Özel eğitim öğretmeni Cem Öz’ün (35) Öykü'ye umut olabilmek için 5 yıl önce bağışladığı kök hücre, lösemi hastası başka bir çocukla uyumlu bulundu. Öz, bir çocuğun hayatına dokunabilme ihtimalinin bile kendisini heyecanlandırdığını belirtti. Öykü Arin'in annesi Eylem Şen Yazıcı ise "Donör olduktan sonra vazgeçenler de oluyor, kendisini arayıp, vazgeçmediği için teşekkür ettim. Birine hayat vermek çok önemli" dedi.
İzmir'de yaklaşık 5 yıl önce Juvenil Miyelomonositik Lösemi (JMML) teşhisi koyulan Öykü Arin Yazıcı'ya 11 Nisan 2019'da annesi Eylem Şen Yazıcı'dan yarı uyumlu nakil yapıldı. Nakil olumsuz sonuçlanınca aynı yıl 26 Haziran'da babası Çağdaş Yazıcı'dan yarı uyumlu nakilde ilik uyumu yüzde 98,5 oranında başarılı oldu. Teşhisin ardından 2018 yılının kasım ayında anne Eylem Şen Yazıcı ve baba Çağdaş Yazıcı tarafından başlatılan 'Öykü Arin'e Umut Ol' kampanyası çok sayıda hasta çocuğa umut olmaya devam ediyor. Yurt içinde ve dışında Öykü'nün sağlığına kavuşması için kök hücre bağışında bulunan binlerce kişiden biri olan Cem Öz, kök hücre nakli sayesinde bir başka çocuğun hayata tutunmasını sağlayacak. Eskişehir'de özel eğitim öğretmenliği yapan Cem Öz, aldığı telefonun ardından eşleşmeyi öğrendiğini belirtip, "2018 yılında Muğla'da kan toplama merkezinde donör olmuştum. Birkaç gün önce aradılar ve biriyle eşleştiğim söylendi. Şaşırdım çünkü aradan çok zaman geçti. Hiç beklemediğim bir anda aradılar ve hala donör olmayı isteyip istemediğimi sordular. Ben de 'evet' dedim" ifadelerini kullandı.
'EŞLEŞEN KİŞİ 15 YAŞIN ALTINDA BİR ÇOCUK'
Kızılay kan alma merkezine giderek prosedürle ilgili bilgi aldığını ifade eden Öz, yeniden kan verdiğini ve bir daha çağırılmayı beklediğini belirtip şöyle konuştu:
"Bu sürede Öykü Arin ile ilgili haberleri takip edip sevinmiştim. Onun sağlığına kavuştuğunu biliyordum. Birkaç gün önce arayıp hala donör olmak isteyip istemediğimi sordular. Yine kabul ettim. Yeni bir uyum testi yapacaklar. Kan verdim. Haber bekliyorum. Başka bir şehirde, merkeze gidip işlemi gerçekleştireceğiz. Şu an yolun başındayız. Eşleşen kişinin 15 yaşın altında bir çocuk olduğu söylendi. İki günden beri gördüğüm her arkadaşıma anlattım. Ben özel çocuklarla çalışıyorum. Çocuklarla aram çok iyi, çok seviyorum onları. Yeni bir çocuğun hayatına dokunabilme ihtimali bile heyecanlandırdı beni. Umarım uyumlu çıkar. Nerede olursa olsun yer ve zaman fark etmez, haber geldiğinde gideceğim. Bu benim için çok önemli. Öykü'nün annesi bana ulaştı. O zaman daha da mutlu oldum. Beni bu yola soktuğu için ona da teşekkür ettim."
'ÖYKÜ'NÜN İLAÇLARI KESME AŞAMASINA GELDİK'
Öykü Arin'in 2021 Kasım ayında dünyaya gelen doku tipinin tam uyumlu olduğu kardeşi Arkadaş Ekim Arin ile çok iyi zaman geçirdiğini anlatan anne Eylem Şen Yazıcı, bağışıklığının sıradan bir çocuk gibi olmaması nedeniyle hala bazı kısıtlamalara uymak zorunda kaldığını dile getirdi. Her gün okula giderken maske takan Öykü Arin'in bağışıklığını baskılayan ilaçlardan da yavaş yavaş kurtulmaya başladığını kaydeden Yazıcı, "Öykü Arin'e tam uyumlu donör bulamadığımız için yarı uyumlu nakil yapmak zorunda kaldık. Babasından yapılan yarı uyumlu nakil tutmuştu. Ama sonrasında ilik savaşı olmuştu. Üzerinden 4 yıl 3 ay geçti. Kronik ilik savaşı teşhisi konulduğu için bağışıklığını baskılayan ilaçlar kullandı. İlk kez bu ilaçları kesme aşamasına geldik. 2-3 aydır ilaç kullanmıyor. Böyle devam ederse ilaçlarını kesmiş olacağız ve ilk bebeklik aşıları başlayacak. Yeni doğmuş bir bebek gibi aşı olmaya başlayacak. Bir süre sonra maske takmasına gerek kalmayacak" dedi.
