Çerkez ezgilerininesilden nesile aktarmak istediğini belirten Ercan Yavuz, bu doğrultuda yeni bir müzik grubu kurduklarını halen grubun ismini koymadıklarını söyledi. Dünya müziğinden geleneksel dokuları, folk müziğin alternatif tınılarından coğrafyaları bir araya getirmek istediklerini ifade eden Yavuz, 'Lise yıllarında halk danslarıyla ilgilendim. Ortaokul yıllarından itibaren de müzik gruplarına akordiyon çalıyordum. Üniversiteye geldiğimde de FOLK-TUR diye bir dernek vardı şimdilerde kapandı. Oradan çok güzel beslendim ve çok şey öğrendim orası bana çok renk kattı.' dedi. Yavuz ile, müziğe adanan bir ömrü, Çerkez kültürünü yaşatmak için kurdukları müzik grubunu, Kent Orkestrasını konuştuk.

• Samsun'dan Ankara'ya evrilen hikayenizden bahsedebilir misiniz?

1968 yılında Samsun'da dünyaya geldim. Hayatımın 18 yılı Samsun'da geçti. Okulu hemen bitirip Samsun'a dönmek istiyordum çünkü yaşadığım şehri çok sevdim. Caddelerini, sokaklarını, denizini, iklimini her şeyini çok sevdim. Hayat insana her zaman istediğini vermiyor. Belki de hayatın istediğinivermemesinin sebebi senin için en güzeli olmadığı içindir. Belki hayat senin için daha güzel şeyler hazırlıyordur bilemeyiz. Bazen insanların istedikleri bir yerlere getirir, bazen de istediklerinin olmaması bir yerlere getirir.

SAMSUN'DAN ANKARA'YA EVRİLEN YAŞAM

• Samsun'dan çıkmanızın sebebi üniversiteyi kazanmanız mıydı?

Evet,Gazi Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü'nü kazandım. Bu nedenle sevdiğim kent Samsun'dan çıkıp Ankara'ya geldim. Ankara'yı dagelir gelmez sevdim.Daha önceleri Ankara'ya gelme noktasında hep bir isteğim vardı. AilemÇerkezkültürünün içinden geliyor.Beni ortaokulda okuduğum dönemlerde Samsun'dan Ankara'daki Kafkas Kültür Derneği'negönderdiler.

Kafkas Kültür Derneği'ndeakordiyon kursuaçılmıştı. Türkiye'dekibütün derneklere çağrı yapılmıştı.

Çünkü, müzik olmadığında kültürü de yaşatamıyorsunuz.Müzik olmayınca dans olmuyor akordiyon çalan kişiler olmazsa o danslar yapılamıyor ve kültür bitme noktasına gelince de Türkiye'deki bütün derneklere çağrılar yapılmıştı. Ben o zamanlar daha küçücüktüm.Rahmetli annem de sürekli 'Ben seni o yaşında Ankara'ya nasıl gönderdim' derdi.İşte oradan kalma o Ankara heyecanı ve hevesi liseyi bitirdiğimde tekrar beni Ankara'ya çekti.İlla da Ankara'da yaşamak gibi bir niyetim yoktu ama o çocukluk dönemindeki anılar öyle iz bırakmış ki anıların peşinden Ankara'ya geldim.

• Müziğe ailenizyönlendirdi diyebilir miyiz?

Aile yönlendirdi diyemeyiz.Ama ailem kültürel anlamda şekillenmemde büyük bir rol aldı. Abim de biraz enstrüman çalardı. Evimizde enstrümanlarımız vardı. Akordiyonumuz, Çerkez Mızıkamız vardı... Daha çok kültürümüzü yansıtan müzikler dinlerdik. Bu nedenle lise yıllarında halk danslarıyla ilgilendim. Ortaokul yıllarından itibaren de müzik gruplarına akordiyon çalıyordum. Üniversiteye geldiğimde de FOLK-TUR diye bir dernek vardı şimdilerde kapandı. ODTÜ Türk Halk Bilimi Topluluğu'nun(THBT) kurmuş olduğu bir halk bilim derneği. Oradan çok güzel beslendim ve çok şey öğrendim orası bana çok renk kattı. Bu nedenle insanların sosyal yaşantısının çok önemli olduğunu düşünenlerdenim. Hayat sadece okul ve ev arasında bir döngü olmaktan çıkmalı. Sosyal yaşam insanı renklendiriyor.

VİYOLONSELDEN KONTRABASA GEÇİŞ

• Peki neden akordiyondan gitara geçtiniz?

