O sabah kıyametin kopacağı söyleniyordu. Kıyamet kopmadı ama kıyameti andıran bir haberle yıkıldım: 'Burhan Günel öldü.' Döndü Açıkgöz'ün iletisinden öğrendim. Sarsıldım. Hemen ben de çağrışanları anımsadım, sizlerle de paylaşmak istedim. Başlıktaki açılım da şu: 2013' te ve sonrasında Burhan Günel'siz yıllar yaşayacağız, demek isterim. Şairin dediği gibi: 'Bir bir gidiyor dostlar, giderek artıyor yalnızlığımız.'… 'Her ölüm erken ölümdür' ama bu çok çok erkendi…

***

En son ne zaman, nerede görüşmüştük: Üç yılı geçti. Mithatpaşa Caddesi'nde, Garanti Bankası önünde karşılaşmıştık. O güne kadar da üç dört yıl görüşememiştik. Diyeyim mi, dedim. İki elini omuzlarıma koydu :'Çok haklısın, ama…'dedi mahcup bir edayla. Ama O da haklıydı aslında. Zaman her şeyin ilacıydı ama, durmuyor ve biz onun hızına yetişemeyecek kadar güçsüzdük. Hele bunu daha da güç kılan acımasız yaşam koşulları elimizi kolumuzu bağlıyorken…

***

Duyarlı, içten ve ortak dostumuz sevgili Alaattin Topçu, O'nu yitirmenin acısıyla şunları yazıyordu ardından: 'BİR İNSAN ALTMIŞ BEŞ YILLIK ÖMRÜNE DAHA NE SIĞDIRABİLİR?' DİYE SORMAYIN. BURHAN GÜNEL AĞABEYİMİZ DAHA ÇOK ŞEY YAZACAKTI, ÜRETECEKTİ, EN AZINDAN AKDENİZ ÜÇLEMESİ'Nİ YAZACAKTI... BAŞKA BİR ÜLKEDE BÖYLE BİR İNSANIN ADI GÖKLERE YAZILIR, FOTOĞRAFI GÖNDERE ÇEKİLİRDİ... BİZİM ÜLKEMİZDE İSE 'MASUMLAR KERHANESİ'NİN BAŞMÜDAVİMLERİ YA YAKMAYA (SİVAS'TA) YA DA MAHKEMELERDE SÜRÜNDÜRMEYE KALKIŞIYORLAR! BURHAN ABİ, SANA SÖZ VERİYORUM, 'MASUMLAR KERHANESİ' ANI-ROMANINI BİTİRDİĞİMDE, SANA YÜREKBORCUMUN HİÇ DEĞİLSE BİR KISMINI ÖDEMİŞ OLACAĞIM. HER ZAMAN BİZİMLESİNİZ, BİZİMLE KALACAKSINIZ...'

***

Alaettin Bahçekapılı : 'Daha yazacak çok yazımız, üst üste koyacağımız çok sözümüz vardı. Ataşehir Kültür dergisi için Ataşehir'de bir araya gelmiş, büromda ve bir restorantta sürdürdüğümüz söyleşiyi dergimde 15-16 sayfa olarak yayımlamıştım. Ataşehir'i çok beğendiğini söylediğinden buraya taşınma planları da yapmış, dergiye sürekli yazı yazma sözünün ilk ürününü göndermiş, araya kişisel sorunları girdiğinden sürdürememişti. Şimdi bu vakitsiz ve yakışıksız haberi alıyorum, inanamıyorum. Pazartesi Ankara'da olmaya çalışacağım; gelemezsem, bir arkadaşımı görevlendirmeye çalışacağım. Burhan kardeş, yazarlığının 40. yılını birlikte kutlamıştık, 41. yılda bırakıp gitmek hesapta yoktu. 'Sesin Bende Kaldı'. Işıklar içinde yat.- diye acısını duyurdu…

***

'Biliyorsun Mustafa'cığım, Burhan benim oğlum gibiydi. En son konuştuğumuzda, 'ölüyorum anneciğim, sakın ağlamayın, üzülmeyin' demişti, dayanılacak gibi değil bu acı…' diyordu telefonda Nafize Öztok… Daha sonra o'nu da yitirdim. Ablam gibiydi… Bende kalan Burhan Günel'li anılardan ikisi (Aslında daha ne de çok anı var)…