UCİM (Saadet Öğretmen Uluslar arası Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği) ne zaman ve nasıl kuruldu anlatır mısınız?

UCİM (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği) Genel Başkanımız Saadet Özkan'ın, İzmir'in Menderes ilçesine bağlı bir köy okulunda görev yaptığı sırada okul müdürünün 6 kız çocuğuna istismarda bulunduğunu fark etmesi ile başlayıp tek başına giriştiği ve 4 yıl süren hukuk mücadelesinin ardından istismarcının 82 yıl ceza almasını sağlamış bir öğretmenin kurduğu Sivil Toplum Kuruluşudur. Saadet Öğretmen, kamuoyuna yansıyan bu hukuk mücadelesinden sonra ülkenin dört bir tarafından gelen yardım çığlıkları ve taleplerine kayıtsız kalamamış ve derneğin kuruluş süreci başlamıştır. Dava sürecinde Saadet Öğretmen'e maddi manevi destek olan hayırsever iş adamı olan Yücel Ceylan ile birlikte 2017 yılının Temmuz ayında kurulmuştur.

'ÇOCUKLAR KONUŞACAK'

Sloganınızda 'Çocuklar konuşacak, UCİM yanlarında olacak!' diyorsunuz bu sloganın oluşma nedenleri neler?

Çocuk istismarı ile mücadele ederken kullanılan dil oldukça önemli ve çok dikkat edilmesi gereken bir konu. 'Çocuk susar' algısı, aslında çocukların susmasının normal olduğunu ve ses çıkarmanın yetişkinlere özgü olduğu algısını yaratmaktadır. Çocuklar genellikle istismara uğradıkları durumlardan utanç duymakta, kendisine inanılmayacağını düşünmekte ve suçluluk hissetmeleri sebebiyle saklama eğiliminde oluyorlar. Özellikle istismar konusunda çocuklarını bilgilendirmeyen ve çocuklarına inanmayan ailelerin çocuklarının daha fazla istismara uğradığı ortaya çıkarılmış.Yani, çocuğa susmamayı en başta aileler öğretmeli. Çocuk susmamalı ki tuhaf bir şeyle karşılaştığında ebeveynlerine güvenmeli ve onlara rahatlıkla söyleyebilmelidir. Çocuklar sustukça bu vakaların sayısında artış olmaya devam edecek ve yine olumsuz etkilenen çocuklar olacaktır. Çocuk ailesi ya da güvendiği bir yetişkin ile bu durumu paylaşınca aile çocuğu psikolojik desteğe yönlendirerek çocuğun bu durumu en az hasarla atlatması sağlanmış olacaktır. Ebeveynler çocuklarıyla doğru iletişimi kurup güven verdiğinde zaten çocuğun susması için bir sebep kalmaz. Bu durumda çocukların konuşması için özellikle ailelere önemli bir rol düşmektedir. Bizler çocuklar sussun, bastırılsın, olumsuz algı yönetimi oluşsun ve böyle algılansın istemiyoruz. Bu yüzden de biz UCİM olarak çocuklarımızın konuşmasını sağlamak istiyoruz. Konuşan, anlatan çocuklar yetiştirelim ki kendilerine kötülük yapmaya niyetlenen insanlara karşı dik, güçlü durabilsinler, yalnız olmayacaklarını, yalnız bırakılmayacaklarını bilsinler.

Ülkemizde ve dünyada istismar yaşayan çocukların bunu dile getiremeyişi de büyük sorunlardan biri olduğunu biliyoruz bununla ilgili ne söylersiniz?

Kesinlikle öyle. Öncelikle çocuk yaşadığı şeyi kendisi daha tam olarak anlamamışken birde ailenin tutumu, toplumsal baskılar, daha doğrusu mahalle baskısı, dediğimiz şeyler burada da ortaya çıkıyor. İstismara uğrayan çocuklarımız zaman zaman ailesi veya sosyal çevresi tarafından susturulmaya çalışılıyor. İşte tamda bu sebeple biz UCİM olarak çocuklar konuşsun, anlatsın, cesur olsunlar istiyoruz. Bu mağduriyetten utanç duyup bastırılmalarının önüne geçerek seslerini çıkarmalarını istiyoruz. Biz 'O sesi duyar, hak arama mücadelenizde sizi asla yalnız bırakmayız, mücadelenizde arkanızda değil tam yanı başınızda oluruz, korkmayın, utanmayın' diyoruz.

Bu sorunların çözümündeki ana esaslar nelerdir?

