Halkın vereceği not

Bir vakitler “sarışın güzel” Tansu Çiller’in Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne girişini AB’ye giriş gibi sunduğu ve güpegündüz havai fişek attırdığına tanık olmuştuk. Ankara’da Esenboğa Havaalanı yolu Başbakan Tansu Çiller’i karşılamak isteyen DYP’lilerin konvoylarıyla tıklım tıklım dolmuştu. Çalınan davul zurnalar, çekilen halaylar, yaşanan büyük coşku “topuklu lady”nin “tarihi zaferi”(!)  içindi.
Vecd hali sona erip de duygusal değerlendirmelerin yerini mantıklı sorgulamalar aldığında bunun Avrupa Birliği’ne değil Gümrük Birliği’ne giriş olduğu anlaşıldı ama olan gündüz vakti atılan havai fişeklere oldu.

 Şimdi benzer bir durum uluslar arası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye hakkındaki not artırımları vesilesiyle yaşanıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, henüz havai fişek attırmadı ama eteklerinin zil çaldığı söylenebilir. Gözleri ışıl ışıl, yüzünde müstehzi bir gülümseme…  

“Moody’s kredi notumuzu ilk defa iki kademe artırdı, uyguladığımız program sayesinde ülke kredi notumuzu 11 yıl sonra yükselten Moody’s görünümü pozitif korudu” diye açıklama yaptı.

 Bilindiği gibi bu yıl önce Mart ayında Fitch açıkladı not artırımını. “Haziran 2023’ten beri uygulanan politika değişikliklerinin dayanıklılığı ve etkinliğini” gerekçe göstererek not yükseltme yoluna giti. Ardından Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's, Türkiye'nin kredi notunu B'den "B+'ya yükseltti. Sonuncusu da Moody’s’e ait. Moody’s’in iki kademe birden not yükseltmesi karşısında iktidar çevreleri zevkten dört köşe oldu adeta. Aynı kuruluşlar, not düşürürken “dış güçler”, “nifak çevreleri”, “Türkiye düşmanları” gibi değerlendirmelere konu olan ve “kıskandıkları” (!) Türkiye’yi batırmaya çalışmakla suçlanıyorlardı; şimdi ise hepsi baş tacı.

 “Bu ne yaman çelişki anne” diyeceğim ama anlamsız. Aya dört şeritli yol yapıldığını söyleseler “mutmain” olacak bir taban bulunduğunu düşünenler açısından ani dönüşleri izah etmeye gerek dahi yoktur. Dolayısıyla dün “sahtekar” sıfatının yakıştırıldığı sözkonusu kuruluşlar, bugün el üstünde tutulursa şaşırmamak gerekir.

 Düyun-u Umumiye görevlisi gibi davranan Mehmet Şimşek’in memnuniyet ifade eden açıklamalarına herkesin karnı tok. Çünkü, o Türkiye’deki gelir dağılımı bozukluğu, yoksulluk, açlık gibi konularla ilgilenmiyor; bildiği borç idaresi. Geniş halk yığınlarını açlıkla yüzyüze getirdiği halde hayal satıyor. Ancak şişirilen balonları, batılı medya organlarının satır arasında yazdıkları patlatıyor. Şimşek’in politikalarını öve öve bitiremeyen İngiltere’nin ünlü gazetesi Financial Times, bütçe açıklarının kapatılması için memurların maaşlarının dondurulmasının konuşulduğunu yazıyor.

 Halk pahalılık nedeniyle çarşıya pazara çıkamıyor, inim inim inliyor, asgari ücretli sefalete, emekli ölüme mahkum ama Şimşek’in umurunda bile değil. Çünkü ekonomi yönetiminin ideolojik tercihleri zenginden yana… 

Emeklilerin belediyelerin yardımlarına muhtaç bırakıldığı bir ülkede ne anlatsanız boş… Şimdi Moody’s, Fitch, Standard & Poor's gibi kuruluşların verdikleri notlarla kendinizden geçin; seçimlerde asıl notu size halk verecek.