Osman Bolulu dostun iki denemesini okudum:

BİR ÇAKIMLIK SEVİNÇ ve TORİNOLU YOSMA...

Bir Çakımlık Sevinç de mutluluğu, Torinolu Yosma'da ise; ben'inin serüveninden bir kesit sunuyor.

Ben de ona öykünerek değini diyeceğim bir döneme yazmak için oturdum bilgisayarımın başına.

Sürçülisan eylersek affola!

Mustafa KADEMOĞLU

Sahi, bir çakımlık sevinç midir mutluluk?

Bolulu'ya göre 'mutluluk dediğimiz şey bir çakımlık yaşama sevincidir. Ben bu tümceye şunları eklemek istiyorum dostumun affına sığınarak, yaşama sevincini duyumsattıklarımıza, acılarını da paylaşıp onları daha mutlu kılmaktır asıl mutluluk.

Söylenerek mutlu olunmaz, yaşanarak mutlu olunur. Hele gelin otomobillerine 'evleniyoruz mutluyuz' diye yazdırarak hiç değil!

Yüzünüzü gülücükler kaplamışsa... İçinizin güzelliği. Erinci yüzünüze de yansımışsa... Çevrenizde mutlu insanlar görmenin güzelliğini de yaşıyorsanız, mutluluk budur işte.

Acıyı bal eylemeyi biliyorsanız, yaşamın zorluklarına direne direne yaşamanın tadına varabiliyorsanız, mutlusunuz demektir.

Günü yaşıyor, gün de görebiliyorsanız... Günler akıp giderken başka günlerde başka şeyler yaşamayı düşünebiliyorsanız... Düşüne okuya, yaza okuya bir zamanı kendinize ayırabiliyorsanız, mutluluk budur işte.

Arıyor soruyorsanız, aranıp sorulacağınızı da biliyor musunuz? Aranıp sorulmaktır mutluluk...

Onca kalabalıklar içinde bile yalnız kalabilmenin mutluluğunu tattınız mı hiç? Kalabalıklar içinde çoğalıyormuş Necatigil. Şöyle diyordu bir şiirinde: 'İki Başına Yürümek...' Bunu deneye biliyor musunuz hiç?

Hep mutluluk yoktur. Mutluluk, her şeyin içinde bir parça vardır. Yeter ki, gör, anla, duyumsat. Asıl mutluluk da bu değil mi zaten?

İbrahim Yıldız şairim, bir günlüğünde şöyle not bırakmış bize: 'İnsanın kendi kendisini derinden derine duyduğu anlar olur. Yaşamak buna denir belki de. Hep yarını bekler insan. Oysa bugün bugündür; yarın belki de yoktur' Tarık Buğra bir kitabına bu adı vermiştir: Yarın Diye Bir Şey Yoktur. Yaşamaksa, kör de yaşıyor, gören de...

Kendi kendimizi derinden derine duymaktır işte mutluluk! Bugünü, yarına bırakmadan... Bugünün işini yarına ertelemeden...

'Söylenenler dünle gitti cancağızım/Bugün yeni şeyler söylemek lazım' demiş.

Mevlana: Aynı sudan bir kez daha yıkanmıyorsak, aynı yolları yürümüyorsak, başkaları gibi değil kendimiz gibi yaşıyorsak: bu değil midir mutluluk?

Bir dostuma cep telefonu iletisi gelmiş. Şöyle: 'Sevgi her şeyi fetheder, bizde sevgiyi teslim alalım.' O da şu yanıtı vermiş: 'Üzüntüyü paylaşmak için arayınca mutluluğu duymak, dostunu armağan kitap seçerken ondan ileti almak, sevgiye teslim olmak değil de ne?

Evet, sevgiyi teslim alıp ona teslim olmaktır mutluluk! Cemal Gürlek dostumun şu şiiri bunu en iyi ve anlamlı biçimde duyumsatmıyor mu bize?