Türkiye HIV/AIDS kontrol programı ve tanı tedavi rehberi tanıtım toplantısı Sağlık Bakanlığı Genel Merkezinde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Emine Alp Meşe, 'Bugün, ülkemizdeki 2019-2024 yıllarına yönelik HIV/AIDS çalışmalarına yol haritası oluşturmak ve HIV/AIDS yayılımı için risk oluşturan faktörlerle mücadele etmek amacıyla hazırlanmış ve dünyadaki son gelişmelerle güncellediğimiz ''HIV/AIDS Tanı Tedavi Rehberi 2019' tanıtmak üzere toplanmış bulunuyoruz. İlk kez 1980'li yıllarda tanımlanan HIV enfeksiyonu o yıllardan bu yana tüm dünyada din, dil, ırk, cins, ülke ayırımı yapmadan yayılmaya devam etmektedir. Hastalık korunmasız cinsel temas, ortak paylaşılan enfekte enjektörlerle damar içi madde kullanımı, gebelik sırasında ve doğum sırasında anneden bebeğe ve kan transfüzyonu yolu ile bulaşabilmektedir. Bu geçiş yolları nedeni ile HIV enfeksiyonu, erişkinlerin yanı sıra, tüm yaş gruplarında görülen bir enfeksiyon olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye'de HIV/AIDS ile mücadelede bugüne kadar başarılı adımlar atılmış, etkisi ve kapsamı giderek güçlenen çalışmalar yürütülmüştür. 1985 yılında bildirilen ilk HIV olgusunun ardından, HIV/AIDS bildirimi zorunlu hastalıklar listesine alınmıştır. HIV/AIDS vakalarının bildirimleri zorunlu olmakla birlikte, 1994 yılından itibaren özel izlem çalışmaları yürütülmekte olup, bireylerin ayırımcılık ve damgalanmaya uğramalarına engel olmak üzere, tanı konulan hastaların bildirimleri, isim belirtilmeden, kodlu olarak yapılmaktadır' açıklaması yaptı.

Ülkemizdeki HIV tedavisine değinen Meşe, şunları söyledi:

'Ülkemizde HIV enfeksiyonunun tedavisi dünya standartlarında uygulanabilmektedir. HIV bulaşı açısından riskli davranışları olan kişiler, istediği sağlık kurumuna başvurması durumunda testleri yapılmakta ve test sonucunun pozitif çıkması halinde HIV pozitif kişi, öncesinde sigortası olmasa dahi Genel Sağlık Sigortası kapsamında takip ve tedaviye alınmaktadır. Vatandaşlarımız istedikleri merkezlerde tedavi hizmetlerini alabilmekte ve bu hizmetler gizlilik esaslarına uyularak yürütülmektedir. Ülkemizde, tanı konan ve bildirimi yapılan tüm hastaların tedavi ve bakım hizmetlerine ulaşmalarını sağlayan Genel Sağlık Sigortası (GSS) uygulaması pek çok ülkeye örnek oluşturabilecek bir uygulamadır. Vatandaşlarımız, yenilikçi ilaçlar dahil ilaca erişimde sorun yaşanmamaktadır.'

