Türk Veteriner Hekimleri Birliği yaptığı açıklamada kuduzun aşı ile yüzde 100 önlenebileceğine dikkat çekti. Birlik, kuduzun insan ve hayvan sağlığını etkileyen viral, zoonotik (insan-hayvan geçişli) bir hastalık olduğu belirterek, 150’den fazla ülke ve bölgede görülen kuduzun klinik semptomlar ortaya çıktıktan sonra yüzde 99 ölümcül olmasına rağmen, aşı ile tamamen önlenebileceğine dikkat çekti.

“KUDUZ SADECE SOKAK HAYVANLARINDAN BULAŞMIYOR”

Açıklamada, kuduzun sadece sokak hayvanlarından değil, evcil hayvanlar ve yabani hayvanlardan da bulaşabileceği belirtildi. Köpek, kedi, sığır gibi evcil hayvanların yanı sıra kurt, tilki, çakal gibi yabani hayvanlar da kuduz taşıyabiliyor. TVHB, Türkiye'nin kuduz yönünden endemik bir bölge olduğunu belirtti. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, geçmişte köpek kaynaklı kuduz Trakya, Ege ve Orta Anadolu dışındaki illerde, tilki kaynaklı kuduz ise Çanakkale, İzmir, Manisa gibi Ege bölgesinde görülmüştür. Bakanlık verilerine göre, son yıllarda hayvan kaynaklı kuduz vakaları azalmıştır. 2018'de 437 olan evcil hayvan vakası, 2023'te 86'ya, yabani hayvan vakası ise 16'dan 5'e düştü.

'Kuduz riski artıyor' iddialarına yanıt 

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın verileri de TVHB tarafından değerlendirilerek “’Türkiye’de Kuduza Karşı Oral Aşı Temini Projesi’ başlamadan önce, doğal hayattaki aşılama alanında 194 olan kuduz pozitif numune sayısının 2020 yılında 90, 2021 yılında 11, 2022 yılında ise 2’ye indiği görülmüştür. Bakanlığın kendi rakamları bile kısa bir mücadele döneminde kuduz pozitif numune sayısının birkaç yılda ‘2’ ye düştüğünü göstermektedir. Bu veriler de “sokaklardaki hayvanları uyutalım” söyleminin aslında konunun çözümüne bir katkı sağlamayacağını göstermektedir” denildi.

TVHB, Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2018-2022 yılları arasında kuduz riskli temas sayısının ortalama 267 bin olduğunu, 2023'te bu sayının 437 bine ulaştığını belirtti. Ancak yılda ortalama 1-2 insan kuduz vakası görülmesi, 'kuduz riski artıyor' demenin doğru olmadığını gösteriyor.

TVHB, kuduzun önlenmesi için sahipsiz hayvanların itlaf edilmesinin çözüm olmadığını belirtti. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de itlafın kuduz kontrolünde etkili olmadığını, aşılama programlarının daha başarılı olduğunu vurguladı, "Bu nedenle toplu köpek itlafları kuduz kontrol stratejisinin bir parçası olmamalıdır" dedi ve devam etti: “Bu tarz itlaflarda en çok kısırlaştırılmış ve aşılanmış hayvanlar yok edilmektedir. Bu itlaf, sürü bağışıklığını doğrudan azaltmakta ve yerel toplulukları kuduz bulaşma riski açısından daha büyük tehlikeye sokmaktadır. Halk sağlığı ve güvenliği için atılacak yanlış adımlar daha büyük tehlikelere yol açabilecek, insanlar ile yakın teması olmayan saldırgan sahipsiz hayvanları, insanlar ile karşı karşıya bırakacaktır.”

Aşılama ve mikroçipleme ihtiyacı

TVHB, kuduzla mücadelede en etkili yöntemin köpeklerde aşılama olduğunu belirterek, "Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre, 'Türkiye’de Kuduza Karşı Oral Aşı Temini Projesi' kapsamında kuduz pozitif numune sayısı ciddi oranda azalmıştır. Bu veriler, sokak hayvanlarını uyutmanın çözüm olmadığını göstermektedir" ifadelerini kullandı. TVHB, köpeklerde yüzde 70 bağışıklama seviyesi için aşılama çalışmalarının ve mikroçiple kimliklendirmenin başlatılması gerektiğini vurguladı.

TVHB, kuduzla mücadelede şu adımların atılması gerektiğini belirtti:

-Yaban hayatı dahil oral kuduz aşılama çalışmalarının kesintisiz devam etmesi sağlanmalıdır.

-Büyükşehir Belediyelerinde Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı ve diğer belediyelerde Veteriner İşleri Müdürlüğü kurulmalı, yeterli sayıda personel istihdam edilmelidir.

-5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında sahipsiz hayvanların rehabilitasyon, kısırlaştırma ve aşılama çalışmaları güçlendirilmelidir.

Fotoğraf: AA

Muhabir: Nursel Dilek MANAVBAŞI