TÜBİTAK 1001 Projesi 'Enerji Etkin ve Depreme Dayanıklı CLT Kompozit Panel Geliştirilmesi' kapsamında Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi iş birliğinde 'Yeni Nesil Yerli ve Milli Ahşap Yapılarda Deprem Testi’ programı düzenlendi. Programda, KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık ve KTÜ Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenk Demirkır, ‘Sıkıştırılmış Ahşap’ (CLT) teknolojisinin deprem bölgelerinde kullanılacak ahşap yapılar için sunduğu çözümleri anlattı. Yapılan deneyde, 1990 yılından bugüne kadar meydana gelmiş tüm depremlerin şiddeti ahşap yapıya uygulandı. KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü, Yapı Sağlığı İzleme Laboratuvarında yapılan deneye; Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, öğretim üyeleri ve bölüm öğrencileri de katıldı.
‘AHŞAP EN ÖNEMLİ ALTERNATİF’
Türkiye’de yerli ve milli malzemelerle yüksek katlı ahşap yapıların inşa edilebileceğini vurgulayan KTÜ Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenk Demirkır, "Bu proje, Türkiye’de ilk kez uygulanıyor. TÜBİTAK destekli bir araştırma projesi. Bu araştırma projesi kapsamında dünyada yaygın olarak kullanılan yüksek katlı ahşap yapıların, ülkemizde de yerli ve milli olarak üretilecek malzemeleriyle birlikte yüksek katlı yapılara uygun bir şekilde yerli ve milli olarak üretilebileceğini göstereceğimiz bir çalışma ortaya koymayı planladık. Ve araştırmalarımız neticesinde yerli ve milli olarak üretilen yapısal ahşap malzemelerin Türkiye şartlarında depreme dayanıklı yüksek katlı yapılarda kullanılabileceğini TÜBİTAK destekli proje kapsamında birlikte ortaya koymuş olduk. Bu hem Türkiye için bir ilk hem de betonarme sektöründe, yapılar için alternatif malzemelerin arandığı bir dönemde malzemelerin hangileri olabileceği konusunda birtakım çalışmalarla ahşabın bunların içerisinde en önemli alternatif olacağını ve ülkemizde de kullanımıyla birlikte yaygınlaşmasını ve farkındalığın artmasını önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘AHŞAP YAPILAR GELECEĞİN YENİ YAPI TEKNOLOJİLERİ’
Ahşap yapıların gelecekte yeni yapı teknolojileri içerisinde yer alacağını ifade eden Altunışık, “Şu an arkamızda görmüş olduğunuz CLT’den oluşmuş ahşap binamızın üzerinde 30 tane sensör var. Bu sensörlerin bazıları yer değiştirme, bazıları şekil değiştirme ve bunlarla birlikte biz binanın farklı farklı depremler altında gösterebileceği davranışlarını ve her bir davranış sonucunda, her bir test sonucunda da yapının sağlığında ne kadarlık bir azalma meydana geliyor ve hangi noktada bina güçlendirmeye ihtiyaç duyacak veya hangi noktadan sonra da artık binayı kullanamayacak hale geleceğimizi konuşacağız. Arkamızdaki sarsma masası, ülkemizdeki en kapasiteli makinelerden bir tanesi. Şu an gerçekleştirmiş olduğumuz deneylerde 1990 yılından günümüze kadar meydana gelmiş Erzincan depremi, Kocaeli depremi, Van depremi, İzmir depremi, Elazığ-Malatya depremi gibi depremlerin deprem ivme kayıtlarını uyguladık. Buna ilave olarak da Kahramanmaraş depremlerinde meydana gelmiş ve neredeyse 1 G'ye yaklaşan ivmeleri de yine en son noktada uygulayabildik ve gördük ki binamızın, ahşap yapımızın taşıyıcı sistemi elemanlarında herhangi bir hasar oluşmuyor ve hasarlar daha çok bağlantı noktalarında ve yapının temel mesleğinden bölgelerinde, bağlantılarında oluşuyor. Bu bizim için aslında dünya literatürüne de uygun olan ve bizim de projemizde hedeflediğimiz bir nokta. Bu anlamda çok mutluyuz. Umuyorum ahşap yapılar ülkemizin bundan sonraki geleceğinde yeni yapı teknolojileri olarak yerini alır” diye konuştu.
Konuşmaların ardından 'Yeni Nesil Yerli ve Milli Ahşap Yapılarda Deprem Testi Deneyi' de başarıyla gerçekleştirildi.