Muhammed Ali YAHŞİ

Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programına inceleyen, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer programda yer alan tarımla ilgili aksaklıkları anlattı. Tarım Kanununa göre önümüzdeki yılda çiftçiye verilmesi gereken destek miktarının 411,5 milyar lira olması gerekirken, bu rakamın 91.6 milyar lirada kaldığını söyleyen Gürer, Verilecek destekleme miktarına göre siyasi iktidarının, çiftçiye bir yıllık borcunun 320 milyar lira civarında olduğunu ifade etti. 

"DESTEKLEME BÜTÇESİ 411,5 MİLYAR LİRA OLMALI"

Tarımsal destekleme bütçesinin 2024 yılında, 2023 yılı başlangıç ödeneğine kıyasla yüzde 70 oranında arttığını ve destekleme rakamının 91,6 milyar liraya çıkarılmasının öngörüldüğünü ifade eden Gürer, “Programda yazılı olarak baktığınız zaman desteklemeler artırıldı gibi bir izlenim ortaya çıkıyor. Oysa 2006 yılında AKP kendi çıkardığı Tarım Kanunun 21. Maddesine göre bütçenin 1’i tarımsal desteklemelere ayrılmalı. Bu durumda 2023 yılında verilmesi gereken destek miktarı 186 milyar lira. Bu yıl ise Gayri Safi Milli Hasıla dikkate alınarak milli gelirin yüzde 1’i destekleme bütçesi olarak ayrılsa destekleme bütçesi 411,5 milyar lira olmalı, Ancak AKP’nin çiftçiye verdiği destekleme miktarı 91,6 milyar lira. Olması gerekenle gerçekleşen arasında dağlar kadar fark var” dedi. 

“ÜRETİCİLER YİNE TÜCCARA MAHKUM EDİLECEK”

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) yıl yıl depolarını ithal ürünlerde doldurduğu için hasat döneminde çiftçilerin TMO’ya ürün vermekte zorlandığına da değinen Gürer, “Ancak yetkililer TMO’nun 10 milyon tonun üzerinde buğday aldığını belirtiyor ve bunun iyi bir rakam olduğu yönünde propaganda geliştiriyorlar. TMO'nun hedeflerine de baktım; 2024 yılı yıllık programında 3,5 milyon ton buğday, 1 milyon ton mısır ve 7,7 milyon ton şekerpancarı almayı öngörüyor. Önümüzdeki yıl 3,5 milyon ton buğday alınacağına göre üreticiler yine tüccara mahkum edilecek” diye konuştu.

Uygulanan düşük taban fiyat uygulamasıyla mısıra yüzde 5, şekerpancarına yüzde 27 taban fiyat artışı uygulandığını anımsatan Gürer, “Çiftçi yine mağdur edildi. Olması gereken Türkiye’de üretim alanlarının genişletilmesi, ülkenin tarımsal üretimde kendi kendine yeter noktaya taşınması, Dahilinde İşleme Rejimi kapsamında alınan 10 milyon ton buğdayın kendi topraklarımızda yetiştirilmesinin önünün açılması, TMO’nun mutlak surette hububatta çiftçiye destekler politika izlemesi ve daha fazla alım yapılarak üreticilerin sahipsiz kalmasının önünün kesilmesi gerekir” şeklinde konuştu. 

“ÇİFTÇİ ÜRÜNÜNÜ UCUZ FİYATA SATMAK ZORUNDA KALDI”

Bu yıl TMO’nun destek alımları dahil buğdaya ton başına 9 bin 250 lira verdiğini hatırlatan Gürer, “Bu fiyat çiftçi için maliyeti kurtaran, artan maliyetler karşısında onu koruyan bir fiyat olarak görülmüştü. Ama vatandaş  tüccara mahkum kılındığı için buğday ton başına 6 bin 500 liraya tüccara satıldı. Hasat döneminde borcunu ödemek zorunda kalan üretici mecburen bir an önce ürününü satıp borcunu ödemek eğiliminde oldu. O nedenle de tüccara ürününü ucuz fiyata satmak zorunda kaldı” dedi. 

Bitkisel üretim miktarının da 2023 yılında planlanan 130 milyon ton ile 2026 yılında planlanan 130 milyon 600 bin ton olacağının öngörüldüğüne dikkat çeken Gürer, bu durumun nüfus artışına rağmen bitkisel üretimin yerinde sayacağının bir göstergesi olarak nitelendirilebileceğini kaydetti. 

“BU BÜTÇEDE İŞÇİ, EMEKLİ, DAR GELİRLİ YOK” 

İktidarın uygulayacağı yeni politikanın da çiftçiyi mağdur edeceğini, taban fiyatı daha aşağı tutacağını ve yeterli desteklerin verilmeyeceğini gösterdiğini belirten Gürer, “Bütçe görüşmeleri boyunca bu konuyu kapsamlı bir şekilde tartışacağız. Çünkü bu bütçede işçi, memur, emekli, dar gelirli yok, yoksullaşan kesim yok. Sosyal yardımları biz de destekliyoruz ama sosyal yardımlar aynı zamanda yoksulluğun da tanımıdır. Tarımsal kesime ayrılan desteklemelere baktığımızda ifade edilenle olması gereken arasındaki farkın tarımı da sorunlu sürece taşıyacağını gösteriyor. Zira çiftçi yine umduğunu bulamayacak ve sorunlar yaşanacak” dedi.

“ÜRÜNLERDEKİ ARZ AÇIĞI DEVAM EDECEK” 

Ülkemizde 21 üründe var olduğu belirtilen arz açığının önümüzdeki süreçte de devam edeceğinin görüldüğünü işaret eden Gürer, dünyadaki sorunların artması ile birlikte ürün fiyatlarının da artacağını, vatandaşların daha yüksek fiyata ürün almak zorunda kalacağını, bu sorunların ekmeğe, ete, süte çarşı pazarda satılan her şeye yansıyacağını ifade etti.

“TABAN FİYAT UYGULAMASI HAYATA GEÇİRİLMELİ”

Tarımsal üretimde var olan sorunların çözümü için desteklemelerin çiftçiye doğru bir şekilde verilmesi, mazotta KDV ve ÖTV’nin kaldırılması, yemde, gübrede üreticinin sübvanse edilmesi gerektiğini söyleyen Gürer, alımlarda ise çiftçiyi mağdur etmeyecek taban fiyat uygulamasının hayata geçirilmesini istedi. 

Aksi takdirde var olan sıkıntıların daha da artacağını ifade eden Gürer, “İthalat çözüm olmayacak. Yurtdışından uygun fiyata ürün getirilmediği için vatandaş gelen ithal ürünü daha pahalıya alacak. Yurtdışındaki çiftçiye değil, kendi çiftçimizi daha çok sahip çıkmalıyız” şeklinde konuştu. 

Editör: Ezgi Bardakçı