Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu bileşenleri tarafından Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde basın açıklaması düzenlendi. Eylemde konuşan Koalisyon Başkanı Ömer Yılmaz, okul yemeği hakkının kamusal bir sorumluluk olduğunu belirterek, “Okul yemeği ve temiz suya erişim kamusal haktır ve eşit yurttaşlık hakkıdır. Bütçe görüşmelerinin yapılacağı 14 Kasım öncesinde, yetkililere bu konuda kamusal, yasal ve uluslararası sorumluluklarını hatırlatmak için buradayız.” ifadelerinde bulundu.

Yılmaz, “Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu olarak aylardır ülkemizin her yerinde çocuklarımızın okul yemeği ve temiz su hakkı için mücadele yürütüyoruz. Bütçe takviminin başlamasıyla ve 14 Kasım’da eğitim bütçesi görüşmesinin yapılacağı tarihten önce siyasi iktidarı ve tüm kamu yöneticilerini kamusal sorumlulukları konusunda uyarmak, kamusal, yasal, anayasal ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklı sorumluluklarının gereğini yapmaya çağrı için bugün buradayız.” diye konuştu.

Yılmaz, sosyal devlet anlayışının gereği olarak okul yemeğinin temel bir yurttaşlık hakkı olduğunu söyeleyerek şunları kaydetti: “Sosyal devletin temel gereği olarak okul yemeği kamusal haktır ve eşit yurttaşlık hakkıdır. Okul yemekleri programları dünyanın her yerinde ihtiyaç temelli bir gıda desteği değil temel bir yurttaşlık hakkı ve kamu hizmeti olarak görülmektedir. Okul yemeği programları Norveç’ten Şili’ye, Hindistan’dan Kenya’ya 418 milyon çocuğa ulaşarak, yüzü aşkın ülkede uygulanmaktadır. Kamuda tasarruf genelgesinin yayınlanması ile birlikte taşımalı eğitimde uzun yıllardır süren ikili eğitim gören öğrencilerin okul yemeği uygulaması kaldırıldı. Deprem bölgesinde okul öncesi ile sınırlı olan okul yemeği uygulaması 2024-2025 eğitim öğretim yılı başından itibaren okullarda uygulanmıyor. Ancak genel seçimden bugüne üç kez özel meslek liselerine yüzde yüze varan oranda teşvik açıklandı. 26 Eylül 2024 tarihinde Resmi Gazete’ de yayınlanan yönetmelikle deprem bölgesindeki özel okullara destek açıklandı. STK adı altında yapılara 2024’ün ilk 6 ayında 100 milyara yakın kaynak aktarıldı. Daha onlarca örnek sayılabilir. Verdiğimiz örnekler üzerinden ortaya çıkan hakikat açıktır. Mesele kaynak olmaması değil, var olan kamusal kaynakların çocuklardan yana kullanılıp kullanılmayacağı meselesidir. Karar vericiler bu bütçe döneminde bir kez daha bütçenin çocuklardan, kamusal eğitim hakkından yana kullanılıp kullanılmayacağı politik tercihi ile karşı karşıyadır.”

TÜİK VERİLERİ

TÜİK verilerini hatırlatan Yılmaz, “TÜİK İstatistiklerle Çocuk 2022 raporuna göre ülke nüfusumuzun yüzde 27’sini 0-17 yaş arası çocuk nüfusu oluşturmaktadır. Çocuk nüfusunun dörtte üçü okul çağındadır. Rapora göre; ülkemizde diğer besinlere göre daha ucuz olduğu için ekmek, makarna gibi yiyecekleri tüketen çocuk oranı yüzde 62,4; her gün meyve tüketebilen çocukların oranı yüzde 50,5; sebze tüketebilen çocukların oranı yüzde 33, et, balık tüketebilen çocukların oranı ise yüzde 10,2’dir. Tüm veriler artan yoksulluğun çocukları ne denli etkilediğinin açık kanıtıdır. Sağlıklı beslenme ve çocukların yoksulluktan kaynaklı gıdaya erişememe noktasında yaşadığı eşitsizlikler karşısında okul yemeği en etkili kamusal tedbirdir.” diye konuştu.

Yılmaz, okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde çocuk işçiliğinin, erken evliliklerin ve okul terklerinin önlenmesinde büyük rol oynadığını ifade ederek, “Pakistan’da bir örnekle, kız öğrencilerin okula devamını artırmak için her ay 20 gün okula gelenlere 4 litre yağ verilmesi sonucu okullaşma oranı yüzde 135 artmıştır” dedi.

"OKUL YEMEĞİ PROGRAMI DEVLETİN TEMEL SORUMLULUĞUDUR"

Yılmaz, Anayasa’nın, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası sözleşmelerin, devletin çocuklara okul yemeği sağlama sorumluluğunu ortaya koyduğunu belirterek, Türkiye’nin de okul yemeği programını yürütme yükümlülüğü bulunduğunu söyledi. Yılmaz, “Okul yemeği programları; sağlık, akademik başarı, gıda güvenliği ve yerel ekonomi açısından önemli katkılar sağlamaktadır” değerlendirmelerinde bulundu.

"KAMUSAL KAYNAKLAR OKUL YEMEĞİ İÇİN KULLANILMALI"

Yılmaz, siyasi iktidarı ve kamu yöneticilerini, okul yemeğine erişim hakkı için yeterli bütçe ayrılması gerektiğini kaydederek, “Okul yemeği, lütuf değil, tüm çocukların kamusal hakkıdır. Kamu kaynaklarıyla, okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm öğrencilere bu hakkın sağlanması sosyal devlet anlayışının gereğidir” açıklamasını yaptı.

Eyleme CHP, EMEP,TİP, DEM Parti ve Sol Parti de destek verdi.

Kaynak: Başkent Gazetesi Zehra ŞAHİNDOKUYUCU