Öyledir!

Kapitalizm parayı sever.

Para üzerine kurulmuş bir düzendir.

Değerlerini para üzerinden belirler.

Kapitalizmin kurallarıyla oynamayı öğrenip para kazanmışlar 'en muteber' insanlarıdır siestemin…

Alın teri mi?

O 'muteber insanlar'ın para kazanması için birilerinin dökmesi gerekendir…

Zaten onlara insan demeye bile gerek yoktur.

Bakmayın siz Nazım'ın (Hikmet) onları insan yerine koyup, 'Büyük İnsanlık' diye şiir yazmışlığına… O bu şiiri kapitalizmin 'vatan haini' ilan ettiği bir kişi olarak yazmıştır zaten.

Onlar para kazanma aracıdır, o kadar!

Nazım mı?

Şairler, yazarlar, düşünürler, filozoflar mı?

Üzerlerinden para kazanılabiliyorsa şairdirler, yazardırlar, düşünürdürler, filozofturlar… Değilse 'vatan haini', 'din düşmanı'…

Bu kadar da öteleyici niteleme yapılamıyorsa, şu denir en azından:

Sözüne inanılmayacak, ciddiye alınmayacak 'avare'…

Ama para kazandırmaya başlamışlarsa kapitalizme, söyledikleri, konuştukları, yazdıkları kapitalizme karşı bile olabilir… Avare de olabilirler… O zaman ne güzeldir avarelik!

Üzerinden para kazanılabiliyorsa, sorun yoktur kapitalizm için. Onları pohhoplar, karşı sözlerine alkış tutar, 'mit'leştirir. Kullanılıp atılacak geçici 'efsane'ler yaratır… Kullanır tepe tepe… Paranın geçici büyüsüne kaptırdığı o kişiler de, memnun olurlar bu durumdan… Hem muhalif gibi gözükürler, hem para kazanırlar, hem kapitalizme hizmet…

Oh ne ala!

Bırakın onları, kapitalizme karşı açılmış en önemli savaşların liderleri, asiler, eşkıyalar bile para kazanma aracına dönüştürülebilir. Orada sorun biter. Hapislerde yatırdığını zındanlara tıktığını, işkence yaptığını, kurşunladığını, öldürdüğünü bir yana bırakıverir kapitalizm…

Yasaklar biter.

Zaten efsane olan kimlikler, kapitalizmce de sulanmaya başlar…

Örnek mi?

Kendisiyle kanı en uyuşmayacak olan efsanelerden Che Guevera'nın en ünlü fotoğrafını tişörtlere basıp basıp satıyor, paraya dönüştürmüyor mu?

En büyük acıları, özlemleri yaşattığı Nazım'ı…

***

Öyledir…

Kapitalizm parayı sever.

Ne mene şeyse o para!

Bugünü, tarihi, geleceği, doğayı, hayvanları, çocukları, kuşları, gökyüzünü, denizi, rüzgarı, ırmakları, vadileri, ağaçları…

Sayın daha, usunuza gelen, güzel olan her şeyi sayın…

Hiç birini sevmez kapitalizm.

Parayı sever.

Marks doğru söylemiştir, gölgesini pazarlayamayacaksa bir ağacı keser kapitalizm.

Bir önemi yoktur ağacın onun için, para kazandırmıyorsa…

Rüzgar alnınıza vururken romantizme mi sürüklüyor sizi?

'Rüzgar gülü' hoş bir çağrışım mı yapıyor belleğinizde?

Ah ne 'basit' insanlarsınız!

Siz romantizminizi yaşayacaksınız diye para hırsından vaz mı geçecek kapitalizm…

RES kurar rüzgarın olduğu her yere.

Varsın yolu üzerinde olsun göçmen kuşların, kapitalizme ne?

***

Yok yeni değil, ben kendimi bildim bileli duyduğum bir söz var…

Ne der halkımız:

'Paranın dini imanı yoktur…'

Bu sözü, Marks'ı okumadan söylemiştir birisi büyük olasılıkla… Yaygınlaştırılmıştır sonra… Yine Marks'ı hiç okumamışlarca…

Çünkü bu topraklarda yaşayanlar da görmüştür ki…

Kapitalizm paraya inanır…

Para getirecekse Tanrı'ya da…

***

Öyledir…