• Türkiye'de en fazla can kaybına neden olan kanser türü akciğer kanseri olduğunu belirtiyorsunuz bununla ilgili neler söylersiniz?

Dünya çapında en yaygın kanser olan akciğer kanseri ve her yıl yaklaşık 2,1 milyon insanı etkiliyor. Tahmini 1,7 milyon kişinin ölümüne neden oluyor. Akciğer kanseri dünyada olduğu kadar ülkemizde de en fazla can kaybına neden olan kanser türü. Akciğer kanseri hem erkekler hem de kadınlar için kansere bağlı ölümlerde önde gelen nedenler arasında yer alıyor. Türkiye'de her yıl yaklaşık 211 bin yeni kanser vakası bildiriliyor. Bu vakalar içinde Akciğer kanseri yüzde 16.5 pay ile ilk sırada yer alıyor. Ve akciğer kanseri nedeni ile yıllık yaklaşık 117 bin hasta kaybediliyor. Bildirilen yeni vakalar arasında erken tanı alabilenlerin oranı yüzde 21.5 iken bu hastaların 5 yıllık yaşam oranı ise yüzde 60'lardadır. İleri evre hastalıkta ise 5 yıllık yaşam oranı yüzde 6'lardadır. Yaşam oranlarında fark çok net iken, kanser tedavisinde erken tanının yeri ve önemi göz ardı edilemez.

YENİLİKÇİ TEDAVİLER

• Yenilikçi tedavilerle, kanser tedavisinin yan etkilerinde azalma ve hastaların yaşam kalitelerinde artış mümkün mü?

Akciğer kanseri tedavisinde 1990'larda yaygın olarak kullanılmaya başlayan kemoterapi gibi geleneksel tedavi yöntemlerini takiben 2004 yılıyla yenilikçi tedavilerde ciddi bir ivme yakalandı ve hedefe odaklı tedaviler ortaya çıkmaya başladı. 2011 yılı ve sonrasında ise kanser tedavisinde önemli bir aşama olarak kabul edeceğimiz immünoterapiden bahsedebiliyoruz.

• Kanser tedavisinde imminoterapi tedavisi hakkında neler söylersiniz?

İmmünoterapi, vücudun kanserle savaşmak için doğal savunmasını güçlendiren bir tür biyolojik tedavi türüdür. Diğer tedavilerden farklı olarak bu tedaviler direkt tümörün kendisini değil, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek tümörü yok etmeyi amaçlıyor. Kanser genellikle bağışıklık sisteminin doğal savunmalarının çoğunu aşarak kanser hücrelerinin büyümeye devam etmesine neden olur. İmmünoterapiler bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini seçici bir şekilde tanımasına ve ortadan kaldırmasına yol açarlar. Bağışıklık sisteminde uzun süreli bir 'hafıza' oluştururlar, bu nedenle zaman içinde kanserin sürekli kontrolüne ve bu yolla da uzun süreli ve kalıcı tümör yanıtlarına ve sağkalım oluşmasına neden olurlar. İmmünoterapi uygulamalarında, daha az yan etki ile beraber hastaların tedavi sürecindeki yaşam kalitelerinde ise artış sağlanabiliyor.

• Akciğer kanseri bir hastaya immünoterapi tedavisi ya da kemoterapi tedavisi uygulayacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

Bu tedavileri belirlemek için hastanın performansına bakıyoruz. Buna patolojik incelemeler yaparak karar veriyoruz. Ona göre biyobelirteç dediğimiz faktörlere bakıyoruz. Hastaya özel incelemeler yapıyoruz. Tümörüne, tümörün türüne veya kişisel özelliklerine bakıp, hasta bazında karar veriyoruz. Burada imminoterapiye ulaşan hastalarda başarı oranının yüksek olduğunu belirtmek isterim.

• Akciğer kanserinin gelişmesinde en önemli risk faktörü nedir?

En önemli risk faktörü sigaradır. Sigara içenler için, akciğer kanseri riski, yaşam boyu sigara içmeyenlere göre ortalama on kat daha yüksek. Risk, sigara miktarı, sigara içme süresi ve başlama yaşı ile artar. Sigarayı bırakmak, kanser öncesi lezyonlarda ve akciğer kanseri geliştirme riskinde bir azalmaya neden olur. Sigara içenler, sigarayı bıraktıktan sonra yıllarca yüksek akciğer kanseri riski taşımaya devam ederler. İleri yaş, çoğu kanser için en önemli risk faktörüdür. O nedenle sigaraya hiç başlamamak gerek. Akciğer kanseri için tütün ve tütün benzeri madde kullanımı dışındaki diğer risk faktörlerinin, ikincil şekilde sigara dumanındaki kansere neden olan maddelere maruz kalma, asbest, arsenik, krom, berilyum, nikel ve diğer ajanlara mesleki maruziyet, radyasyona maruz kalma, hava kirliliği olan bir bölgede yaşamak, ailede akciğer kanseri öyküsü olmasıdır.

