseder misiniz?

İlerleyen dönemlerde çalışmalarıma aynı şekilde devam etmek, fırsat buldukça sergiler açabilmek niyetindeyim.

Editör: Haber Merkezi