Kırıkkale Valilik Toplantı Salonu'nda düzenlen programda konuşan Vali Mehmet Makas, Türklerin devlet geleneğinde "açı doyuran, çıplağı giydiren" anlayışının olduğunu söyledi.
Tebaasını rahat ettiremeyen, duasını alamayan devletin yaşama imkan ve ihtimalinin olmadığını vurgulayan Makas, "Biz adaletin, emniyetin, ehliyetin, meşveret ve maslahatın üzerine devleti şekillendiriyoruz. Bu 5 meselenin de denetlenmesi esas. Bu kapsamda Kamu Denetçiliği Kurumu, milletimiz tarafından kabul görmüş bir kurum ve inşallah daha da fazla etkinliği artar. İnşallah mahkemelere gidilmeden idare ile halkın arasındaki problemler daha hızlı ve sulh yoluyla çözülür." diye konuştu.
Malkoç ile denetçilerin serbest kürsü programında vatandaşların sorularını cevaplandırmasının ardından sona eren etkinliğe, kaymakamlar, Belediye Başkan Yardımcısı Halil Danacı, Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersan Aslan, protokol üyeleri, muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Şeref Malkoç, programın ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK) halkın talep, istek ve arzularını, idareyle ilgili problemlerini çözmeye çalışan bir kurum olduğunu belirtti.
KDK'nin halkın idareyle ilgili sorunu olduğunda mahkemeye gitmeden konuşarak çözen bir kurum olduğunu aktaran Malkoç, şöyle konuştu:
"Bu anlamda hem kurumun tanıtımını yapmak hem de illerin sorunlarını dinlemek üzere illeri dolaşıyoruz. Devlet millet kaynaşmasını, idareyle halk arasındaki barış köprüsünü inşa etmiş olduk. İnsanımızı dinleyince heyecanımız ve geleceğe olan umudunuz daha da artıyor. Çünkü insanımız hakkını, hukukunu ve arama yollarını öğreniyor."
Malkoç, 2023 yılıyla ilgili geniş bir rapor hazırladıklarını ve TBMM'ye sunacaklarını dile getirdi.
Bu yıl KDK'ye gelen başvurularla ilgili bilgi veren Malkoç, "2023 yılında 20 bine yakın başvuru geldi. Memnuniyetle belirteyim ki hepsini süresi içerisinde karara bağladık. Öyle zannediyorum ki Türkiye'de halkın en çok memnun olduğu kurumlardan birisiyiz. Aynı zamanda insan hakları kurumuyuz. Bu anlamda dünyadaki insan haklarıyla ilgili bütün gelişmeleri takip ediyoruz. Özellikle 70 günden beri Gazze'de yaşanan vahşeti, soykırımı raporluyoruz. Umut ediyorum ki raporlarımız Uluslararası Ceza Mahkemesinde de delil olacak."