Gazi Üniversitesi Müzik Bölümü sınavlarına girdiğinizde sizin boyunuzu, parmak yapınızı, dudak yapınızıinceliyorlar. Sınavda Viyolonsel Bölümü'nü kazandım. 1 sene Viyolonsel Bölümü'nde okudum. Çok sevdim o enstrümanı. Aslında daha önceleri gitar ya da yan flüt çalmayı istiyordum fakat çello denk geldi. Çelloyu da çok sevdim.Oenstrümanı çok sevmem nedeniyle bir sonraki yıl açılan Kontrabas Bölümü'ne yönlendirildim. Sınava girdiğim yıl okulda KontrabasBölümü yoktu. Okul da keman, viyola, viyolonsel, piyano,şan, yan flüt gibi alanlar vardı.

Ama KontrabasBölümü 2'nci sınıfa geçtiğimde açılmıştı.Yeni gelen öğrencilerden bir 2'nci sınıftaki öğrencilerden de bir kişi alınacaktı. Viyolonsele olan ilgim ve sevgim beraberinde başarılı olmamıda sağladı. Başarılı olunca da Kontrabas Bölümü'ne geçmem için hocalarım bir teklifte bulundu. Sonraki süreçte de hocalarım tarafından da desteklenince Kontrabas Bölümü'ne geçtim.Aslında amacım kontrabas da ilerleyip okulda akademi de kalmaktı. Hocalarım da beni o alana yönlendiriyorlardı çünkü okulda kontrabas hocası yoktu ve olan eğitimcilerde operadan geliyordu. Akademik kariyer planları yaparken KentOrkestrası'nın sınavların girdim. O dönem 4'üncü sınıftaydım. Arkadaşlarla birlikte Orkestra'nın sınavlarına girdik. Sınavı bir tek ben kazanmıştım.

Çellodan kontrabasa geçtikten sonra Kent Orkestrası'na girdim. Kent Orkestrası'nda kontrabastan sonra bas gitara geçmek zorunda kaldım. Çünkü bir pop orkestrası olduğu için (Volümlü bir enstrüman olmadığından) kontrabasKent Orkestrası için aşağıda kaldı. Öyle olunca burada başka bir enstrüman öğrenmek zorunda kaldım ve böylece bas gitar çalmaya başladım.

'29 YILDIR ORKESTRADAYIM'

Sonrasında da pop, caz müziği gibi müzik türleri işin içine girince kendimi içinde buldum. Orkestrayı çok sevdim bu nedenle 29 yıldır buradayım. 1990 yılında buraya girdim ve ilk günkü heyecan ve sevgi ile çalışıyorum. Şehrin içinde yemyeşil bir ortamda çalışıyoruz. Ortamımız güzel, yaptığımız iş güzel, buradaki hava güzel...O 29 yıl böyle geçti...

'GÜLDEN KARABÖCEK, AYTEN ALPMAN GİBİ BİR ÇOK İSİMLE SAHNEYE ÇIKTIM'

• Peki çıktığınız gruplar var mı ya da albümünüz var mı?

Ankara'daki piyasanın içinde her zaman var oldum.Anka Project diye bir grubumuz var. Grubun kurucusuyum. Ankara'da çeşitli mekanlarda çıkıyoruz yelpazesi geniş bir grup.Mesela dünya müziği yapmaya gayret ediyoruz. Çok farklı dillerde ezgilerimiz var.Grupta 2 tane solistvar. Bende bas çalıyorumOrkestra'da.

• Hangi isimlerle çalıştınız?

Kent Orkestrasının düzenlediği konserler nedeniyle çok farklı isimlerle çalıştık.Yeşim, Ayten Alpman, Gülden Karaböcek, İskender Doğan, Ersan Erdura, Salim Dündar gibi bir çok isimle çalıştım.

• İleriye yönelik bir projeniz var mı?

Bizim dernek camiamızda çok iyi müzik grupları olmadı olanı da yaşatamadık.Şu anda böyle bir proje var güzel bir adım attık.Çok da renkli bir grup kurduk provalara da başladık. Grubun adını henüz koyamadık. Amacımız Çerkez kültürünü ayakta tutmak ve o kültürde yapılabilecek bir şey varsa o kültüre katkı sunmak.

• Grupta kaç kişisiniz?

6 kişiyiz.Perküsyon, davul,akordiyon, bas gitar, nefesli enstrümanlar, gitar ve vokal var.

Editör: Haber Merkezi