'İLİK NAKLİ KORKULACAK BİR İŞLEM DEĞİL'
'Öykü Arin'e Umut Ol' kampanyasının İzmir'de başladığını ancak kısa zamanda tüm Türkiye'ye yayıldığını söyleyen anne Yazıcı, 13 ülkede kök hücre bağışı kampanyaları örgütlenmesi için de vesile olduklarını ifade ederek şöyle konuştu:
"Yüz binlerce insan donör oldu. Başladığımızda sayı 200 bin civarındaydı. Şu an o rakam 1 milyona yaklaşmış durumda. Başkaları da bu süreçte kampanya yaptı ve toplumda farkındalık oluştu. İnsanlar bunun nasıl bir işlem olduğunu ilik nakli denilince neyle karşı karşıya kalacaklarını bilmiyordu. Kısa filmler, haberler yaptık, sosyal medya kampanyaları örgütledik. Bu bilinç oluştu. Kök hücre bağışı Kızılay'a 3 tüp kan vererek yapılıyor. Donör olduktan sonra biriyle eşleşirseniz aferez yöntemiyle bir kolunuzdan kan alınıyor. Bu kandan fazla kök hücre toplanarak diğer kolunuzdan kendi kanınız size geri veriliyor. İlik nakli korkulacak bir işlem değil. Donör açısından herhangi bir sağlık sorunu yaratmıyor. Donör olun umut olun, diyorum."
'VAZGEÇMEDİĞİ İÇİN TEŞEKKÜR ETTİM'
Öykü Arin'in donörlerinden birinin yeni biriyle eşleştiğini dile getiren Yazıcı, bu haberlerin kendilerini çok mutlu ettiğini belirtip, "Birkaç gün önce çok güzel bir haber aldık. Eskişehir'de yaşayan Cem Öz isimli genç bir arkadaşımız donör olmuş 5 yıl önce Öykü için. Başka bir çocukla eşleşmiş ve sosyal medyada çok mutlu olduğuna dair haberler paylaşmış. Ortak bir tanıdığımız beni etiketleyince kendisine ulaştım. Kızım için donör olduğu için teşekkür ettim. Donör olduktan sonra vazgeçenler de oluyor. Vazgeçmediği için de teşekkür ettim. Birine hayat vermek çok önemli. İnsanın dünyası değişiyor" dedi.
'YÜZBİNLERCE İNSAN DONÖR OLDU'
'Öykü Arin'e Umut Ol' kampanyası sayesinde eşleşme yapılan donörlerle ilgili net bir rakamın olmadığını ifade eden Yazıcı, şunları söyledi:
"Beş yıl boyunca okullarda, üniversitelerde, sendikalarda, sokaklarda kampanyalar yapıldı. Diyanet İşleri fetva vererek kampanyaya destek oldu. Kampanya geniş kesimlere ulaştı. Bu Türkiye'deki bütün kurumların harekete geçtiği bir kampanya oldu. Sınırlar aşıldı, başka ülkelere taştı. Yüz binlerce insan donör oldu. 2019 yılında 4 bine yakın insan eşleşmişti. Öykü Arin de tamamen kurtulacak, maskesini çıkartıp atacak. Herkes gibi bir hayat sürdürecek. Bunu çok istiyorum. Umarım daha fazla insan donör olur, daha fazla eşleşme olur. Düşünün ki bu sevdiğiniz birinin başına gelebilirdi. Ne zaman kimin başına hangi yaşta geleceği belli olmuyor. Herkesi donör olmaya, kurumları bu konuda çalışma yapmaya teşvik etmek istiyorum. İnsanlar geniş kampanyalar örgütlerse yüzlerce insan aynı anda donör olabilir. İşini, çocuğunu bırakıp Kızılay'a gitmek kolay olmuyor. Muhtarlıklar ve kurumlar inisiyatif alırsa daha fazla insan yaşama tutunur."
'BAŞKA ÇOCUKLARA DA UMUT OLDUĞUNU ANLADI'
Öykü Arin'e terapisti eşliğinde hastalıkla mücadele sürecini anlattıklarını söyleyen Yazıcı, kızının zaman zaman şaşırdığını dile getirip, "Çok zor zamanlar yaşadık. O günleri anımsamak bile istemiyorum. Hep kurtulacak ve bu hastalık geçecek umudumuz vardı. Sabır isteyen bir mücadeleydi. Moral ve umut en önemli şey. Öykü Arin ilk kez bu yaz yaşadığı süreç ile ilgili terapisti ile konuştu. Anlatılanları dinleyince çok şaşırdı. Zor sorular da sordu. Zor bir hastalıkla mücadele ettiğini öğrenmiş oldu. Başka çocuklara da umut olduğunu anladı. Fotoğraflarına baktığında o süreci hatırlıyor. Çok duyarlı bir çocuk, bana 'Anne sen de SMA'lı çocuklar için bir şey yap' diyor" ifadelerini kullandı.