HIV'liler SİGORTASI OLMASA DA TEDAVİ EDİLİYOR

HIV enfeksiyonu tanısı olan herkesin sağlık sigortası olmasa da tedaviye ücretsiz ulaşabildiklerini ifade eden Meşe, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Ülkemizde HIV enfeksiyonu tanısı alan bütün vatandaşlarımız, öncesinde sigortası olmasa dahi, Genel Sağlık Sigortası kapsamında hastalığa yönelik tetkik ve yenilikçi tedavi hizmetlerine rahatlıkla ve ücretsiz ulaşabilmektedir. Kontrol Programı çalışmalarımızı yürütürken, HIV enfeksiyonuna bağlı morbidite ve ölümlerin azaltılmasında sağlık hizmet sunum kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar da yürütülmüştür. Ülkemiz genelinde sunulmakta olan bu enfeksiyona yönelik tanı, tedavi, izlem ve korunma uygulamalarında standardizasyonun sağlanması, sunulmakta olan bu hizmetlerin niteliğinin yükseltilmesi ve sağlık çalışanlarına rehberlik etmesi amacıyla ''HIV/AIDS Tanı Tedavi Rehberi''nin ilk basımı 2013 yılında gerçekleştirilmiştir. HIV/AIDS ile ilgili son gelişmeler ve uluslararası algoritmalarda yapılan güncellemeler doğrultusunda ''HIV/AIDS Tanı Tedavi Rehberi 2019' un güncelleme çalışmaları tamamlanarak yayımlanmıştır. HIV tedavisinde kullanılan ilaçlar virüsü tamamen ortadan kaldırmamakla birlikte hastaların daha uzun yaşamalarını sağlamaktadır.'

'Sağlıklı yaşam ve her yaşta iyi olma hali sağlanarak AIDS epidemisinin 2030 yılına kadar halk sağlığı tehdidi olmaktan çıkarılması hedeflenmektedir' diyen Meşe, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Dünyada, HIV enfeksiyonuna yönelik eylem planı için 2030 vizyonu olarak 'Yeni HIV enfeksiyonlarının sıfırlanması, HIV ile ilişkili ölümlerin sıfırlanması, HIV ile yaşayan bireylerin daha uzun ve sağlıklı yaşadığı bir dünya yaratarak HIV nedeniyle yaşanan ayrımcılığa son verilmesi' ve 2030 hedefi ise 'sağlıklı yaşam ve her yaşta iyi olma hali sağlanarak AIDS epidemisinin 2030 yılına kadar halk sağlığı tehdidi olmaktan çıkarılması' olarak belirlenmiştir. Uluslararası hastalık ile mücadele için Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı kapsamında Küresel Hedefler belirlenmiştir. Söz konusu Küresel Hedefler doğrultusunda; tüm dünyada AIDS ilişkili ölüm sayısının düşürülmesi (Tüm dünyada 2020 yılında 500.000, 2030 yılında 200.000'e düşürülmesi), HIV ile enfekte olduğu tespit edilen kişilerin %90'ının tedaviye erişiminin sağlanması ve tedavi görenlerin %90'ında viral baskılanma sağlanması hedeflenmektedir. Bu hedeflere ulaşmada her türlü ayrımcılığın engellenmesi; HIV ile yaşayan veya etkilenen kişilerin kendi toplumları içinde eşit koruma ve sağlık hizmetine erişim hakkına sahip olması temel yaklaşım olarak benimsenmektedir. Tüm ülkelerin bu küresel hedeflere ulaşıp diğer ülkeleri de destekleyebilmesi için bu hedefler doğrultusunda çalışması ve sağlık hizmeti yapılanmasına bu doğrultuda yön vermesi gerekmektedir.'

HIV SIKLIĞI ARTIYOR

Yaşadığımız coğrafyada HIV/AIDS sıklığının arttığına dikkat çeken Meşe, şu görüşlere yer verdi:

'Dünya genelinde hasta sayısı azalırken, ülkemizin de coğrafi olarak konumlandığı Doğu Avrupa bölgesinde ve Orta Asya bölgelerinde hasta sayısı artmaktadır. Ülkemiz halen düşük prevalanslı ülkeler arasında yer almaktadır. Ancak bulunduğumuz coğrafyadaki toplumsal gelişmeler, uluslararası ticari ilişkilerle birlikte insan hareketlerinin artması, hastalığa ilişkin farkındalığın artması, tanı ve sağlık kurumlarına erişimin artması ile vaka sayılarında artış trendi izlenmektedir. Özellikle 25-29 yaş arası genç nüfusta HIV/AIDS sıklığı artmaktadır. Dolayısıyla bölgemizdeki bu gelişmelere karşılık, geleceğimizi, gençlerimizi, tüm vatandaşlarımızı korumamız gerekir. Küresel hedeflere ulaşmak amacıyla, akademisyenler, ilgili sivil toplum kuruluşları, Genel Müdürlüğümüz merkez ve taşra teşkilatında görev yapmakta olan personelin katılımı ile oluşturulan geniş bir çalışma grubu tarafından Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı hazırlanmıştır. Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programımızın temel yaklaşımı; HIV enfeksiyonunu tek başına bir sağlık sorunu olarak değil, tüm sektörleri ilgilendiren çok boyutlu bir sorun olarak ele almaktır. Dolayısıyla ulusal düzeydeki tüm çalışmalar bu ilkeyle çok sektörlü olarak planlanmıştır.'

Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programının amaçlarını anlatan Meşe şöyle konuştu:

Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı; insan haklarını gözeterek, HIV/AIDS yayılımı için risk oluşturan faktörlerle mücadele etmek, her bireyin tanı ve tedavi, bakım ve desteğe eşit ulaşımını sağlayarak, toplumun sağlığını korumak ve geliştirmek misyonu altında ülkemizdeki 2019-2024 yıllarına yönelik HIV/AIDS çalışmalarına yol haritası oluşturmak, ölçülebilir değerlendirmelerle eylem planlarını yürütmek için oluşturulmuştur. Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı; HIV/AIDS yeni vaka sayısı ve enfeksiyona bağlı ölümleri azaltmak, HIV/AIDS'e yönelik sağlık hizmetlerinin kapasitesini geliştirmek, HIV ile yaşayan bireylere yönelik ayrımcılığı ve mahremiyet ihlallerini önlemek amaçlarını içermektedir. Bu amaçlara ulaşmak için her bir stratejik amaç altında hedefler ve eylem planları geliştirilmiştir. Bundan sonra bizlere, ülkemizde HIV/AIDS alanında sorumluluğu ve duyarlılığı olan tüm kişi, kurum ve kuruluşlara düşen görev; ülkemizin HIV/AIDS alanında verdiği başarılı mücadeleyi devam ettirmektir. Bu düşünceden hareketle HIV ile mücadelemizde 'Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı'nın yayımlanmasının bir varış değil başlangıç noktası olduğunun bilinciyle, program hedeflerine ulaşılmasının konuyla ilgili tüm çalışmalar için önemli bir kilometre taşı olduğunu ve asıl çalışmalarımızın şu andan itibaren güçlendirilerek sürdürüleceğini belirtmek isterim.'

HIV'e karşı etkili bir aşının henüz bulunamadığını kaydeden Meşe, 'Henüz HIV'e karşı etkili bir aşı bulunamamıştır. Ancak HIV/AIDS ilaçları virüs yükünü baskılayarak HIV bulaşma riskini de azaltmaktadır. Bu nedenle toplumda hastalığın kontrolü için de, HIV ile enfekte bireylerin tedaviye erişimi önemlidir. Ülkemizde HIV enfeksiyonu tanısı alan bütün vatandaşlarımız, öncesinde sigortası olmasa dahi, Genel Sağlık Sigortası kapsamında hastalığa yönelik tetkik hizmetleri ve yenilikçi tedavilere rahatlıkla ve ücretsiz ulaşabilmektedir. Gelişmiş ülkelerde hangi ilaçlar kullanılıyorsa, ülkemizde de o ilaçlara rahatlıkla ulaşmak mümkündür. Bugüne kadar ülkemizde HIV enfeksiyonuna yönelik 46 ilaç kullanıma girmiştir. 2018 yılında 896 bin kutu ilaç satılmış, bu ilaçların yarıdan fazlası, 487 bin kutusu Türkiye'de üretilen ilaçlardır. Sağlıkta Yerlileşme ve Millileşme politikamız doğrultusunda, yenilikçi ve yüksek değeri olan ilaçların Türkiye'de üretilmesi, çevre ülkelere ihracat potansiyelimiz de düşünüldüğünde, ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır. Bu yıl Mayıs ayı içerisinde de, yenilikçi ilaçların Türkiye'de üretilmesi ve teknoloji transferi için yabancı ve yerli ilaç şirketleri arasında işbirliği protokolü imzalanmıştır.' diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi