Turizmin yanında tarım kenti de olan Muğla ve ilçelerinde zeytin hasadına başlandı. Bölgede zeytin ve zeytinyağı üretiminin büyük bölümü Milas, Bodrum, Datça, Fethiye, Kavaklıdere, Yatağan ve Menteşe ilçelerinde gerçekleştiriliyor.
Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak, AA muhabirine, son yıllarda devletin de verdiği destekle zeytin ağacı sayısı 17 milyona ulaşan Muğla'da 205 zeytinyağı sıkma ve ambalajlama tesisi ile 180'den fazla zeytinyağı markasının bulunduğunu söyledi.
Son yıllarda kuraklık nedeniyle İspanya, İtalya ve Kuzey Afrika'da zeytin ve zeytinyağı üretiminin düştüğünü, bundan dolayı Türkiye'ye talebin arttığını anlatan Saylak, "Artık AB ülkelerindeki ünlü marketlerin raflarında zeytin ve zeytinyağımız yerini aldı. Önümüzdeki süreçte de dünyanın her tarafına Muğla'nın zeytin ve zeytinyağını tattırmak için çalışacağız." dedi.
İlin 1 milyon dekara yakın zeytin varlığına sahip olduğuna dikkati çeken Saylak "Binlerce yıldır bu kadim topraklarda zeytin tarımı yapılıyor. Geçen yıl yaklaşık 400 bin tona yakın yağlık zeytin hasadı yapıldı. Bölgemiz doğru üretim ve doğru hasat tekniklerinin yanı sıra butik sıkım tesisleriyle zeytinyağında marka olmaya başladı. Zeytinyağında bu süreçte 30'un üzerinde yeni marka kazandırdık." diye konuştu.
Saylak, bu yıl hasadın ardından yaklaşık 50 bin ton civarında dane zeytin üretilmesinin beklendiğini dile getirdi.
Bölgede 36 bine yakın ailenin zeytincilikle uğraştığını, sisteme kayıtlı zeytin üreticisi çiftçi sayısının ise 17 bin 730 olduğunu aktaran Saylak, toplayıcılar, nakliyeciler ve pazarlamacılarla 40 binden fazla ailenin zeytinden gelir elde ettiğini vurguladı.
Zeytinin bahçeden sofraya zahmetli yolculuğu
Muğla'da zeytinler, elle veya silkme yöntemiyle toplanıyor, türlerine göre ayrılıyor. İşleme tesislerine götürülen ve işçilerce "huni" adı verilen çukura dökülen zeytinler, makine sistemiyle yapraklarından temizleniyor, yıkanıyor ve kırıcıda ezilip kırılıyor. Buradan çıkan hamura karıştırma ve yoğurmadan sonra su veriliyor, posa ve şıra ayrıştırılıyor.
Şıradaki kara sudan ayrıştırılan yağ filtre tankına alınıyor, son tortuları ayıklanıp dinlenme tankına bırakılıyor. Doğal yağ, daha sonra güğümlere, teneke ve şişelere dolduruluyor, halk pazarları ve marketler aracılığıyla sofralara ulaşıyor. Yağdan geriye kalan "pirina" ise tekrar öğütülüp sanayide çeşitli alanlarda kullanılıyor.