• Akciğer kanserinde bulgu ve belirtiler nelerdir?

Akciğer kanserinin neden olduğu bulgu ve şikayetlerin oluşumu için birkaç yıl geçebilir ve hastalık ileri evreye gelinceye kadar fark edilemeyebilir. Akciğer kanseri tanısı konulan hastalarda belirtilerin tümörün akciğer içindeki yerleşimine, büyüklüğüne, yayılım yerine ve yayılma derecesine bağlı olarak çeşitlilik gösterebilir. Akciğer kanserinin en sık görülen belirtileri, geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük, öksürürken kan veya kanlı balgam çıkarma, derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı, iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı, ses kısıklığı, nefes darlığı, sürekli tekrarlayan veya geçmeyen bronşit veya zatürre gibi akciğer enfeksiyonları.

• Kovid testi pozitif çıkan bir hastada nasıl tedaviler izliyorsunuz?

Pandemi sürecinden tüm kanser hastaları etkilendi ancak akciğer kanseri hastaları daha çok etkilendi. Çünkü kovidin tuttuğu yerlerden biri de akciğer. Etkilediği sistemlerden biri solunum sistemi. Bu nedenle kanserle birlikte Kovid-19 da belirleniyorsa o an bir kemoterapi alıyorsa buna ara veriyoruz. Kovide yönelik filyasyon ekipleriyle hastamızın tedavisini planlıyoruz. Bu tedaviyle birlikte hastanın Kovid-19 için negatif olmasını bekliyoruz. Kovid-19 negatife döndükten sonra akciğer kanseri tedavisine devam ediyoruz.

• Kanser hastaları Kovid- 19 aşısı olabilirler mi?

Kanser hastalarında aşılama takvimimiz var. Kovid aşılarından da aktif ianktif aşı çeşitleri mevcut. Biz inaktif Kovid aşısı öneriyoruz. Aktif virüs aşısı olmadıkça biz aşıyı hastalarımıza öneriyoruz. Grip aşısı ve pnömokok (zatürre) aşısını kesinlikle öneriyoruz.

'ERKEN TANI VE TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ'

Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında 'Kanserle Dans Sağlık Buluşmaları- Akciğer Kanserinde erken tanı ve yeni geliştirilen tedaviler konulu bilgilendirme etkinliği Ankara'da Kanserle Dans Derneği ev sahipliğinde Prof. Dr. Umut Demirci sözcülüğünde gerçekleştirilirken, Kanserle Dans Derneği Başkanı Sevil Gürkan, akciğer kanserinde erken tanı ve tedavinin son derece önemli olduğunu anlattı. Etkinlikte söz alan Kanserle Dans Derneği Başkanı Sevil Gürkan ise, Kanserle Dans Derneği olarak, hastayı merkeze alan bir yaklaşımla çeşitli projeler gerçekleştirdiklerini belirtti ve 'Her gün daha fazla farkındalık yaratmak ve daha fazla hasta ile yakınına dokunmak amacıyla yurtiçi ve yurtdışında iş birlikleri yaparak çalışıyoruz. Akciğer kanseri dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri, bununla birlikte, son dönemde yeni tedavilerin ve yeni ilaçların da geliştirildiğini, bu tedavilerle çok olumlu sonuçlar alındığını görüyoruz. Pek çok hayatı kurtarabilecek bu yenilikçi tedavilere erişimin sağlanması konusunda, yetkililerin çalışmaları hızlandırması en büyük temennimiz.' dedi.

KANSERLE DANS DERNEĞİ HAKKINDA

Kanserle Dans Derneği kanserde erken teşhis ve önlemeyi amaç edinmiş, kanser tedavisini hasta merkezli hale getirmek için çalışan bir hasta derneği. Dernek, aile bireyleri arasında kanser hastası olan iki arkadaş Ebru Tontaş ve Esra Ürkmez' in yaşadıkları tecrübeleri paylaşma ve aynı süreci yaşayanlara destek olmaya karar vermeleriyle 2013 yılında kurulmuştur. Kurulduğu yıldan bu yana kanser hastaları ve hasta yakınlarına yönelik çeşitli proje ve faaliyetlerinin yanı sıra yurtdışı ve yurtiçi hasta dernekleri ile işbirliği içerisinde çalışmalarına devam ediyor.

Editör: Haber Merkezi