TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu AK Parti Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan başkanlığında toplandı. Erdoğan, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın uluslararası bir sorun olduğunu belirterek, "Kadına yönelik şiddetle mücadelede ve kadının güçlenmesine yönelik yürütülen politikaların topluma yansımasında daha dönüştürücü ve mücadelenin daha etkili olabilmesi için sivil toplum örgütlerinin katılımının daha da artırılması gerekmektedir. Kadına karşı şiddetle ve ayrımcılıkla mücadele güçlü koordinasyon ve sektörler arası iş birliğinin teşvik edilmesi önemli konu başlıklarındandır. Bu kapsamda, kadına yönelik şiddetle ve ayrımcılıkla mücadelede STK'lerin rolü, kadına yönelik şiddetlerin sebepleri, şiddet ve ayrımcılıkla mücadelede mevzuatta ve uygulamada alınması gereken tedbirler, çözüm önerileri, kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesine ilişkin mekanizmalarının etkinliğin artırılması için alınması gereken önlemler var" ifadelerini kullandı.
'KADININ ONURUYLA YAŞAYACAĞI BİR GELECEK İNŞA ETMEK İSTİYORUZ'
KADEM Genel Müdürü Zeynep Demir, milletvekillerini bilgilendirdi. Sarı, KADEM Vakfı'nın şiddete ilişkin politika önerilerini paylaşarak, "Kadının onuruyla yaşayacağı bir gelecek inşa etmek istiyoruz. Salt eşitliğin yetmediğini, pozitif ayrımcılığın gerekli olduğunu savunan bir vizyonumuz var ve bu toplumun tüm nimetlerinden, tüm fırsatlarından kadınların ve erkeklerin eşit derecede istifade etmeleri gerektiğine, kadınların yüz yıllardır uğradığı ayrımcılık ve haksızlıkların giderilmesi bağlamında da pozitif ayrımcılığa gerek olduğuna, kadınların öznel koşullarından dolayı da pozitif ayrımcılığa gerek olduğuna inanan bir sivil toplum örgütüyüz. İki aksta çalışıyoruz. Bir tanesi; kadınların yasal haklarına erişimi; hak ihlalleri ve ayrımcılığın önlenmesi, hukuki danışmanlık, her türlü şiddet ve tacizle hukuki mücadeleyi içeren bir alan. Bu, daha çok şiddet hasıl olduktan sonra ortaya çıkan bir çalışma alanımız. İkincisi ise bu toplumda biraz evvel bahsettiğimiz cinsiyet adaletinin, kadın-erkek arasında adaletli bir dağılımı sağlayacak kadının rolleri ve hakları konusunda toplumsal dönüşümün sağlanmasıdır" diye konuştu.
'6284 SAYILI YASA İNCİ GİBİ PARLIYOR'
Demir, kadınların sivil toplum, siyaset ve karar alma mekanizmalarına katılımını destekleyen projeleri hayata geçirdiklerini ve kadını olumsuz etkileyen toplumsal algı ve tutumlar konusunda ise farkındalık oluşturmak istediklerini söyledi. Demir, kadına yönelik şiddetin birçok sebebi olduğunu kaydederek, "6284 sayılı yasa kadına yönelik şiddetle mücadelede bir inci gibi parlıyor. Biz o yasayı çok kıymetli, çok değerli buluyoruz. Elbette uygulamada birtakım eksiklikleri de var. Dolayısıyla bu yasanın kamuoyu tarafından bilinmesi, tutundurulması, sahip çıkılması sebebiyle 6284 sayılı Kanun’un neleri önlediğini, nasıl bir etki yarattığını anlatan bir kampanya da yürüttük. Televizyonlarda gördüğümüz şiddetle alakalı bir kampanya yürüttük. Yanı sıra, tabii, bu kampanyalar işin bir ayağı. Tek ayağıyla, sadece toplumsal farkındalıkla da dönüşüm olmuyor; kadınları içten güçlendirme, hem psikolojik açıdan, hem psikososyal açıdan güçlendirme projeleri yürütüyoruz. Kadın destek merkezlerini hayata geçirdik. Orada kadınlara yeni nesil bir model uyguluyoruz, 'Güç temelli vaka yönetimi' diye. Burada bir psikolog, bir sosyal hizmet uzmanı, bir de danışanla üçlü bir yapı kuruluyor ve bu üçlü yapı bireysel bir güçlendirme planı yapıyor" dedi.
'ARAŞTIRMA YAPTIK'
Demir, 6284 sayılı yasanın önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi ve medyada kadına yönelik şiddetin normalleştirilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini ekledi. Demir, KADEM tarafından yaptıkları araştırmayı paylaşarak, şöyle dedi:
"Kadına yönelik şiddet verilerini bir türlü bakanlıklar ve kurumlar arası iş birliğine benzer formatta tutup yayınlama konusunda devletin eksiği olduğunu düşünüyoruz. Buralarda çalışmalara destek vermek istiyoruz. Birtakım şiddet verisiyle ilgili yapılan toplantılara hem içerik sunmak, hem kanaat bildirmek açısından, özellikle sahadaki tecrübelerimizi aktarmak açısından katılıyoruz. Bu önemli bir zaafımız olduğunu ve bunun mutlak ama mutlak değerlendirilmesi gerektiği kanaati hasıl. Polis Akademisinin ve Türkiye'de kadına yönelik şiddetle ilgili veri yayınlayan iki ayrı STK'nın da içeriklerini değerlendirdiğimiz bir çalışma yaptık. O çalışmanın sonuçlarını size getirdik. İlginç verilerle karşılaşacaksınız. Medyada şiddetle ilgili bir araştırma yaptık, bunun devamı da geliyor. Orada yaptığımız araştırmada, mesela, televizyon dizilerinde bir bölüm başına 9 şiddet vakası görüyoruz, psikolojik ve fiziksel şiddet, kadına yönelik şiddetten bahsediyorum; dijital mecralarda 7 şiddet vakası görüyoruz mesela.