Muhammed Ali YAHŞİ
TBMM'deki konuşmasında çalışma yaşamındaki sorunlara dikkat çeken ve tüm taşeron çalışanların tamamının kadroya alınması gerekliliği konusunda çağrıda bulunan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kamuda, ‘Geçici ve mevsimlik işçi olarak çalışanların sürekli işçi kadrosunda çalıştırılması gerektiğini belirttti. Gürer, “Çalışanlara modern köle anlayışıyla yirmi yıldır zulüm edilmektedir. Bu zulümden vazgeçilsin, emeğin hakkı emekçiye teslim edilsin, alın terinin karşılığını mutlaka çalışanlar alsın” diye konuştu.
“SOSYAL DEVLETE BU YAKIŞMAZ”
Kamuda halen taşeron işçi statüsünde çalıştırılanların yaşadığı mağduriyete değinen Gürer, “Kamuda taşeron yanında çalışanlara kurumlarında kadro verilmiyorsa bu ayıptır, günahtır, yazıktır. Yani bu kadar ekonomik krizin olduğu bir süreçte hâlâ kamuda taşeron çalıştırıp onun yanındaki işçinin düşük maaşla yaşamını sürdürmesine yol açmak utanılacak bir durumdur. Onun için kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara, kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışanlara, kamu hastanelerinde çalışanlara, belediye şirket işçisi olarak çalıştırılanlara yaptıkları asıl işin asıl kadrosu verilmelidir çünkü onlar asıl işi yapmakta ama düşük ücretle çalıştırılmaktadır; bir sosyal devlete bu yakışmaz” dedi.
“TAŞERON UYGULAMASI MUTLAKA BİTİRİLMELİ”
Geçici ve mevsimlik işçi sorununu da dile getiren Gürer, “Geçici işçi, mevsimlik işçi. Nedir bunlar? Bunların hepsi çalıştıkları kurumun kadrosunda çalışmayı hak etmiş emekçilerdir. Böyle bir saçmalık olur mu? 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle ‘Taşeronu bitireceğiz’ dediler. Cumhurbaşkanı, bakanlar geldiler, burada da söylediler, kamuoyuna da açıklama yaptılar ama hâlâ taşeron devam ediyor, taşeron yanında çalışanların hakkı verilmiyor” ifadelerini kullandı. “Bakıyorsunuz, temizlik işçisi, yemekhane çalışanı ya da laboratuvarda olanı, Karayollarında hizmet alım sözleşmesiyle mağdur edileni... Niye bunların haklarını almasının önü kesiliyor?” diye soran Gürer, kamu kurum ve kuruluşlarında taşeron uygulamasının mutlak suretle bitmesi gerektiğini ifade etti. Gürer, “Bu bir sömürüdür, hak gaspıdır, insanlık adına utanç verici bir durumdur. Onun için tamamının kadrolu, asıl işi yaptıkları kadroda ücretlerini almaları gerekir“ dedi.
“500 BİN BELEDİYE ÇALIŞANININ KADROSU NİYE VERİLMİYOR”
"Belediye şirket işçileri" adı ile belediyelerde çalışanlar için bir düzenleme yapıldığını anımsatan Gürer, "Belediye şirket işçilerinin tayin hakkı yok, terfi hakkı yok, yaptıkları işin karşılığını alamıyorlar, özlük hakları iyileştirilmiyor. Ee... Belediye şirket işçisi... Niye belediye kadrosunda değil bu işçiler? 500 bine yakın insanın niye kadrosu verilmiyor?” diye sordu. Kamu iktisadi teşebbüslerinde, tüm taşeron işçilere halen neden kadro verilmediğini de soran Gürer, “Kamu iktisadi teşebbüslerine her yıl genelge çıkarıyor. Cumhurbaşkanı, diyor ki: ‘Genel müdür, ihtiyacın olanları kadroya al.’ Aradan beş, altı sene geçti daha kadroya alınan yok. Böyle bir sa.malık mı olur? Kamu iktisadi teşebbüslerinde, tüm taşeronda olan arkadaşlarımızın kadrosu niye verilmiyor? ifadelerini kullandı.
Çağrı merkezlerinde çalışanlara da değinen Gürer, “Çağrı merkezlerinde ağır iş yapıyorlar. Onların niye hakkı gasp ediliyor? Ucuz işçilik, modern kölelik sosyal devlet anlayışıyla anlatılan, büyüyen Türkiye'ye yakışıyor mu? Onun için bunun, Meclis araştırmasıyla ne olduğu net olarak ortaya çıksın ve "taşeron çalışan" kavramı ortadan kalksın” diye konuştu.
“ŞİRKET İŞÇİSİNE ZABITA KIYAFETİ GİYDİRİP İŞ YAPTIRIYORSUNUZ”
Belediyelerde yardımcı itfaiye ve zabıta adı altında şirket çalışanı olduğuna değinen Gürer, "Zabıtaya ve itfaiyeye yardımcı diye tanım konulmasını eleştirdi.
Gürer, “Şirket işçisine zabıta kıyafeti giydiriyorsunuz asıl zabıta gibi iş yaptırıyorsunuz, kadrosunu vermiyorsunuz. Böyle bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değil” dedi.
“ÖZLÜK HAKLARI MUTLAKA VERİLMELİ”
Taşeron çalışanların dışında yardımcı zabıtanın, itfaiyenin hak ettikleri hakları hem ücret olarak hem de özlük hakları olarak mutlak suretle verilmesi gerektiğini belirten Gürer, “Çalışanlara modern köle anlayışıyla yirmi yılda zulüm edilmektedir. Bu zulümden vazgeçilsin, emeğin hakkı emekçiye teslim edilsin, alın terinin karşılığını mutlaka çalışanlar alsın” ifadelerini kullandı.
