TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni yasama yılı açılışı öncesinde, 28'inci Dönem 1'inci ve 2'nci Yasama Yılı Değerlendirme Toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi. TBMM Tören Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan Kurtulmuş, dünya genelindeki parlamentolara göre TBMM'nin fedakar bir ortam içerisinde çalışma gerçekleştirdiğini belirterek, "28'inci Yasama Dönemi içerisinde toplam 2 bin 442 kanun teklifi, milletvekilleri tarafından TBMM Başkanlığına sunuldu. Halihazırda Genel Kurul gündeminde 76, komisyonlarda ise 2 bin 153 kanun teklifi bulunmaktadır. Yine bu yasama dönemi içerisinde 4 kanun teklifi, Cumhurbaşkanı tarafından TBMM'ye sunulmuştur. 28'inci Yasama Dönemi'nde, toplam 73 kanun kabul edilmiş, 54 TBMM Başkanlığı kararı alınmıştır. 28'inci Yasama Dönemi’nde, Genel Kurul ve komisyonlarda 468 birleşim gerçekleştirilmiş, toplam 1512 saat 49 dakika toplantı yapılmış ve bu çerçevede 55 bin 459 sayfa tutanak tutulmuştur. Ziyaret ettiğimiz, gördüğümüz birçok parlamentoyla kıyaslandığında, TBMM, hakikaten son derece fedakarca çalışmaların yapıldığı bir meclistir. Bazı meclislerde ayda bir, ayda iki kere toplanan ülkeler var, haftada bir toplanan ülkeler var ama bizim parlamentomuz bildiğiniz gibi rutin olarak haftada 3 gün toplanıyor ve gündemine hakim bir şekilde; yasa faaliyetlerini, denetleme faaliyetlerini gerçekleştiriyor" ifadelerini kullandı.

'MİLLETVEKİLLERİNİ HASSAS DAVRANMAYA DAVET EDİYORUM'

Genel Kurul'da kaba, yaralayıcı ve kavga görüntülerinin olduğunu ancak görüşmelerin genelinin nezaket içerisinde sürdürüldüğünü belirten Kurtulmuş, "Bu kaba ve yaralayıcı sözlerin zaman zaman yer alması ve kavga görüntülerinin Meclisin nehabetine yakışmayacak şekilde ortaya çıkmış olması, hepimizi derinden üzüyor ve milletimizi de gerçekten yaralıyor. Bu anlamda bu görüntülerin TBMM'ye, Türkiye siyasetine yakışmadığının bir kere daha altını çizmek isterim. Bütün milletvekili arkadaşlarımızı, bu konuda daha hassas davranmaya davet ediyorum. Ayrıca hemen dönemin başında; parti gruplarına yapacağım ziyaretlerde de dile getireceğim konulardan birisi de budur. Parti grup yönetimlerinin bu konuda daha hassas olmalarıdır ve partilerin gerekli bir dikkat içerisinde yasama faaliyetlerini, denetleme faaliyetlerini, Meclisin faaliyetlerini sürdürmesi gerektiğini, hepimizin topyekun menfaatine olduğunu ifade etmek isterim" diye konuştu.

Kurtulmuş, yeni anayasanın TBMM'nin ödevlerinden biri olduğunu kaydederek, "Sivil, demokrat, katılımcı, güçler ayrılığı prensibini bütünüyle benimsemiş, Türkiye'nin gerçeklerine uygun ve milletimizin ihtiyaçlarını karşılayacak bir anayasa çalışmasının yapılması zorunludur. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yasama yılında, bu konuyla ilgili olarak bütün siyasi partilerle temaslarımızı sürdürdük. O günkü şartlar içerisinde kategorik olarak hiçbir siyasi parti, kapıyı kapatmadı. Zaten görüşmelerine başlamadan evvel parlamentoda grubu bulunan ya da temsil edilen bütün siyasi partilerin, parti metinlerini inceledik. Hepsinde ya, 'Yeni anayasa' tabiri ya da 'Anayasanın köklü bir değişiklik yapılması talebi yer alıyor. Dolayısıyla parlamentoda bulunan siyasi partilerimizin tamamı anayasa konusunda, ya parti programlarında ya seçim beyannamelerinde bu zorunluluğu dile getirmiş vaziyettedir. Dolayısıyla bundan sonra da bu zeminin gerçekten demokratik üslup içerisinde tartışmaya açık tutulması ve bu müzakerelerin gerçekleştirilmesi için üzerime düşen sorumluluğu yerine getirmeye gayret edeceğim" değerlendirmesinde bulundu.

