Samsun'dan yola çıktığını anlatan Osman Kemal Ağaoğlu, Atatürk'ün Milli Mücadele döneminde Anadolu'da izlediği güzergahı 100 yıl sonra adımlamak için arkadaşlarıyla birlikte yürüyüş kararını aldıklarını belirterek, 'Ben Deretepe Dağcılık Kulübü ve Doğa Sporları Kulübü'nün kurucu başkanıyım. Kulüpte arkadaşlarla yürüyüş kararı almıştık. Ancak arkadaşlarım işleri nedeniyle yürüyüşe katılmadı. Bunun için yola tek olarak devam ediyorum. Sağlığım el verirse planladığım gün de yani 27 Aralık'ta Ankara'da olacağım.' diye konuştu. Sivas'ta Türk Standartları Enstiütütsü Bölge Müdürü Harun Yıldırım'ın Sivas'ta kendisine ciddi destekte bulunduğunu ifade eden Ağaoğlu, Yıldırım'a bu yolculuk için ona teşekkür etti. Ağaoğlu, Sivas kent meydanında da bir süre yürüdüğünü anlatarak, uzun ve zorlu yürüyüşünde Sivas'ta Milli Mücadele Döneminde 4 Eylül Sivas Kongresinin toplandığı kongre binasını gezdi. Ağaoğlu, Sivas'taki Milli Mücadele anısını tazeledikten sonra yoluna devam ettiğini bidirdi. 67 yaşındaki emekli dağcı Osman Kemal Ağaoğlu 27 Aralık'ta Ankara'ya varmayı planladığını belirterek, şunları söyledi: 'Bu yılda 1919'un 100'ünlü yılı anısına grubumuzla Samsun'dan Ankara'ya yürüyelim diye bir düşünce oluştu.
Daha önce yürüyen grupların Samsun, Amasya, Çorum ve Kırıkkale üzerinden kestirmeden gelmelerini ben anlamsız buldum. Çünkü Atatürk öyle gelmedi Ankara'ya. Geliş güzergahı bugün herkes tarafından biliniyor. Samsun, Havza, Amasya, Tokat, Sivas'tan, Erzurum'a gidip gelmeler sonra 18 Aralık'ta da Sivas'tan çıkıp Kayseri, Hacıbektaş, Mucur, Kırşehir, Kaman, Bala, Beynam üzerinden Ankara'ya girişi var ki bu da 427 kilometre değil yaklaşık 900 kilometrelik bir yol yapıyor. Yürümesi kolay değil tabii ama Atatürk'ümüz için bu az bile. Kısmet olursa 27 Aralık'ta Ankara'ya gideceğim. Umarım bir sağlık sorunu filan da yaşamam. Soğuğun farkındayım ama donanım iyi. Ayakkabılarım korunaklı eldivenim var. Çok darda kaldığımda kendi topraklarımdayım benim memleketim. Hangi kapıyı çalsak misafir ederler. O yüzden tereddütüm yok. Kaldı ki biz zorlu koşullardan bahsediyoruz, onların yolculuk yaptığı zamandaki koşulları düşünürsek insanın ne zorluyor ya diyesi geliyor. Onlar çok çok daha zor koşullar altında Sivas'tan Ankara'ya ulaştılar. Ben biliyorum ciddi ciddi hastalıklar geçirdiler rahatsızlıklar geçirdiler. Onlar o zorlu koşullarda bunu yaptılarsa ben bu modern çağımızın sağladığı kolaylıklardan yararlanarak bu yolu yürüyeyim ya dedim, yürürüm de herhalde.'
