Muhammed Ali YAHŞİ
Ankara Barosu 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle saat 13.00’te Yüksel Caddesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı okuyan Ankara Baro Başkanı Mustafa Köroğlu 1950’de ilan edilen İnsan Hakları Günü’nün ardından geçen 75 yıla rağmen, bugünlerde,her yaştan sivilin Gazze’de katledildiğini ve dünyanın gözü önünde bir insanlık suçu işlendiğini ifade etti. Türkiye'de de muhalifler ve insan hakları savunucularının, gözaltı ve tutuklamalarla sindirilmeye çalışıldığını; hukuk ve kamu kurumlarının, iktidarın baskı aracı haline getirildiğini belirten Köroğlu, “Gazetecilerin gözaltına alınması ve tutuklanması, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyinin görevine son verilmesi gibi sayıları çoğaltılabilecek örnekler, insanların kendilerini güvende hissetmemesine neden olmaktadır” dedi.
“153. MADDENİN GÖRMEZDEN GELİNMESİ ANAYASAL DÜZENİN ÇÖKÜŞÜNE İŞARET”
Hukukun üstünlüğüne olan inancı korumak ve bu ülkedeki vatandaşların hukuka olan güvenini sağlamak adına mücadele etmeye devam edeceklerini belirten Köroğlu, “Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi kararını reddetmesinin ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasının ve seçilmiş milletvekili Av. Can Atalay'ın Anayasa Mahkemesi tarafından verilen hak ihlali kararını tanımayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından Meclise girmesinin engellenmesi, Anayasa'nın 153. maddesinin görmezden gelinmesi, anayasal düzenin çöküşüne işaret etmektedir” diye konuştu.
“İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE UYGULAMALARI DEVAM ETMEKTEDİR”
Kamusal alanda yapılan her itirazın bir güvenlik sorunuymuş gibi algılandığını ve insanların, kolluk güçlerinin şiddetine maruz kaldığını da belirten Köroğlu, “Anayasa’ya ve Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası sözleşmelere rağmen, barışçıl toplanmalara ve gösterilere müdahalelerde, gözaltılarda ve cezaevlerinde işkence ve diğer kötü muamele uygulamaları devam etmektedir. Nitekim bugün İnsan Hakları Anıtı önünde yapmak açıklama kolluk güçlerinin anıtın çevresini kuşatması nedeniyle engellenmektedir” ifadelerini kullandı.
“GAZETECİLERİN HABER YAPMA HAKLARI ENGELLENMEKTEDİR”
Düşünce ve ifade özgürlüğünün korunması, devletlerin mutlak sorumluluğunda ve demokrasinin vazgeçilmezi olduğunu vurgulayan Köroğlu, “Ancak bugün, kamusal alanlarda bu haklarını kullanmak isteyenler, şiddet ile bastırılmaktadır. Dünyanın en barışçıl eylemlerinden biri olan Cumartesi İnsanları eylemi, son yıllarda, sistematik bir engelleme ile karşı karşıya kalmaktadır. Haber alma ve gazetecilerin haber yapabilme hakları engellenmekte; gazeteciler gözaltına alınarak uzun süre tutuklu olarak hapishanelerde tutulmaktadırlar.
“ANAYASAL HAKLARIN GÜVENCE ALTINA ALINMASINI SAĞLAMAK ZORUNLULUKTUR”
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden tek bir imza ile çekildiğini söyleyen Köroğlu, “Yüzlerce kadın, erkekler tarafından katledilmekte veya şiddete maruz kalmaktadır. Çocuklar istismara uğramakta, LGBTİQ+’lar nefret saldırıları sonucu yaşamlarını kaybetmektedirler. İnsan hakları; evrensel, bölünmez, birbirine bağlı ve kendi içlerinde birbirleriyle ilişkili bir haklar bütünüdür. BM Genel Kurulunun ettiği üzere temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşamak, bir insan hakkıdır. Bu hakka paralel olarak, Anayasanın 56. maddesi, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının korunması gerektiğini belirtir. Hak temelli bir ekoloji politikası geliştirmek, Anayasal hakların güvence altına alınmasını sağlamak zorunluluktur” dedi.
“MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Dünyanın her yerinde yaşanan savaşlara, ekonomik krizlere, ekolojik yıkımlara, insan hakları ihlallerine rağmen, hak savunucularının barış, eşitlik, adalet ve özgürlük için mücadele etmeye devam ettiklerini ifade eden Köroğlu, “ Bu mücadele bizlerin de asli görevlerindendir. Bizler, Ankara Barosu avukatları olarak adil bir hukuk sisteminin sağlanması için, demokratik ve insan haklarına saygılı bir düzeni tesis etmek için mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.