CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin sorunlarını gündemine taşıdı. Gürer çiftçileri ziyaret ederek sorunların dinledi.

Tarımda üretim planlamasının önemine dikkat çeken Gürer, “Ülkemizde tarımın en önemli sorunlarından biri de üretim planlaması. Çiftçilerin üretim tercihlerine baktığımızda, yüzde 74’ü alıştığı ürünü, yüzde 30’u ise satışı hızlı olan ürünü ekiyor. Yüzde 30’u da daha iyi kazanacağını düşündüğü ürünün ekimine yöneliyor. Su sorunu ve olası riskleri dikkate alan ise sınırlı üretici var. Bu bağlamda uzman desteği alan çok az çiftçi bulunuyor ki, onlar da genelde büyük işletmeler. Bu bağlamda yaşanan iklim değişiklikleri ve arz sorunları nedeniyle ihtiyaca uygun üretim yapılmasının planlanması gerekiyor. Organik tarım ve iyi tarım örneklerinde ise yeterli atılım sağlanamıyor” dedi.

“6 LİRAYA SATIP, 15 LİRAYA TOHUM ALIYORUZ”

Üretici Atakan Dündar, üretim tercihlerini ve yaşadıkları sorunları şu sözlerle aktardı:

“Bizim burası kurak bir memleket olduğu için genelde vatandaş bir yıl arpa ekiyorsa bir yıl buğday ekiyor. Onu da işte kurak gitti mi, dönüm başı 100 kilo arpa alıyor. Zaten o da girdi maliyetleri fazla olduğu için masrafını ödemiyor, hep zarar. Ondan sonra, 6 liraya geçen sene arpa satıyoruz, 15 liraya tohum alıp tarlaya geri ekiyoruz. Yani 6 liraya satıp 15 liradan geri tohumunu alıyorsun. Geçen sene öyle oldu; 6 liraydı arpanın kilosu. Ben kendim hayvancılık yapıyorum, yetmediği için bazı arkadaşlardan da aldık. Tekrar tarlalara tohum ekerken hazır tohumun kilosunu 15 liradan aldık.”

Dündar, sulama maliyetlerine de değinerek, “Geçen sene ben bir saat suya 500 liradan su parası ödedik. Bu sene 700 mü olur, 800 mü olur, kaç kere zam geldi?” diye konuştu.

TARSİM PRİMLERİ ÇOK YÜKSEK

Sigorta sisteminin çiftçi için yetersiz olduğunu ifade eden Dündar, “TARSİM sigortası yaptıramıyoruz çünkü primler çok yüksek. Bazı ürünleri sigortalatsak bile, don gibi önemli riskleri kapsamıyor.” dedi.

Gürer, “TARSİM, yaşanan iklim değişikliği dikkate alınarak yeniden yapılandırılmalıdır. TARSİM sigortasında prim destek oranının don olayında yüzde 66’dan yüzde 75’e çıkarılması için kanun teklifi verdim. TARSİM sigorta uygulaması ile ilgili çiftçi ve üretici açısından ciddi sorunlar var. Çiftçi, TARSİM koşullarının ağır olduğunu, ürettiği ürünün yüzde 8-10 aralığında TARSİM tarafından ellerinden alındığını, ürün ortağı gibi davrandığını ifade ediyorlar. TARSİM’de yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var.” dedi.

HAYVANCILIKTA DA SORUNLAR DERİNLEŞİYOR

Ulukışla Beyağıl Köyünden Çiftçi ve Besici Atakan Dündar, hayvancılığın bölgede giderek zorlaştığını ifade ederek, “Biz hayvancılık yapıyoruz. Hani diyorlar 'etin kilosu şu oldu, etin kilosu bu oldu.' Hayvancılık çok zor bir meslek. Bir, çoban bulamıyorsun. İkincisi, Beyağıl sınırlarının dörtte üçü orman. Ondan sonra adam diyor: 'Burası komple orman.' Şu gördüğün dağlar var, az bir yer bu taraf, komple orman. Ondan sonra hayvancılık yapamıyorsun. Sana destek veriyor, cüz’î bir fiyat, adam koyunculuk yapamıyor. 500 koyun besleyeceğine 200 koyun besleyebiliyor. Karşısı orman alanı. Yaşım 43; hatırlamıyorum ne zaman dikildiğini. Buradaki orman alanı ise 30 sene oldu. Hayvancılık orman alanına giriş izni verilmiyor. Bu nedenle artık köyde keçi yok. Yani sadece koyun girse bu ormana ne yapacak?”

i Gürer, keçi yetiştiriciliğinin önemine dikkat çekerek, “Keçiler doğal budama yaparak orman içinde otları tüketerek orman yangınlarını önlüyor ve ormanların gelişmesine katkı sağlıyordu. Ancak yanlış politikalar hem hayvancılığı hem de ormanları olumsuz etkiledi.” dedi.

“DOMATES EKEN ARKADAŞ TRAKTÖRÜNÜ SATMAK ZORUNDA KALDI”

Üretici Atakan Dündar, sebze yetiştiriciliğinin de bölgede karşılaştığı zorlukları köyünden somut bir örnekle açıkladı: “Burada domates işi deneyen arkadaşlarımız da oldu. Köyden adam masrafını ödeyemedi, adam altındaki traktörünü, arabasını sattı. Böyle köylü mü olur? Kendisi domates ekti, fabrikaya götürdü, para etmedi, parasını alamadı. Gitti adam. Benim köyümde oldu bu olay, arkadaşım yani.”

“YETKİLİLER SÜREKLİ SAHADA OLMALIDIR”

Gürer, çözüm için kapsamlı bir planlamanın şart olduğunu belirterek, “Çiftçi arkadaşlarımızın üretim desenini belirleyebilmesi için Türkiye'nin tamamında Tarım Orman Bakanlığı uzmanları hangi bölgede hangi ürün yetişecek, hangi üründen verim alınır, çiftçinin girdi maliyetleri nasıl düşürülür? Girdi maliyeti düşürüldükten sonra o bölgede o üründen daha çok verim nasıl sağlanır? Çalışmalarını yaparak teknik olarak da bilgi vermeleri lazım.” diye konuştu.

KÖYLER BOŞALIYOR, HAYVANCILIK BİTİYOR

Atakan Dündar, gençlerin hayvancılığı bırakmak zorunda kaldığını belirterek, “Köyümüzde iki kardeş vardı, 700-800 koyun besliyorlardı. Artık bıraktılar. Köyler boşalıyor. Biz bile yaylaya çıkmak zorunda kalıyoruz çünkü burada hayvanlarımızı besleyemiyoruz. Kışın vekilim, bizim burası kış memleketi. 11-12 ayda içeriye giriyor. Daha bugün koyun dağa çıktı, yemden kesildi. 5-6 ay içeride yiyor. Sen arpayı satıyorsun 6 liraya, yemin torbasını alıyorsun 800-900 liraya.” dedi.

Gürer ise, “Şimdi hayvancılık yapanlar çiftçilik yapmıyorsa zaten Türkiye'de artık hayvancılık yapılamaz. 24 saat hayvanıyla haşır neşir olanların en büyük sorunu girdi maliyetleri. Bunun yanında da hayvancılığın ahır giderleri arttı. Aşısı var, bakımı var, çobanı var, var oğlu var.”

Muhabir: İrem AKBAY