Güven Hastanesi'nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nesiman Alili, menenjitin, beyni çevreleyen zarların enfeksiyonu sonucu oluşan ciddi bir hastalık olduğunu belirterek, “Özellikle bebeklerde ve küçük çocuklarda daha sık görülür ve erken teşhis edilmediği zaman yaşamı tehdit edebilir. Yaygın menenjit belirtileri arasında, yüksek ve dirençli ateş, uyku hali, dirençli kusma, sürekli ağlamak, huysuzluk, hızlı nefes alıp verme, ense sertliği ve ışığa duyarlılık olarak sayılabilir. Büyük çocuklarda bu belirtiler daha belirgin olsa da ancak bebeklerde özellikle ilk 6 ay içinde belirtilerin anlaşılması zor olabilir. Bebeklerde menenjit belirtileri diğer hastalıklarla karışabilir. Tam da bu nedenle dikkatli olunmalıdır. Bu belirtilerden herhangi birini görmeniz çocuğunuzda menenjit olduğu anlamına da gelmez. Tanı için muhakkak hekim muayenesi ve çeşitli tetkikler gerekir. Menenjit, yaygın olarak virüsler ve bakteriler nedeniyle gelişir. Bakteriyel menenjite neden olan mikroorganizmalar arasında esas olarak Streptococcus pneumoniae, Haemophilus influenzae ve Neisseria meningitidis bulunur. Bu bakteriler solunum yolu sekresyonları (öksürme, hapşırma, yakın temas) aracılığıyla bulaşabilir. Kalabalık ortamlarda yayılma riski daha yüksektir. Viral menenjite genellikle enterovirüsler neden olur. Bu virüsler, enfekte kişinin dışkısı veya vücut sıvılarıyla temas yoluyla bulaşabilir. Özellikle hijyen kurallarına dikkat edilmemesi durumunda bulaşma riski artar” diye konuştu.
'BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ZAYIF OLANLAR RİSK GRUBUNDA’
Dr. Alili, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bebekler, küçük çocuklar, bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler, kalabalık ortamlarda yaşayan gençler ve aşısız bireyler menenjit hastalığı açısından risk grupları arasında yer alıyor. Bakteriyel menenjit, genellikle solunum damlacıkları yoluyla bulaşır. Bu, enfekte bir kişinin öksürmesi, hapşırması veya yakın temas (örneğin öpüşme) yoluyla başka bir kişiye hastalığı bulaştırması anlamına gelir. Enfekte bir kişi, antibiyotik tedavisine başlamadan önce bulaşıcıdır. Tedavi başladıktan sonra genellikle 24 saat içinde hastanın bulaşıcılığı sona erer. Menenjit tedavi edilmediğinde ciddi beyin hasarı, sağırlık, öğrenme zorlukları, nöbet, septik şok, multiorgan yetmezliği, hatta ölüm gibi ağır sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle erken müdahale çok çok önemlidir.”
‘EN ETKİLİ YOL AŞILAMA’
Türkiye’de menenjit aşılarının bazılarının çocukluk döneminde rutin aşı takvimi kapsamında yapıldığını ifade eden Dr. Alili, “Aşılar, Aile Sağlığı Merkezlerinde ve hastanelerde uygulanır. Rutin aşılama kapsamında uygulanan Haemophilus influenzae Tip B aşısı ve Konjuge Pnömokok aşısı bu bakterilerin neden olduğu enfeksiyon hastalıklarından korunmak hedeflenir. Meningokok bakterisi (Neisseria meningitidis) de menenjit ve diğer ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Buna karşı geliştirilen Meningokok Konjuge Aşısı (MenACWY) ve Meningokok B Aşısı (MenB) ise özel aşılar olarak uygulanabilmektedir. Menenjit aşıları, hastalığın ağır formlarından korunmanın en etkili yoludur. Aşılama, toplumsal bağışıklık sağlayarak hastalığın yayılmasını da önler. 20’nci yüzyılda aşılama programlarının tüm dünyada yaygınlaşması ile menenjit vaka sayında belirgin bir azalma görülmüş ve menenjite bağlı çocuk ölümleri, engellilik durumları dramatik şekilde gerilemiştir. Bunun dışında hijyen kurallarına dikkat etmek gerekmektedir. Menenjit, özellikle bakteriyel olan türü, solunum damlacıkları yoluyla kolayca bulaşabilir. Kalabalık ortamlardan kaçınmak ve hasta kişilerle teması sınırlamak da önemlidir” dedi.