Burdur'un Karamanlı ilçesinde yaşayan ve ABD'deki Indiana Üniversitesinde Askeri ve Medikal Antropoloji alanında doktora yapan Dr. Ece Aynur Onur, doktora sırasında Amerikan Ulusal Arşivi'nde, ABD Ordusu tarafından 1953'te Kore Savaşı Ateşkes Antlaşması imzalandıktan sonra ABD ve Türk askerleri üzerine yapılan araştırma raporlarını buldu.
Arşivde gördüğü raporlarda "Kore Savaşı'nda esir olan Türk askeri, esir kamplarında neden ölmedi?" araştırma sorusunun kendisine ilginç gelmesi üzerine araştırmaların dayanağı olan belgelere ve sorgu tutanaklarına ulaşmak için 2017'de ABD resmi makamlarına başvuru yapan Onur'a, savaşın ardından tutulan dönemin belgeleri ve sorgu tutanakları 7 yıl sonra gönderildi.
"Türk esirler arasında hayatını kaybeden tek kişi yok"
Savaşta esir düşen iki subaydan biri olan Yüzbaşı İhsan Serim'in dosyası da kendisine gönderilen Onur, belgelerle ilgili AA muhabirine, savaşta esir düşen Türk askerlerinin kendi aralarındaki "emir-komuta" zincirini kırmadıkları, birlik ruhunu korudukları ve hayatı idame yeteneklerinin güçlü olduğuna dair söylemler bulunduğunu söyledi.
Bugüne kadar savaş efsaneleri olarak bilinen bu söylemlerin kanıtlarına Amerikan Ulusal Arşivi'ndeki belgelerde rastladığını vurgulayan Onur, Amerikan Ordusu'nun savaş bittiğinde esir takasının ardından sorguladığı Amerikan ve Türk askerinin sorgu tutanaklarıyla çeşitli üniversitelere araştırma yaptırdığını aktardı.
Kore'de esir olan ABD'li askeri kuvvetlerin yüzde 38'inin kamplarda öldüğüne dikkati çeken Onur, "Sadece Amerikan Kara Kuvvetleri'ne ait esir düşen askerlerin yaklaşık yüzde 50'si esir kamplarında hayatlarını kaybediyor. Buna karşılık Türk esirler arasında hayatını kaybeden tek kişi yok." dedi.
Onur, Amerikalı esirlerin yüzde 15'inin ise dönemin Kominist Çin rejimi askeriyle işbirliği yaptığını belgelerden öğrendiklerini dile getirerek "Bunlar arasında çok ciddi sayıda Amerikalı üst rütbeli subay da var. Bizim askerlerimize bakacak olursak bir çavuş ve er dışında düşmanla işbirliği yapan yok. Bu çavuş ve er için de esir kapında Türk askerleri tarafından 'divan-ı harp' kuruluyor ve bu iki kişi, silah arkadaşları tarafından yargılandıktan sonra ağır şekilde darbediliyor. Esaretin sonuna kadar da göz hapsinde tutuluyorlar." diye konuştu.
Amerikan ve İngiliz askeri istihbarat belgelerinde, özellikle esir Amerikalı ve İngiliz subayların sorgu tutanaklarında çok çarpıcı bilgilerin yer aldığına dikkati çeken Onur, "Örneğin, Türk esirlerin hastalarına ve yaralılarına bebek gibi baktıkları, esir kamplarında çok az gıda verildiği için çevreden çeşitli tohumları ve bitkileri toplayıp ya da çeşitli hayvanları avlayıp yiyerek kendi fiziksel güçlerini korudukları gibi belgelerde çarpıcı bilgiler var." ifadelerini kullandı.
"Amerikan Ordusu askerlerimizi örnek alarak askeri eğitimlerini kökten değiştirmiş"
Askeri istihbarat belgeleriyle Amerikalı ve İngiliz akademisyenlerin Türk esirleri hakkında yazdıklarının birbiriyle çeliştiğini öne süren Onur, şöyle konuştu:
"Şöyle ki West Point (ABD Kara Harp Okulu) mezunu Amerikalı subaylar, esir kamplarından onar onar ölürken bizim Türk esirlerimiz arasında hiç ölen olmaması çok dikkati çekmişti. Amerikalı akademisyenler bu konuyu şöyle meşrulaştırıyor, 'Türk askerilerinin en az 6 sene muharebe deneyimi olan, profesyonel ve elit askerler olduğunu bu nedenle Amerikalı esirlerin onlara kıyasla daha zayıf performans gösterebilecekleri' gibi çeşitli iddialarda bulunuyorlar. Ancak Amerikan kaynaklarından öğrendiğim üzere esir düşen 244 askerimizden yalnızca 9'u rütbelidir. Diğeri er ve erbaştır. Bunun yanında Türkiye Cumhuriyeti'nin Kore Savaşı'ndan önce savaş deneyimi olmadığı için askerlerimizin birçoğu muharebe görmemiş askerlerdi. Sorgu tutanaklarına baktığımızda pek çoğunun okuması ve yazmasının dahi olmadığını görebiliyoruz."
Onur, Amerikan Ordusunun Türk askerleri hakkında elde ettiği verilerle 1955'ten beri kullandığı "Amerikan Askerinin El Kitabı ve Davranış İlkeleri" rehberinin birebir örtüştüğünü belirterek, "Bu da gösteriyor ki Amerikan Ordusu Kore'de esir olan askerlerimizi örnek alarak askeri eğitimlerini kökten değiştirmiş, 'Hayatı idame, sorguya mukavemet, kaçma ve kurtulma eğitimleri' de Kore'de esir olan askerlerimizin esaret deneyimlerine bakılarak oluşturulmuş" değerlendirmesinde bulundu.