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, Adalet Bakanlığının, Milli Eğitim Bakanlığının ve ilgili tüm devlet kurumlarının çözüm süreci içerisinde yer alması gerekmektedir. Özellikle çocuk istismarı ile ilgili olan davalarda çocukların ifadelerinin Çocuk İzlem Merkezlerinde (ÇİM) uzman eşliğinde bir kereye mahsus alınması, mahkeme sürecinde ise çocuklarımızın mahkeme koridorlarında, duruşma salonlarına gelmeden Adli Görüşme Odalarında ifadelerinin alınması için bir takım yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Ayrıca UCİM ailesi olarak, yargılama süreçlerinde ve uygulamada yaşanan hukuki aksaklıklar mağdur çocuklarımızın ve ailelerimizi daha da yıpratıcı bir hal alıyor. Bu mağduriyetin giderilebilmesi için çocuk istismarı davalarına bakan ihtisas mahkemelerinin kurulması için çabalıyoruz. Tüm bu süreçlere ilişkin yasal düzenlemeler bir an önce uygulamaya konursa çocuk istismarı davalarında önemli bir gelişme sağlanmış olacaktır. Ancak tabi ki bu sorun sadece hukuki boyutta ele alınıp çözülecek bir sorun değil. İşin eğitim ve rehabilitasyon boyutunda da ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyor.

Dernek olarak bu konudaki yaptığınız çalışmalar ve yapacağınız çalışmalar nelerdir?

UCİM ailesi olarak, şu anda Türkiye'de 40'a yakın ilde yapılanması bulunan ve 20 bini aşkın gönüllü üyesi ile faaliyet gösteren bir derneğiz. Biz çocuk istismarı ile mücadele ederken eğitim ayağını kullanarak ulaşabildiğimiz her yerde birçok kişiye, İstismar nedir? Nitelikli istismar nedir? İyi dokunuşkötü dokunuş ayrımı nasıl yapılır? Böyle bir olayla karşılaşıldığında nasıl bir yol izlenmelidir? Çocuklara mahremiyet eğitimi nasıl verilmelidir? Hukuki süreç nasıl işler? gibi sorular üzerinden bilgilendirici eğitimler veriyoruz. Toplumun her kesiminden bireylere çocuk istismarı konusunda farkındalık aşılamak için büyük bir çaba içerisindeyiz. Ayrıca derneğimize üye gönüllü avukat arkadaşlarımızın oluşturdukları hukuk komisyonu olarak istismara uğrayan mağdur çocuklarımız ve ailelerine hukuki destek sağlayıp, dava sürecinde onların yanlarında yer alıyoruz. Dava sürecinde istismar mağduru olan çocuklarımızın mahkeme koridorlarında daha fazla yıpranmamaları, mağdur edilmemeleri için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Hukuki sürece paralel olarak bu mağduriyeti yaşayan çocuklarımız ve ailelerine psikolojik destek ve rehabilitasyon desteği de sağlıyoruz. UCİM Gönüllüsü Psikolog, Klinik Psikolog ve Pedagog üyelerimizden oluşan bir diğer komisyonumuzla da bu travmayı en doğru ve sağlıklı bir şekilde atlatabilmeleri ve gündelik hayatlarına devam edebilmeleri ve tekrar sosyal hayata entegre olabilmeleri için de yanlarında oluyoruz.

ÇOCUKLARI DİNLEMEK GEREK

İstismara uğrayan çocuklar için neler yapılmalı onlara nasıl yaklaşımlarda bulunulmalı?

İnsanlar bu konularda genellikle kendi başlarına gelmeyeceği üzerine konuşurlar ancak aslında hepimizin başına gelebilecek bir olay bu. İstismar vakasıyla karşılaştığımızda bu olayın ortaya çıkması için gerekli olan aşamalara dikkat etmemiz gerekiyor. Öncelikle istismar mağduru olan çocuğumuzu dinlemeli ve anlattıklarına kulak vermeliyiz. Çocuğumuz içinde bulunduğu yaş itibariyle bilmemesi gereken cinsel detaylar hakkında bize bir şeyler anlatıyorsa burada şüphelenmemiz gereken bir durum var demektir. Çocuklarımızı dinleyelim, onlara kulak verelim. Çocuktur, uydurur, hayal gücü yüksektir gibi önyargılardan uzak bir şekilde çocuklarımızı dinleyip anlattıkları olayla ilgili olarak kesinlikle onlara bir suçlama yönlendirmemeliyiz. Çünkü ilk anda dinlemediğiniz bir çocuk kendisine inanılmadığını düşündüğü için sonraki süreçte bir daha bu konu hakkında konuşmayabilir ve bu durum onun ruhunda tamiri zor yaralar açar. Bir diğer önemli husus da istismar olaylarında bu olayın delillerinin tespit edilmesi sürecidir. Örneğin istismar mağduru olan çocuklarımızı kesinlikle banyo yaptırmamalıyız. Ayrıca böyle bir durumda mağdur çocuğun kıyafetlerine dahi dokunmadan hemen en yakın hastaneye gitmek gerekir. Ancak illa kıyafet değiştirilecekse de çocuğun kıyafetlerini özenle çıkarıp bir poşetin içine koymak gerekir. Sonraki süreçlerde çocuğun ifadesinin bir uzman eşliğinde alınması ve beyanlarının yaşına uygun olup olmadığı noktasında bir değerlendirme yapılacak ve soruşturma süreci ilerletilecektir.

İstismara uğramış çocuğun yaşanan olayı önce polise sonra savcıya, sonra hakime anlatmasının istenmesi, çocuk için travmanın tekrar tekrar yaşanmasına neden oluyor değil mi? Bunu detaylandırır mısınız?

