• Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

21 Nisan 1972, Ankara'da doğdum ama köken olarak Kırşehir'liyim. Evli ve 3 çocuk babasıyım. 1986 yılında Ankara Çankaya'da kuaförlük mesleğine başladım. 1993 yılında yine Ankara'da vatani görevimi yaptıktan sonra kendi kuaför salonumu açtım. 2008 yılından beri Ahi Evran Mesleki Eğitim Merkezinde Usta öğretici olarak görev yapıyorum. 2012 yılından bu yana ise Siteler Mesleki Eğitim Merkezinde yine usta öğretici olarak görevime devam ediyorum. Bu eğitmenlik süresince kuaförlük mesleğinin sıkıntılarını ve sektörel problemleri fark ettim. Zaten kuaförler odası başkanı olmaya da bu sürede karar verdim. Eğitim verdiğim süre boyunca kuaförlük eğitimi alan gençlerin sorunlarını birinci ağızdan dinleme şansım oldu. Bu sorunları çözmek ve yeni projeler geliştirmek amacıyla aday olma fikrim pekişti. Tüm bunların sonucunda ocak ayından beri görevimin başındayım.

'KALİFİYE PERSONEL BULAMIYORUZ'

• Mesleki sorunlarınızın başında ne geliyor?

Bence tüm esnafların sıkıntıları temel olarak aynı konulara dayanıyor. Kalifiye personel bulmakta zorlanıyoruz. Eğitimde 4+4+4 sistemi nedeniyle çocuklarımız liseyi bitirmek zorunda kalıyor meslek öğrenmekte gecikiyor. Bu sistemin değişmesi lazım. Çıraklık okuluna gitmiş bir çocuğumuz mesleği öğrenip kalfalık belgesini almasına rağmen ne yazık ki işyeri açamıyor. Ama lise eğitimini tamamlamış fakat mesleği bilmeyen bir kişi iş yeri açabiliyor. Bu sistemin değişmesi için Milli Eğitim Bakanlığı'na talepte bulunduk. Fakat bunun için kanunun değişmesi gerektiğini söylediler. Biz, çıraklık eğitimi merkezine girmiş bir çocuğumuz kalfalık belgesini aldıktan sonra ustalık belgesini de alınca iş yeri açma hakkının kazanmasını ve lise mezunu sayılmasını istiyoruz.

'MESLEK YOK OLMAYACAKTIR'

Ayrıca mesleğimizi çok iyi tanıtamadığımızı düşünüyorum. Kuaförlük, canlı üzerinde işlem yapan tek sanattır ve hiç yok olmayacaktır. Biz aynı zamanda insanlara moral depoluyoruz. Bir insanın saçının güzel olması ona kesinlikle moral verir. Kuaförlük mesleği göründüğü gibi kolay bir meslek değildir. Bir kadının saçına fön yaptığınızda bile ciğerleriniz hasar görür. Ayrıca akşama kadar ayakta kalmaktan bacaklarında varis oluşan, ayağında mantar olan ya da bel fıtığı sorunu çeken arkadaşlarımızın sayısı çok fazla. Bu nedenle yıpranma payı istiyoruz. Yıpranma payının verildiği mesleklerin zorluk derecelerine baktığınızda bu hak neden kuaförlere verilmiyor diye sormadan geçemiyoruz.

'PEMBE MAKAS PROJESİ'

• Mesleğinizi tanıtmak için neler yapıyorsunuz?

