KESK, OHAL İnceleme Komisyonu'na yapılan başvuruların reddedilmesine ve kararların geciktirilmesine tepki gösterdi. KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, başvurusu hukuksuz şekilde reddedilen KESK üyelerinin suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Önümüzdeki günlerden itibaren KESK üyelerinin, savcılıklara komisyon başkanı ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirten Bozgeyik, 'Üyelerimizin başvurularını yasaları hiçe sayarak reddeden komisyon üyeleri yargı önünde er ya da geç bunun hesabını verecek' dedi. OHAL Komisyonu'nun Anayasa'ya aykırı bir şekilde yargısal yetkilerle donatıldığını belirten Bozgeyik, 'Açık çağrıda bulunuyoruz; iktidar ihraç gerekçesinden emin ise ihraç işlemlerini iptal ederek ihraç edilenlerin tümü hakkında yargılama süreci başlatsın. Yargı sürecinde kurum idarecileri ve ihbarcılar gelip yargılamanın olmazsa olmaz ilkesi olan yüz yüze kanaatlerini ifade etsinler. Belge ve bilgilerini sunsunlar. Ve yargı kararını versin' diye konuştu.

İNCELENENLERİN YÜZDE 93'Ü REDDEDİLDİ

Bozgeyik, komisyonun açıklamasına göre OHAL kapsamında 125 bin 678'i kamu görevinden çıkarma olmak üzere tam 131 bin 922 tedbir işlemi gerçekleştirildiğini ve komisyona yapılan başvuru sayısının 125 bin 600 olduğunu belirtti. Bu başvurular sonucunda 46 bin 600'ü ret olmak üzere 50 bin 300 karar çıktığını belirten Bozgeyik, 'Anlaşılacağı üzere karara bağlanan dosyalardan yüzde 93'ü reddedilmiştir. Şu ana kadar başvuruların sadece yüzde 40'ı karara bağlandı. Yapılan 125 bin 612 başvurudan 4 bin 617 başvuru KESK üyelerine ait. Karara bağlanan yüzde 40 içerisinde KESK'lilerin oranı ise yüzde 0,7' diye konuştu.

KARARLAR GECİKTİRİLİYOR!

Bozgeyik, şöyle konuştu: 'KESK'lilerin başvurularının karara bağlanması bilinçli olarak geciktiriliyor. Kararlar geciktirilerek ikinci bir cezalandırma yoluna başvuruluyor. Beraat etmeniz bile yetmiyor. Haklarında soruşturma yürütülen, savcılıklar tarafından takipsizlik ya da mahkemeler tarafından beraat kararı verilen kamu emekçilerinin görevlerine geri dönmeleri önünde herhangi bir yasal engel olmamasına rağmen, başvuruları reddedilmektedir. İhraç gerekçesi yargı kararı ile açıkça ortadan kalkmış olmasına rağmen başvuruların reddedilmesi komisyonun uluslararası sözleşmeleri, anayasayı ve yasaları hiçe saydığını ve suç işlediğini göstermektedir.' 'İhraç edilen kamu emekçilerinin başvurularını hangi usul ve esasa göre kabul ya da ret ettikleri, yaptıkları soruşturmada hangi kıstasların temel alındığı tamamen muğlaktır.' diyen Bozgeyik, 'Bu muğlaklık bilinçli olarak tasarlanmış ve bir politika olarak benimsenmiş olup iktidarın istediği kararların çıkması amaçlanmaktadır. İktidar, düzenleyici yetkisini kullanarak kıyas yoluyla bir suç ve ceza oluşturma yoluna gitmiştir. KHK'ler ekinde yer alan listeler ile devlet memurluğundan çıkarma işlemi aslında bir disiplin cezası işlemidir. Her bir ihraç işlemi gerçekleşmeden önce usulüne uygun tarafsız bir soruşturmacı atanarak yöntemine uygun bir soruşturma yapılması, hakkında isnat bulunanın göstereceği tanıkların yanında; konuyla ilgili görgü tanıklarının tümünün (genelin) ifadesinin alınması gerekirken, OHAL İnceleme Komisyonuna başvuran kamu emekçileri ne ile suçlandıklarını bilmemektedir. Komisyonun kendisi de kurulduğu ve başvuru almaya başladığı andan itibaren ne sebeple ihraçların gerçekleştiğine ya da başvuruların hangi şartlarda kabul veya ret edileceğine ilişkin başvuruculara herhangi bir bildirim yapmamaktadır.'