İstismara uğramış bir çocuğun yaşadıklarını anlamlandırıp en yakınına dahi anlatması ne kadar zordur tahmin edersiniz. Çocuk, bunu önce ebeveyn ya da güvenip yakın gördüğü birine anlattıktan sonra bu sözlü ifadelerin sonu gelmiyor bir türlü ve ne yazık ki sistem 'Bir de bize anlat evladım' bakış açısıyla bu çocukların bunu defalarca anlatması ve hatta anlatırken detaylandırması için neredeyse zorluyor. Halbuki çocuklarımızın bu olayı bir defa uzman eşliğinde anlatması yeterli olacaktır. Çünkü özellikle çocuklarımızın ifadelerinin bir kez Çocuk İzlem Merkezinde alınması ve sonraki süreçte de bu ifade ile sürecin ilerletilmesi gerekmektedir. Mahkeme süreci başladığında ise çocuklarımızın duruşma salonuna gelmeden Adli Görüşme Odalarında ifadelerinin alınması gerekir. Zaten tüm bu bahsettiğimiz süreçler Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde de belirtilen 'çocuğun üstün yararının korunması' ilkesinin gerektirdiği, olması gereken süreçlerdir. UCİM olarak tüm bu süreçlerin çocuklarımızın üstün yararının gözetilerek yürütülmesi için de mücadele ediyoruz.

UCİM'in paydaşları ile ilgili neler anlatırsınız?

UCİM ailesi olarak bizleri birleştiren tek ortak payda 'Çocuk'… Çocuklarımızın maruz kaldığı her ihmal ve istismarın karşısında yer almayı ilke edindik. Bizimle bu paydada buluşan tüzel kişilik yada bireysel tüm destek ve katkılara kapılarımız açık.

UCİM'e katkıda bulunmak isteyenler neler yapabilir?

UCİM'in internet sitesine girip, çalışan çalışmayan herkes, öğrenci, kamu görevlisi, ev hanımı, herkes oradan gönüllü üye ve az çok demeden gönüllü bağışçı olabilir, sahada ve il yapılanmalarında görev alarak fırsat buldukça UCİM için aktif çalışabilirler.

HERKESE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

Çocuk istismarı konusunda herkese büyük görev düşüyor, bireyden topluma, adalet sistemine kadar...Çözüm için neler yapılabilir?

Çocuk istismarı ile mücadele bu ülkede her bireyin her ferdin, taşın altına elini koymasını gerektiren hassas ve çok önemli bir mesele. Bu sorunu çözmek istiyorsak topyekün bir mücadele yürütmeliyiz. Önce ebeveyn olarak bilinçlenmeli ve çocuklarımızı da bu anlamda bilgilendirmeli ve her ne olursa olsun, başlarına ne gelmiş olursa olsun güvenlik çemberine aldıkları bir kişiye bunu anlatmalarını telkin etmeliyiz. Bu noktada sosyal hayatın içerisinde vicdan merhamet sahibi herkes ayrıca sorumludur, eğitimcisinden idarecisine, kolluk kuvvetlerinden, hukukçusuna, adli tıp uzmanından en yakın eş dost akrabamıza kadar. Çünkü bu mücadelede ancak çok yönlü bir çabayla sonuca varabiliriz. Hukuki olarak kanunlar çok açık ve net ancak uygulamada yaşanan sıkıntılar çok üzüntü verici. Çocuk yaşlarında ve böyle çirkin bir nedenle hak hukuk mücadelesi arayışına giren bu çocuklar için bu davaların daha özen ve dikkatle işleneceği özel ihtisas mahkemeleri kurulmalı. Çocuğun üstün yararı gözetilmeli. Mahkeme heyetleri bu tarz davalarda daha hassas daha çocuk merkezli bir tutum sergilemelidirler. Artık çocuk istismarı konusunda ekrandan ya da sosyal medya üzerinden lanet okumak yerine hepimiz bir şeyler yapmalıyız. Sistematik duyarsızlaşmaya maruz kalmadan somut ve çözüm odaklı adımlar atarak ve devlet tekelli uygulanabilir yaptırımlar ve yeni refomlarla bu sorunun ortadan kaldırılmasının mümkün olduğuna inanıyoruz. Biz UCİM gönüllüleri olarak Türkiye'nin her yerinde oldukça özverili bir mücadele veriyoruz. Bu uğurda hiçbir kişisel fedakarlıktan kaçmayarak, zamanının çoğunu bu mücadeleye adayan güzel yürekli yol arkadaşlarımız var. Buradan herkese sesleniyoruz 'Bu mücadelede yanımızda olun.' Bu ülkede çocuklarımızın güven ortamı içinde, sağlıklı büyüyüp gelişimlerini tamamlamaları ve mutlu bireyler olarak toplumun oluşumunda yer almaları için bu huzur ortamı oluşuncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Siz de UCİM gönüllüsü olabilir ve bulunduğunuz yerde çocuk istismarını önlemek için bir şeyler yapmaya başlayabilirsiniz.

Editör: Haber Merkezi