Meslek liselerine gidip buradaki kardeşlerimizin kafasındaki kuaförlük mesleği hakkındaki ön yargılarını kırmaya çalışıyoruz. Ünlü kuaförleri getirip burada fuarlar yapıyoruz, standlar kuruyoruz. Sosyal medyada bu mesleği sevdirebilecek ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Gençlere, bu meslekten para kazanabilirsiniz diyoruz. Çünkü her ne kadar mesleki zorluklar çeksek de bu durumların geçici olduğuna inanıyoruz. Bu mesleği layıkıyla ve dürüstçe yapan herkesin ben maddi kazançlar sağlayacağına inanıyorum. Önümüzdeki dönemde hayata geçecek olan Hacettepe Üniversitesi ile ortaklaşa uygulayacağımız 'Pembe makas' diye bir projeye hazırlanıyoruz. Burada kanser hastası kardeşlerimize yönelik ciddi bir çalışma yürüteceğiz. Bununla birlikte Gazi Ve Şehit Aileleri Vakfı ile yaptığımız anlaşma neticesinde, gazi ve şehitlerimizin birinci derece yakınlarının her türlü hizmetini yapıyoruz. Bu tür kampanyalarla toplumsal farkındalıklar oluşturmayı amaç ediniyoruz.

YAN YANA AÇILAN İŞLETMELER

• Kuaför ya da güzellik merkezlerinin yan yana olması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bizim en büyük sorunlarımızdan bir tanesi de bu. Gelecek kaygısı taşıdığımızdan hiçbir işletme sahibi kendi güzellik merkezine yatırım yapamıyor. Biz salonumuza yatırım yapıp, güzel hale getirdiğimizde hemen yanı başınıza başka birisi yine güzellik salonu açtığında o yatırımınız çöp olur. İlgili mercilerden bu durumun önleminin alınmasını istiyoruz. Aynı sokakta yan yana iki tane güzellik salonuna devlet izin vermesin. Bunu sadece kendi sektörümüz için değil tüm esnaflar için de istiyoruz.

FİYAT TARİFESİ

• Fiyat tarifesine uymayan işletmelere nasıl yaptırımlar uyguluyorsunuz?

Göreve başladığımızda en acil olarak çözülmesi gereken sorun, Ankara kuaförleri arasında fiyat dengesizliği ve haksız rekabetti. İlk olarak İşyeri Denetleme Danışmanlık diye bir birim kurduk. Bu birim sayesinde Ankara'da kayıt dışı çalışan ya da farklı fiyatlandırma ile faaliyet gösteren yerleri denetleyip, ilgili belediyelere ihbarımızı yapıyoruz. Ayrıca fiyat tarifemizin dışında fiyatlandırma yapan işletmelere insan sağlığını tehlikeye sokmak ve haksız rekabet oluşturmak suçuyla açtığımız 5 tane örnek davamız mevcut. Camlara kesinlikle yazı yazdırmıyoruz. Bununla birlikte kendi evinde hiçbir kaydı olmadan arkadaşlarının ya da komşularının saçlarını kesen ya da boyayan insanlar var. Bu konuda kesinlikle taviz vermiyoruz. Çünkü bizler kayıt altında çalışan vergilerini ödeyen işletmeleriz. Ama bu kişiler evlerine bir ayna bir koltuk koyup, kayıt dışı olarak para kazanıp haksız rekabet oluşturuyor.

PERSONEL SİGORTA PRİMLERİ

• İşletme sahiplerinin yanlarında çalıştırdıkları personellerin giderleri konusunda ne gibi sorunları var?

Sigortalı personel çalıştırmak çok zorlaştı. Bu nedenle sektörümüzde sigortasız çalışan eleman sayısı çok yüksek. Sigorta primlerinin yarısını devlet karşılasa bu sorun ortadan kalkar. Devlet bu yükü azaltırsa sigortasız personel sayısı da düşer. Bununla birlikte sigortalı personellerin bazıları art niyetli olabiliyor. Yanında 10 yıl çalıştırdığı personelin şikayeti üzerine 80 bin TL ceza yiyen bir üyemiz var. Personel kendi isteğiyle işten ayrıldıktan sonra 'beni tatil günlerinde çalıştırdı' diyerek üyemizi şikayet etmiş. Hiçbir kuaför işletmesi, tatil günlerinde karşılıksız olarak eleman çalıştırmaz, çalıştıramaz. Bir personel kendi isteğiyle ben tatil günümde de çalışacağım derse o gün kazanılan paranın neredeyse yarısını alır.

Editör: Haber Merkezi