Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), ihraç edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmeleri başta olmak üzere, güvencesizliğe, performans sistemine, sözleşmeli istihdama, siyasal kadrolaşmaya, mülakat sistemine, güvenlik soruşturmalarına karşı, 'güvencesizliğe son, güvenli gelecek haktır' talebiyle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yürümek istedi. KESK'e bağlı sendikalara üye çok sayıda kamu emekçisi yürüyüş için Milli Kütüphane yakınındaki Eser Park'ta toplandı. Ancak kamu emekçilerinin güvenceli iş, güvenceli gelecek talebiyle bakanlığa yürümesine izin verilmedi. Çevik kuvvet ekipleri TOMA'larla birlikte parkın etrafını sardı. Ayrıca şehir dışından gelen kamu emekçileri de Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde durduruldu. Yürüyüşe izin verilmemesinin yanı sıra polisin sözlü müdahaleleri ve itiş-kakışla parkta çeşitli engellemeler meydana geldi.

'4 BİN 500 ÜYE İŞTEN ÇIKARILDI'

Parkta yapılan basın açıklamasında 'Herkese kadrolu, güvenceli istihdam', 'Direne direne kazanacağız', sloganları atıldı. KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, uzun süredir ülkede çalışma hakkını, iş güvencesini ortadan kaldıran birçok yasal düzenleme olduğunu, OHAL sürecinde çıkarılan 36 KHK ile kamudan 130 bine yakın kişinin haksız, hukuksuz, kovuşturma, soruşturma olmadan, savunma alınmadan işten çıkarıldıklarına dikkat çekti. KESK'ten de 4 bin 500 üyenin işten çıkarıldığına işaret eden Bozgeyik, yine KHK'larla birçok kamu kurumunun varlık fonuna devredildiğini ileri sürdü. Bozgeyik, adil gelir güvencesi, sosyal güvenlik güvencesi, görevde liyakata göre yükselme güvencesi, toplu pazarlık, sendikal hakların güvence altına alınması, demokratik toplu sözleşme gibi talepleri olduğunu vurguladı.

'KHK'LAR İPTAL EDİLSİN'

KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen yaptığı açıklamada, esnek ve kuralsız çalışmaya karşı güvenceli işin herkesin hakkı olduğunu söyledi. OHAL kapsamında on binlerce kamu emekçisini işinden eden KHK'ların iptal edilmesini, OHAL Komisyonunun lağvedilmesini ve ihraç edilenlerin işlerine iade edilmesini istediklerini belirten Gezen, yine emeklilikte yaşa takılan (EYT) emekçilerin emeklilik haklarının gasp edildiğini ifade etti. Gezen, 'Kendileri şatafatlı yerlerde iftarlar yaparken, belediyelerin bütçelerini gerici, dinci vakıflara aktarırken utanmıyorlar ama emekçilerin bakanlığın önünde açıklama yapmasından utanıyorlar. Biz Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvenceye alınmış haklarımızı kullanıyoruz. Bu haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz. Hiçbir baskı, engelleme karşısında geri adım atmayacağız' dedi.

'MAHKEME KARARI YOK!'

Herhangi bir mahkeme kararı olmadığı halde, isimsiz ihbarlarla, fişlemelerle işinden edilen kamu emekçilerinin üzerindeki baskıların artarak sürdüğünü ileri süren Gezen, 'Güvenlik soruşturması, arşiv araştırması adı altında ombudsman gibi devletin diğer kurumlarına dahi içeriği açıklanmayan yöntemlerle insanlarımızın işe girmesi engelleniyor. Kamuda işe almalarda mülakat, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sisteminin ağırlığı gittikçe artırılarak torpilin ve kadrolaşmanın kapısı sonuna kadar açılıyor' diye konuştu. OHAL ile birlikte kamu emekçilerinin iş güvencesinin fiilen kullanılamaz hale getirildiğini ifade eden Gezen, '4 bin 510'u KESK'e bağlı sendikaların yöneticisi, üyesi olmak üzere, 140 bine yakın kamu emekçisi herhangi bir yargı süreci işletilmeden, Cumhurbaşkanının deyimiyle 'kapı gibi 657'ye rağmen' işlerinden edilmiştir. Bugün de ihraç kamu emekçileri seçilme ve seçme hakkı gibi temel vatandaşlık haklarının gaspı ile karşı karşıyadır.' diye konuştu.

'İŞSİZLİK FONU YAĞMALANIYOR'

Gezen konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Büyümeden, üretime kadar tüm veriler ekonomik krizin gittikçe derinleştiğini gösteriyor. 'Kriz teğet geçti' diyenler, 'IMF'e biz borç veriyoruz' diyenler şimdi IMF'siz IMF programını en katı haliyle uyguluyorlar. Buna rağmen işsizlik rakamları ve enflasyon oranları her ay bir ay öncekini aratır hale geliyor. Maaşlarımızdan kesilen vergiler yetmezmiş gibi, yandaşla yapılan satış sözleşmeleri nedeniyle maaşlarımızın geçen yılların da gerisine düşmesi az gelmiş gibi bu kez de kıdem tazminatımıza, emekli ikramiyemize göz dikiyorlar. Adına da 'fon kuracağız' diyorlar. Kıdem tazminatını Bireysel Emeklilik Sigortası ile birleştirerek, BES'ten cayma hakkını ortadan kaldırarak oluşturacakları fonu sermayeye kanalize edeceklerini bizzat Hazine ve Maliye Bakanının kendisi söylüyor. Kaldı ki, şimdiye kadar kurdukları diğer fonların hali ortada. Daha geçen hafta bir işsiz kardeşimiz benzin parasını dahi yakınlarından alarak kendini yaktı. İşsizlik fonu yağmalanmasaydı, sermayeye peşkeş çekilmeseydi, amacına uygun kullanılsaydı en azından bu gencimiz bugün aramızda olacaktı.'

'KİMSE NE İLE SUÇLANDIĞINI BİLMİYOR'

Gezen'in ardından söz alan HDP Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki de KHK'ların Cumhuriyet tarihinin en büyük haksızlıklarından biri olduğunu söyledi. Birçok kişinin neyle suçlandığını bile bilmediğini belirten Tiryaki, 'Yapılan başvurularda bilgi verilmedi, mahkemeler bu davaları görmedi. En son AİHM'ye yapılan başvuru haksız hukuksuz bir şekilde incelenmedi. OHAL Komisyonu kuruldu diye dosyalar geri gönderildi' dedi.

Editör: Haber Merkezi