• Sizi tanıyabilir miyiz?

Adım Mustafa Eke. Şu anda Ankara merkezde telkari sanatı ile uğraşan nadir kişilerdenim. 47 yaşındayım. Aslen Beypazarlıyım. Telkari sanatıyla tanışmam çok küçük yaşlara dayanıyor. 1985 yılında bu sanatla uğraşmaya başladım. Yaz tatili dönemlerinde gümüşçülerde çıraklık yaparak, telkari sanatını öğrendim. Beypazarı'na yıllar önce Mardin'den gelen bir Süryani ustanın yanında bu zanaata başladım. Onun öğrettikleriyle bugün hayatımı bu sanatla geçindiriyorum. Bilindiği gibi Telkari sanatının merkezi de Mardin'dir. Ancak Beypazarı ilçesi de artık telkari sanatıyla ünlenmiş bir ilçe oldu. Beypazarı İlçesinde telkariyle uğraşan zanaatkarlar azalsa da varlığını halen sürdürüyor. Telkari sanatıyla yaklaşık 30 yıldır uğraşıyorum. Maalesef günümüzde bu sanatı devam ettirecek insanlar maalesef yok. Son ustalar biziz.

'DAYANIŞMA RUHU KAYBOLDU'

• Geçmişe göre değerlendirdiğinizde esnaflık mesleğinin dönüşümünü nasıl yorumlarsınız?

Çok ciddi bir dönüşüm söz konusu. Her şeyden önce günümüzde esnaflar arasındaki dayanışma azaldı diyebilirim. Bizler Ahilik kültürüyle yetiştik ve bu felsefede esnaflık yapmayı öğrendik. Ahilik kültürü ile ticaret yapmak kutsal bir meziyettir. Önceki dönemlerde; komşu esnafımız siftah yapamadığı zaman bizler utancımızdan dükkandan dışarı çıkamazdık. Bir dayanışma ruhu vardı. Çıraklar ustalarına karşı son derece saygılıydı. Bugün bu kültürden eser yok. Zaten Telkari zanaatına benzer zanaatlar için yetişen çırak bulamıyoruz. Bu meslekler bizden sonra yok olup gidecek. Bu konuda bakanlıklardan ve belediyelerden destek ve teşvik bekliyoruz.

• Telkari sanatında önemli olan noktalar nelerdir?

Telkari sanatı, sizi içerisine çektikçe vazgeçemediğiniz bir zanaat oluyor. Zanaat icra ederken sürekli kendinizi geliştirme çabası içerisine giriyorsunuz. Telkari ince ruhlu bir zanaattır. Telkari sanatında hayal gücünüzü kullanmanız çok önemlidir. Ustanın, iç dünyasını yansıtan bir sanat. Ustanın iç dünyasındaki ruh nasılsa ona göre ortaya güzel ürünler çıkmaktadır.

'EL EMEĞİ GÖZ NURUDUR'

• Telkari sanatı, daha çok Türkiye'nin hangi illerinde yaygın?

Ülkemizde en çok Mardin'in Midyat ilçesi ve Ankara'nın Beypazarı ilçesinde günümüzde yaygın olarak yapılıyor. Bu süsleme sanatı, Ankara'nın Beypazarı ilçesine ahilik ile kazandırılmıştır. Son 40-50 yıldır Beypazarı'nda bu zanaat ile uğraşan 100'ü aşkın küçük atölyeler bulunuyor. Telkari, sabır ve incelik isteyen bir sanattır ki tam bir el emeği göz nurudur. Ustalar, gümüş madenini potada eritip işlemden geçirerek yaptığı iki ya da daha fazla ince teli birbiriyle bağlayıp şekil verilerek bir sanat eseri ortaya çıkarır.

BİRÇOK EŞYADA UYGULANIYOR

• Bu sanat, daha çok hangi eşyalar üzerinde uygulanır?

Bu işçilik daha çok takı ve aksesuarlarda kullanılır. Bayanlar için tam bir zarafet ve güzellik abidesi olan bu takılar çok tercih edilir. Bayanlar için kolye, küpe, bileklik, broş, yüzük, halhal, künye yapılırken; erkekler için künye, bileklik, yüzük ve tespihler de bu sanat kullanılır. Ev aksesuarlarında da bu işçilik kullanılır. Tepsiler, kemerler, silah ve bıçak kabzalarında, mücevher kutusu, fotoğraf çerçeveleri, anahtarlık, kibritlik, vazo, gondol, şekerlik, masa üstü isimlikler de ve pek çok eşya üzerinde telkari sanatı yapılmaktadır.

TELKARİ SANATININ AŞAMALARI

• Telkari yaparken hangi aşamalar izlenir?

Tel çekme dediğimiz aşamada, ham halde bulunan gümüş madenini ya da hurdaya çıkmış gümüşler potada eritilerek ince teller halinde dökülür. Bu incelik silindirlerden geçirilerek 70, 60 ve hatta 40 mikrona kadar indirilir. Sonrasında model hazırlama aşamasına geçilir. Burada da tasarlanacak ürün önce ana hatlarıyla bir kağıt üzerine çizilir. Ürünün ana iskeletini oluşturacak parça dikkate alınarak hangi kısmında kaç mikron inceliğinde tel kullanılacağı, içinin kısımlarının hangi desenlerle doldurulacağı belirlenip taslak üzerine yazılır. Tavlama dediğimiz kısımda, haddelerden ve silindirlerden çekilerek inceltilen ve bükülen tel hızlıca esnekliğini kaybedip sertleşir. Bu tellerin yumuşaklığının tekrar kazandırılması için ısıtılarak tavlanması gerekir. Ürünlerin işlenme aşamasında bu işlem sık sık yapılır. Kesimde, tasarlanan ürüne göre gerekli bütün teller belirlenen incelik ve uzunluklara göre kesilerek hazırlanır. Sonrasında şekil verme aşamasına geçilir. Dış çerçevesi kesilmiş parçaları çizilmiş olan taslak üzerine yerleştirilerek şekillendirilme işlemine başlanır ve belirli yerlerden kaynakla yapılarak birleştirilir. Sonra teller yerleştirilerek çerçeve tamamlanmış olur. Çerçevenin içindeki boşluklara işin tekniğine uygun daha ince tellerle sıkıştırılır, gerekli yer lerden lehimleme yapılır. Böylece içleri doldurularak hazırlanan parçaların her birine bükülerek şekil verilir. Parçalar ara bağlantılarla birleştirilerek bir arya getirilir. Telkaride ürün oluşturulurken ana parçaları birleştirmede ve süslemede çeşitli parçacıklar kullanılır. Telkari ürününün tamamı telden oluşturulur. Bunun için bir ürün yüzlerce parçadan bükülerek ve birleştirilerek oluşturulur. Bu birleşim kaynak yapılarak ya da lehimleme ile yapılır. Ağartma dediğimiz son kısımda ise artık somut hale gelmiş ürünümüzü kirlenmiş ve kararmış durumdan kurtarıyoruz. Telkarinin doğal parlak rengini alması için ağartma uyguluyoruz.

• Telkari sanatının klasikleşmiş motifleri nelerdir?

Telkaride en çok kullanılan malzeme gümüştür. Bazen altın ve başka madenlerin kullanıldığı da görülmektedir. Telkari ürünler 'muntaç' adı verilen iskelet ile iskelet içine yerleşmiş motiflerin yer aldığı iki ana bölümden oluşur. Telkaride klasikleşmiş motiflerin başında vav, kake, dudey, tırtır, güverte, gül, üzüm, yıldız, lale, yaprak, badem ve kıvırma gelir. Evet, geçmişe nazaran günümüzde biraz daha süs eşyası amaçlı kullanılıyor. Zaten müşterilerimizin çoğu antika meraklısı ya da el sanatlarına ilgili kişilerden oluşuyor.

Editör: Haber Merkezi