Enerji düşünce kuruluşu Ember’in bir araştırmasına göre tarım arazilerinin yalnızca yüzde 9’una elektrik ve tarımsal üretimi bir arada gerçekleştiren sistemlerin kurulması, bir bölgenin tarım ve gıda işleme faaliyetleri için gerekli elektrik ihtiyacını karşılamaya yeterli olabilir.

Bu kapsamda Ember, Orta Avrupa ülkelerindeki tarım arazilerine toplam 180 GW kapasiteye sahip fotovoltaik sistemlerin kurulabileceğini öne sürüyor. Söz konusu bu kapasitenin 2030 yılına kadar ulusal enerji planlarında öngörülen kapasitenin üç katı ve şu anda bu ülkelerde mevcut olan kurulu kapasitenin yedi katına eşdeğer olduğuna dikkat çekilen Ember’in araştırmasında, AB’nin ekilebilir topraklarının yüzde 19’unu barındıran bu ülkeler, buğday, yulaf ve çavdar gibi temel gıda ürünlerinin üretiminde önemli bir paya sahip olduğu belirtiliyor. Ancak aynı araştırmada, bu ülkelerdeki tarımsal üretim, dalgalanan gübre fiyatları, sık tekrarlanan kuraklıklar ve aşırı hava olayları nedeniyle tehdit altında olduğu da vurgulanıyor.

Araştırmaya göre, güneş panellerinin tarım alanlarına entegre edilmesi çiftçiler için ek bir gelir kaynağı olmanın ötesinde, kurak yıllarda su depolama kapasitelerini artırabilir ve bitkileri aşırı hava koşullarından koruyabilecek. Bazı durumlarda, tarımsal üretimde daha yüksek verim sağlanabileceği de belirtiliyor. Raporda, gölgede yetişen bitkiler ve meyveler için tarımsal fotvoltaik sistemlerinin, geleneksel güneş enerjisi sistemlerinin ürettiği elektriğin yüzde 63’ünü sağlarken, aynı zamanda mahsul verimini yüzde 16’ya kadar artırabileceği sonucuna varılıyor.

Muhabir: Cemil Cahit SARAÇOĞLU