'İLK 4 MADDEYLE İLGİLİ TARTIŞMALAR ZAMAN KAYBI'

Yeni anayasanın içeriğiyle ilgili şu ana kadar görüş beyan etmediğini hatırlatan Kurtulmuş, "Sadece yönteme ilişkin ve tüm partilerin katıldığı, katılımcı ve bütün Türkiye'yi kapsayan, kuşatıcı bir anayasanın yapılması gerektiğinin üzerinde durduk. Bu çerçevede ilk 4 madde konusunda, parlamentomuzda temsil edilen partilerimizin hemen hemen tamamına yakınının herhangi bir iddiasının, teklifinin ya da bir sorununun olmadığını görüyoruz. Bundan dolayı ilk 4 madde hakkında yapılacak herhangi bir tartışmanın, sadece lüzumsuz gerilimlere ve zaman kaybına neden olacağını ifade etmek isterim. Dolayısıyla, Anayasa tartışmalarının şeffaf bir zemin içerisinde yapılması herhalde en hayati hususlardan birisidir. Ayrıca parlamentoda grubu bulunan ve temsilcileri bulunan partilerin görüşlerinin alınması ve bu sürecin açık bir şekilde yürütülmesinin yanında üniversitelerin, hukuk camiasının, sivil toplum kuruluşlarının görüşü olan bütün kesimlerin, 'Biz de bu konudaki teklife sahibiz' diyen bütün kesimlerin görüşlerinin alınacağı, süre biraz uzun olabilir ancak bu tartışmaları olgunlaştırılacağı bir dönemin yürütülmesini TBMM Başkanlığı olarak kendi yükümüz sayıyoruz. Bu çerçevede şunu da ifade etmek isterim ki, 'TBMM bir anayasa yapamaz' görüşü dışındaki bütün görüşleri dinleriz. TBMM olarak Anayasa yapma yetkisine de gücüne de sahibiz. 'TBMM'nin böyle bir yetkisi yoktur' diyenler demokrasiyi özümseyememiş olan kesimlerdir. Dolayısıyla bu süreçte, herkesin fikirlerini dile getirebileceği ve Türkiye'de sadece bir ya da birkaç partinin değil, tüm toplumun anayasası olarak kabul edilebilecek bir millet sözleşmesine ihtiyaç olduğu aşikardır" dedi.

'TÜRKİYE'NİN EKSENİ TÜRKİYE MİLLİ EKSENİDİR'

Soruları da yanıtlayan Kurtulmuş, Rusya ziyaretinde Türkiye'nin BRICS başvurusu ile ilgili soruya "Tabii bu temaslarımızın hepsinde Türkiye'nin başvurusu gündeme geldi. Türkiye'nin de böyle bir platformun içerisinde olmasına müspet baktıklarını gördük. Ancak tabii BRICS, dünyada şu anda var olan ve yıllardır devam eden oluşumlar gibi, netleşmiş, kesinleşmiş bir oluşum olmadığı aşikardır. Henüz bir platform şeklindedir, öyle görmek lazım. Gelişme potansiyeli olan, ekonomileri ve nüfusları itibarıyla dünyanın önemli bölgelerinde bulunan güç merkezleri özelliğine kavuşmak üzere olan bazı ülkeleri temsil ediyor. Bunun nasıl gelişeceğini ve ilerleyeceğini biz de zaman içerisinde göreceğiz. Ama Türkiye'nin çok taraflı diplomasinin bir gereği olarak, bugün bile aynı anda birden fazla yerle ilişkisini sürdürebilen bir ülkedir. Türkiye'nin bütün bu ilişkileri sürdürürken tekrar söylüyorum; Türkiye, ne doğunun ne batının ne kuzeyin ne güneyin paraleline ya da peykine düşecek bir ülke değildir. Türkiye oraya yöneliyor diye, orada üyelik için gayret ediyor diye eksenini değiştirecek bir ülke değildir. Türkiye'nin bir tane ekseni vardır, o da Türkiye milli eksenidir" ifadelerini kullandı.

'İSRAİL TERÖR ÖRGÜTÜ GİBİ DAVRANIYOR'

İsrail'in Gazze'de düzenlediği saldırıları eleştiren Kurtulmuş, Lübnan'a gerçekleştirilen saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamanın hatırlatılması üzerine, "Bu açıklamayı kendi inisiyatifim dahilinde yaptım. Şunu söyleyeyim; İsrail'in bu tavrı karşısında herkesin şunu görmesi lazım. İsrail 'Bu Filistinlidir, Arap'tır, Acem'dir, Türk'tür, Sünni'dir, Şii'dir', hatta ve hatta 'Bu Hristiyan'dır, Dürzi'dir' diye ayırt etmiyor. İsrail bu bölge halklarının tamamına karşı bir savaş yürütüyor. Keşke bu meczup tavrı bıraksalar, bundan memnun oluruz. Ama herkese karşı ve bir devlet adabı içerisinde, devlet anlayışı içerisinde davranmıyor. Terör örgütü gibi davranıyor" diye konuştu.

Kurtulmuş milletvekilliği düşürülen Can Atalay ile ilgili ise "Hukuken meselenin bundan sonraki kısmı hukuki süreçlerle ilgilidir. Sonuç almak bakımından Meclis'in bu aşamada yapabileceği bir şey yoktur" dedi.

Programın ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un, 'Gazze Konuşmaları' isimli kitap ve Meclis'in 1'inci ve 2'nci yasama faaliyetlerine ilişkin çalışmaların yer aldığı 'Karekod' basın mensuplarıyla paylaşıldı.

Kaynak: DHA