'EMİNSENİZ YARGI SÜRECİNİ BAŞLATIN'

OHAL Komisyonu'nun kendisini mahkemelerin yerine koyarak karar vermesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna da dikkat çeken Bozgeyik, komisyonun ihraç edilenlerin iadesine karar verme yetkisi ile esasen idari bir birim olarak yargısal inceleme yetkisi ile donatıldığını söyledi. Komisyonun yasal dayanaklar ve emsal kararlara riayet etmeden, tarafsızlık ve adil yargılanma haklarını gözetmeden başvuruları karara bağladığı söyleyen Bozgeyik, 'Kamu emekçilerinin hukuka uygun olarak kazanılmış sosyal ve ekonomik hakları, idari tasarrufla hukuka aykırı olarak elinden alınmaktadır' dedi. İktidarın ihraç gerekçesinden emin ise ihraç işlemlerini iptal ederek yargılama süreci başlatması çağrısında bulunan Bozgeyik, 'Yargı sürecinde kurum idarecileri ve ihbarcılar gelip yargılamanın olmazsa olmaz ilkesi olan yüz yüze kanaatlerini ifade etsinler' dedi. Komisyonun aldıkları kararlardan 'sorumlu tutulmayacakları' hükmüne ya da iktidarın sağlayacağı 'yargılanmama garantisine' güvenmemesi gerektiğini belirten Bozgeyik, 'Anayasa iç hukukta en üst normdur ve anayasal suçlar eninde sonunda yargılama konusu olurlar' dedi. Bozgeyik, şu değerlendirmelerde bulundu: 'Komisyonun yasal dayanaklar ve emsal kararlara riayet etmeden, tarafsızlık ve adil yargılanma haklarını gözetmeden başvuruları karara bağlaması temel hak ve özgürlüklere aykırılık teşkil etmektedir. Kamu emekçilerinin hukuka uygun olarak kazanılmış sosyal ve ekonomik hakları, idari tasarrufla hukuka aykırı olarak elinden alınmaktadır. Komisyonunun ilan ediliş şekli, çalışma usul ve esasları; Anayasanın (değişik) 90'ıncı maddesi uyarınca, usulüne göre onaylanarak yürürlüğe giren temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşme hükümleri ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi durumunda uluslararası sözleşme hükümlerinin esas alınması temel normuna aykırılık teşkil etmektedir.'

'SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ'

Konfederasyona ulaşan ret kararları incelendiğinde vahim bir durumla karşılaştıklarını belirten Bozgeyik, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Haklarında soruşturma yürütülen, savcılıklar tarafından takipsizlik ya da mahkemeler tarafından beraat kararı verilen kamu emekçilerinin görevlerine geri dönmeleri önünde herhangi bir yasal engel olmamasına rağmen, başvuruları reddedilmektedir. İhraç gerekçesi yargı kararı ile açıkça ortadan kalkmış olmasına rağmen başvuruların reddedilmesi komisyonun uluslararası sözleşmeleri, anayasayı ve yasaları hiçe saydığını ve suç işlediğini göstermektedir. İdari bir komisyon, kendisini anayasanın üzerinde göremez, görmemelidir. Bizler AKP iktidarının son yıllarda anayasayı askıya alması karşısında komisyonun keyfiliğine şaşırmıyoruz. Ancak bizim şaşırmamamız komisyonun anayasal suç işlediği gerçeğini değiştirmiyor. Bu nedenle önümüzdeki günlerden itibaren başvurusu hukuksuz şekilde reddedilen üyelerimiz savcılıklara Komisyon başkanı ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacaklardır.' 'OHAL komisyonunun kendisini mahkemelerin yerine koyarak karar vermesi hukuksuzdur ve bu şekilde verilen kararların kabul edilmesi mümkün değildir.' diyen Bozgeyik, 'Hukuki niteliği tartışmalı olan OHAL Komisyonu'nun, Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal kurumları olan mahkemeleri yok sayarak karar vermesi açık bir Anayasa ihlalidir ve suçtur. Hakkında suça bulaştığı iddia edilen kamu görevlileri ile ilgili tüm hukuki işlemler, kendisini mahkemelerin yerine koyan OHAL Komisyonunca değil, mevcut hukuk sistemi içinde yer alan mahkemeler aracılığıyla yürütülmelidir.' dedi. Bozgeyik, 'Komisyonun kararlarında da sabit olduğu üzere KESK'lilerin ihraçlarının ana nedeni anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendikal eylem ve etkinliklere katılmalarıdır. Demokrasinin işlediği bir yerde temel hak ve özgürlüklerin kullanımı bırakın ihraç edilme gerekçesi olmayı, soruşturma konusu bile yapılamaz. Dolayısıyla Komisyon derhal lağvedilmeli ve haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmedir.' diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi