• Yakın zamanda sektör ile ilgili basın açıklaması yapmanızın nedeni neydi?

Teknolojik gelişmeler, yetişmiş personel bulunamaması, kağıt tüketiminin azalması ve üretimdeki diğer sorunlar matbaacılık sektörünü ciddi anlamda etkiledi. Kağıt tedarikçileri, döviz kurunun ufak tefek artışlarına aldırmadan kağıt ithalatına devam ediyorlardı. Depolarında da yeterince kağıt stokları da bulunmaktaydı. Dolardaki ani yükselişten dolayı bu tedarikçiler, yerine tekrar kağıt koyamayacağız endişesiyle peşin parayla bile kağıt satmadı. Bizler de yaklaşık 4- 5 ay öncesi bir basın açıklaması yaparak ilgililere çağrıda bulunduk.

• Değişen bir şey oldu mu?

Matbaalarda kullandığımız 2 milyon 250 bin ton kağıdın sadece 250 bin ton civarı ülkemizde üretilmekte, geri kalan kısmı yurt dışından ithal edilmektedir. Ürettiğimiz kağıdın ham maddesi olan selülozu tamamen yurt dışından ithal etmekteyiz. Bu konuda dışa bağımlı hale getirilmemizin çözümü noktasında şu ana kadar değişen bir şey olmadı. Önceki dönemlerde kağıt, uzun vadeli satılıyordu. Şu an vadesiz olarak peşin, ya da kredi kartlarıyla satışlar başladı. Kağıt satışlarındaki sistem değişerek her alışveriş nakit parayla yapılmaya başladı. Ama matbaacılar nakit para ile sipariş alamıyor, işlerini yapamıyor. Matbaacılar ürettiğini peşin para ile satamıyor.

'YÜZDE 70 MÜŞTERİ KAYBETTİK'

• Tam olarak sektörel kaybınız nedir?

Bizler matbaacılar olarak hizmet sektöründe yer alıyoruz. Fakat bu nakit para ile çalışma sistemi, yüzde 60-70 oranında müşteri kaybetmemize neden oldu. Çünkü müşterilerimizle aramızda görülmemiş bir kopukluk yaşandı. Daha önce yapmış olduğumuz çağrı, bir bakıma bunun da önüne geçme amacı taşıyordu. Bu kopukluğu çözmeye çalışsak da kağıt temini noktasındaki sıkıntı hala devam ediyor. Dünyada da kağıt krizinin olduğu söyleniyor. Dünyadaki kağıt üreticileri bu sıkıntıyı kamuoyuna açıklamıyorlar.

'GERİ DÖNÜŞÜMÜ İYİ KULLANMALIYIZ'

• Bu durama nasıl bir çözüm öneriniz var?

Bir kesim kağıt fabrikalarının yeniden açılması için uğraş veriyor. Birileri buna ne gerek var diyor. Bizler kağıt fabrikalarının açılmasından yanayız. Ama kağıt fabrikaları öyle çok küçük paralarla kurulacak boyutta değil. Buna mutlaka devletin destek vermesi lazım. İlgili bakanlıkların bu konuda tecrübeli olan kağıt üreticilerini bir araya getirip adım atması gerekir. Bununla birlikte kağıttaki geri dönüşümü çok iyi kullanmamız gerekiyor. Şu anki verilere göre geri dönüşümden yüzde 30 oranında faydalanabiliyoruz. Çeşitli kampanyalarla toplumsal farkındalık yaratarak insanları geri dönüşüm noktasında bilinçlendirmemiz gerekiyor.

'UZUN VADELİ POLİTİKALAR İZLENMELİ'

• SEKA fabrikasının tekrar açılacağı söylendi. Bu bir çözüm olabilir mi?

Balıkesir SEKA Fabrikası'nın yeniden üretime açılması konuşuluyor, fakat burada ne tür bir kağıdın üretileceği konusunda kimsenin bir fikri yok. Ülkemizde selüloz üretilmediğine göre bizim orada yazı-tab kağıdı üretmemiz çok zor. Yine dışa bağımlılık sürüp gidecek. Mutlaka sanayide kullanılacak ormanların kanun ile düzenlenip hayata geçirilmesi lazım. Mermerciler, mermer ocakları açmak için ormanları talan ediyorlar. Bir dağ yamacında mermer çıkarmak ve işlemek için binlerce ağacı kesiyorlar. Aynı çabayı burada da göstermelisiniz. Yeni endüstriyel orman alanları yaratmalıyız. Ağaçlandırmaya elverişli ve şu an boş olan birçok bölge var. Uzun vadede buralar hammadde ihtiyacımız için kullanılabilir. Ayrıca şu anda selüloz üretmememiz için bir neden yok. Eskiden kamıştan, samandan bile ülkemizde selüloz üretilmekteydi. Bunun planı Orman Bakanlığı tarafından yapılmalı.

'KDV ORTADAN KALDIRILMALI'

• Ödediğiniz vergilerde bir düzenlemeye gidilmedi mi?

Kitap, gazete, dergi gibi yayımlarda KDV sıfırlandı. Ama bunu üreten arkadaşlarımız kağıdı KDV ile alıyor. matbaadaki tüm giderler KDV'li yapılıyor. Bunların da artık gözden geçirilmesi lazım. Matbaa sektörünün işçiliği yüzde 18, birinci ve üçüncü hamur kağıdın yani gazete kağıdının KDV'si yüzde 8, kartonun KDV'si yüzde 18'dir. Yayımda ise KDV oranı sıfırdır. Enteresan bir yapı ile karşı karşıyayız. Bunun da Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileri bir karara bağlamalıdır. Bir dönem yani süreç oturana kadar KDV ortadan kaldırılmalıdır ya da düşük KDV konmalıdır.

SEKTÖRDE 'İŞ BİTTİ''

• Meslektaşlarınızdan hangi yönde şikayetler alıyorsunuz?

Matbaacılık sektöründe 'iş bitti' diyebilirim. Matbaacılar sitesinde artık akşam saat 18.00'da hayat bitiyor. Normalde matbaacılık gece yarılarına hatta sabahlara kadar çalışan kişilerin sektörüdür. Kağıt kullanımını, devletimiz aldığı kararlarla azaltıyor. Kamu kurum ve kuruluşlarında artık evrak kalktı. Yine yazışmalarınızı elektronik posta ile yapıyorsunuz. Bunlar kağıt israfının ve bürokraside kırtasiye masrafını azaltan adımlardır ve yerindedir. Fakat bir uygulama hayata geçirilirken o sektörden geçinen kişileri de bir şeylere teşvik etmeniz gerekir. E-fatura hayata geçince Türkiye genelinde 3 bin tane anlaşmalı matbaacı yüzde 50 oranında iş kaybetti. Bu insanların yapmış olduğu yatırımlar boşuna gitti. Matbaacılar da aile geçindiriyor. Biz artık personelin SSK primlerini yatırmayı bırakın şu an kendimiz yapacak iş bulamıyoruz.

'ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORUZ'

• Seçimlerde kullanılan broşür veya afişler işlerinizi biraz olsa açmadı mı?

Bundan sonrası için öngörünüz nedir? Seçim dönemine girilince Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir açıklama yaparak çevre kirliliği ve kağıt israfının önüne geçmek için, 'Broşür ve bildiri dağıtmak, afiş asmak yasaktır' dedi. Düşüncede belki güzel bir uygulama olabilir, fakat böyle bir kararın binlerce matbaacı ve onların ailelerini etkilediğini de düşünmek lazım. Bizler sektörü ayakta tutmaya çalışıyoruz ki başkalarına da istihdam sağlayabilelim. Devlet dijital makinelere ciddi anlamda yatırımlar yapıyor. Kamu kurumlarındaki bu cihazlar emin olun ki verimli kullanılmıyor. Bu cihazlar bir günde yarım saat bile kullanılmıyor. Bu kadar yatırımın yapılmaması gerekiyor. Çünkü bu paralar bizim kendi paramız. Bununla birlikte promosyon ürünlerinin yüzde 70'i kağıt ürünüdür. Takvim, imsakiye, ajanda vs. Bunlarda eczanelerde, akaryakıt istasyonlarında, bankalarda ve birçok yerde promosyon dağıtmak yasaklandı. Bunun yanında, millet olarak okuma kültürümüz yok. Yani roman, şiir, araştırma gibi yayınlar çok fazla tirajlı basılmamakta. Ders kitaplarının dışında yüksek tirajlı basılan başka tür bir kitap yok. Bugün bir romanın basılan tirajı Türkiye geneli için en fazla 2 bin civarındadır. 80 milyonluk ülkede yaşıyoruz. Sonumuz belli değil. Matbaacılığın ne olacağı konusunda da bir öngörüye de sahip değiliz.

Editör: Haber Merkezi