• Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?

Bir insana sorulabilecek en zor soru ile başladınız. Çünkü bir insanın kendisini anlatabilmesi gerçek anlamda zordur. İlk etapta insanı şaşkına çeviren, ne diyeceğini bilemez hale getiren bir soru bu. Nasıl tanıtmalıyım kendimi bilemiyorum. Kısa bir özgeçmiş mi yoksa ilk şiir kitabımda kendimi anlatmak adına özgeçmiş niyetine kaleme aldığım şiirle mi, karar veremedim. Kısaca şöyle anlatayım: Hatay doğumluyum. İlk -orta-lise eğitimimi İskenderun'da aldıktan sonra Ankara Üniversitesi'nde Matematik okudum. Üniversite ile başlayan ve yıllardır süregelen bir Ankaralıyım artık. İlk-orta ve lise çağlarımda başlayan okuma sevdam ve sonrasında aldığım ilçe, il ve Türkiye çapındaki derecelerim ile hız kazandı bu serüven. Uzun yıllar Ulus Gazetesinde köşe yazarlığı yaptım. Pek çok dergide şiir ve makalelerim yayınlandı. Hala da okumaya ve yazmaya devam ediyorum. Ben kendimi çok okuyan az yazan biri olarak tanımlarım genelde. Çünkü okudukça doluyor, doldukça boşalıyor ve yazıyorsunuz. Özgür Sanatçılar Derneği Başkanı'yım. Başkent Postası Tv de 'Sanattan Yansımalar' isimli bir program yapıyorum. 'Yırtık Uçurtma' isimli bir şiir kitabım, 'Batan Gemi' isimli gazetelere yazdığım makalelerin bir kısmının yer aldığı bir kitabım ve de 'Geleceğini Vuran Ülke(1921-2021 Öldürülen Öğretmenlerimiz)' isimli bir araştırma, inceleme kitabım var.

PANDEMİ VE SANAT

• Sanatçılar ve pandemi konusuna gelirsek neler söylersiniz?

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde ya da salgın sürecini iyi yönetebilen ülkelerde, sanatçılar devletten aldıkları desteklerle, evinden dışarı çıkmasa bile üreterek ve ürettiklerini çeşitli yöntemlerle paylaşarak bu ağır koşulları aşabilmekte. Ne yazık ki Türkiye bunu başaramadı. Kişisel ve dar anlamda kimi kurumsal çabalar da yeterli olamadı. Bu sürece müzik alanından bakarsak, pandemiden etkilenerek ev eşyalarını, müzik aletlerini satıp geçinmeye çalışanlar olduğu gibi müziği geri dönmemek üzere bırakan birçok müzisyen oldu. Çünkü müzisyenler günübirlik çalışan insanlardır. Bunun yanında bu süreçte intiharı seçen çok sayıda sanatçı oldu. Bunun yanında tiyatrolar kapandı, açıldığında ise sınırlı kişi ile açıldı salonlar. Birçoğu sahneye oyun koyamadı, koyanlar ise ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldı. Sinema sektörü yine öyle. Ressamlar sergilerini açamadı. Bir tek yoksulluğa alışkın olup her şeye rağmen üreten yazarşairler biraz olsun rahattı. Çünkü onlar zaten zor koşullarda yürütüyorlardı çalışmalarını. Onlar için değişen çok bir şey olmadı. Kısacası sonucu belli olmayan bir savaşın içinde tüm sanatçı dostlarımız. Çünkü yarın ne olacağı belirsiz. Her an yeni kapanmalar yaşanabilir, salgın yeniden yeni varyantlarla yayılabilir. Bu nedenledir ki öyle uzun vadeli programlar yapamıyor, ortaya çıkaracakları işlere de korkarak başlıyor oldular. Bu ise bir süre sanat kavramını da ortadan kaldıracak. 'Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir' demiştir Mustafa Kemal Atatürk. Belki de bu süreç bu damarları koparmak için bir araç olarak kullanıldı, bilemeyiz.

• Pandemide yaşadığınız sıkıntılar özelinde neler yapılmalı?

Pandemi süreci yazık ki doğru yönetilemedi. Tüm sektörlerde olduğu gibi sanat ve sanatçının durumu da gözetilemedi. Kendi hallerine bırakıldılar. Evet hiç yardım yapılmadı değil ama bu yardımlar onların bırakın sanat üretmelerini geçinmelerine bile yetmedi. Bunun sonucunda çok sayıda intihar vakası yaşandı. Ülkemizde en zengin yüzde 20'nin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46,3, en yoksul yüzde 20'nin toplam gelirden aldığı pay yüzde 6,2. Aradaki fark 7,5 kat. Gelirin adil dağılması için verginin adil toplanması gerekir. Oysa sosyal bir devlette olması gereken devletin her zaman kara değil zarara da ortak olmasıdır. Halkın bu yükü tek başına çekmesi mümkün değil bölmek paylaşmak ve böylece azaltmak gerekir. Pandemi sürecini en ağır şekilde yaşayan sanat dünyasının soluk alabilmesi için aslında gerekli fonlar var. Ancak birçok alanda olduğu gibi bu birikimin nerede kullanıldığı meçhul. Örneğin, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca; üretilen, ithal veya ihraç edilen kaset, cd, dvd, matbaa makinesi, fotokopi makinesi gibi ürünlerden yüzde 3 oranında yapılan kesinti 'özel kopyalama harcı' adı altında bir fonda toplanıyor. 2017 yılı itibarıyla fon büyüklüğünün 320 milyon liraya ulaştığı biliniyor. Bu paranın pandeminin başladığı yıl hangi miktara ulaştığı sorusuna bakanlık cevap bile vermiyor, sadece 'kültür ve sanatsal faaliyetlerin yürütülmesi amacıyla kullanılmaktadır' deyip geçiyor. Oysa olağanüstü bir dönem yaşanıyor ve bu fon şimdi kullanılmıyorsa ne zaman kullanılacak sorusu geliyor akla. Bunun yanında böl parçala yönet taktiğinin sonucu olarak o kadar çok kültür-sanat derneği var ve bir araya gelip birlik olamıyorlar. Oysa birlikten güç doğar. Bir araya gelseler zira sanatçılar zeki insanlar, eminim çok güzel fikirler çıkacak ve bu süreç birlikte çok daha rahat atlatılacak.

• Özgür Sanatçılar Derneği hakkında bilgi verir misiniz, derneğin amaçları neler?

Özgür Sanatçılar Derneği, öyle üç beş kişinin bir araya gelerek kurmuş bir dernek olmanın ötesindedir. Kişisel hiçbir şeye tenezzül etmeden ve gerçekten bugün için zora koşulmuş, çevresine duvarlar örülmüş bir topluma o koca hapishane duvarlarından bir delik açıp soluk yolu açmaktır bizim derdimiz. Çünkü o duvarların arkasına ve soluksuzluğa tıkıştırılmaya çalışıyorlar bizleri ve biz bunu ilk adımda duyumsayanlardanız; çünkü düşünmek gibi bir yeteneğimizin ayrımındayız, toplumsal ödevlerimizin ayrımındayız, 'ben' kibriyle yaşanamayacağını ve canlı yaşamımızın bu 'ben' kibri ile onulmaz ölçülerde kirleneceğini biliyoruz. Bu nedenle de 2018 yılında çıktık yola. Kervanımız, bir ticaret ve hamaset kervanı değil. Yolculuğumuz, benim yolculuğum değil, bizden sonra geleceklere ayak izleri bırakma yolculuğudur. Sanatçının ve toplumun özgürlüğü Özgür Sanatçılar Derneği'nin kuruluş nedenidir. Toplumumuzdaki değerler kaybının gelecekle buluşması, gün yüzüne çıkması, sevinç haline dönüşmesinin özlemidir duyumsadığımız. Halkların, özgürlüğün sesi, sanatçıların özgür olmasından geçer. Evreni evren yapan insanın, sanatsız yaşamamasıdır. 'Özgür Sanatçılar Derneği' karartılan, yok sayılan zenginliklerimizin yaşama geçirilmesi adına çalışmalarına başlamıştır. Özgürlüğü, insanlığı ve onların yarattığı bütün güzellikleri kucaklamanın merkezi olarak buradadır. Burada kalmaya da devam edecektir.

• Kaç üyeniz var?

Yüz civarında üyemiz var. Pandemi üye kayıt hızımızı kesmiş olsa da iyi bir sayı diyebiliriz ki kuruluştan sonraki sürecin uzun bir kısmı pandemi ile geçti, geçmekte. Bünyemizde yazar, şair, ressam, müzisyen, tiyatro sanatçısı gibi sanatın her dalından üyelerimiz var. Bizler üyelerimizle birlik bilinci içerisinde Özgür Sanatçılar Derneği'ni, Ankara yeniden kültür ve sanatın başkenti oluncaya değin sürdürecek, etkin halde tutmaya kararlıyız.

BU BİR AYRICALIK…

• Bir demecinizde 'Bu derneğin üyesi olmak ayrıcalık' demişsiniz bununla ilgili neler söylersiniz?

Kesinlikle Özgür Sanatçılar Derneği üyesi olmak bir ayrıcalıktır. Bizler birlik bilinci ile hareket eden, birlikte var olmaya, birlikte yücelmeye ve yüceltmeye çalışıyoruz. Her sabahın yeni bir gün olduğu gibi bugünü de gelecek yenilerin başlangıcı olarak görmemiz gerekiyor. Hiçbir ön yargıya ve kaprise gerek duymaksızın koyduğumuz her yeni tuğlanın değerli olacağını düşünüyor ve sırası gelenin yeni tuğlalar koyması için harcı hazırlamakla görevli olduğumuzu biliyoruz. 'Özgür Sanatçılar Derneği' karartılan, yok sayılan zenginliklerimizin yaşama geçirilmesi adına çalışmalarına başlamıştır. Özgürlüğü, insanlığı ve onların yarattığı bütün güzellikleri kucaklamanın merkezi olarak buradadır ve var olmaya da devam edecektir.

• Derneğin etkinliklerine ilişkin bilgi verir misiniz?

Bugüne kadar Özgür Sanatçılar Derneği olarak pek çok etkinliğe imza attık. Ancak ilk dönem yaptıklarımızdan değil de bu pandemi sürecinde yaptığımız etkinliklerden bahsedeyim biraz. Öncelikle pandemi yasakları ile önümüzü göremezken iki büyük çalışma başlattık. Bunlardan biri derneğimizin kuruculardan olan ancak yakın zamanda yitirdiğimiz, güzel dost Harun Ünlü adına bir şiir koşusu düzenledik. Bu koşunun başvuruları bitti, şimdi değerlendirme aşamasında. Bir diğer çalışma yaşadığımız şehre, başkentimize bir vefa çalışması Ankara Şiirleri Seçkisi. Tabii bunlar uzun vadeli ve yasaklar döneminde uzaktan katılım ile yapılabilinecek etkinliklerdi. Ancak biz yasakların kalkmasının hemen ardından direkt katılımlı etkinliklere de başladık. İlk olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşam öyküsünün anlatıldığı Bu Benim Davam isimli, merhum kurucu üyelerimizden Harun Ünlü'nün yazdığı tiyatro oyununu sergiledik iki ayrı salonda. Bir şiir ve müzik dinletisi gerçekleştirdik Ulus semtinde İstiklal Cafe'de. Ardından Bahar Cafe'de imza günü, şiir ve müzik dinletisi gerçekleştirdik. Eylül ayı içerisinde bir kitap fuarına katıldık. Bir de radyo kuruyoruz. Bu şekilde tüm sanatçı dostların seslerini duyurabilecekleri özgür bir platform sahibi olacağız. Bütün bunların yanında Özgür Sanat isimli dergimizi söylemeyi unuttum. Dergimizi kuruluşumuzdan beri aylık dergi olarak tasarladık ve öyle de çıkardık. Ancak pandemi şartları ağırlaşınca üç aylık dergi olarak çıkarmaya devam ettik ve çıkarmaya da devam edeceğiz. İçerisinde sanatın her dalından eserlerin bulunduğu dolu dolu bir dergi çıkarıyoruz. Okumanızı öneririm.

• Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Biz, Özgür Sanatçılar Derneği olarak inanıyoruz ki dünyayı sanat kurtaracak, ayakta tutacaktır. Bu nedenledir ki sanattan uzak kalmamalıyız. Çünkü sanat, insanları bir araya getiren, kaynaştıran, insani duyguları coşturan değerler olarak çıkar karşımıza. Bu nedenle diyorum ki derneğimize gelin, sanatsız, sevgisiz ve umutsuz kalmayın…

Editör: Haber Merkezi