Artık işyeri hekimliği yapan Akkoç, Başkent’in sorularını yanıtlarken fotoğrafın kendisi için iz bırakmak anlamı taşıdığını ifade etti. Çeşitli fotoğraf sergilerine de katılan Akkoç, fotoğraf ile ilgili olarak “Fotoğraf, yunanca photo: ışık ve Latince graph yani iz bırakmak sözcüklerinden oluşmuştur. Anlam olarak, ışık yardımıyla iz bırakmak anlamına gelir. Sanat ise, yaratıcılık ve hayal gücünün ifadesi olarak tanımlandığında,  her fotoğrafın iz olmayacağı gerçeği ortaya çıkacaktır. Yaratıcılığınızı ve hayal gücünüzü kullanmadığınız sürece çekeceğiniz fotoğraflar sıradan olmaktan kurtulamayacaktır. Bu nedenle fotoğraf serüvenimin daha uzun süreceğini düşünüyorum. Fotoğrafta daha gidilecek çok yol olduğuna inanıyorum. Ben henüz yorulmadım. Her defasında keyifle deklanşöre dokunuyorum. Bunu önemsiyorum” diye konuştu.

  • Kendinizden kısaca bahseder misiniz?

1958 Mersin doğumluyum. Evliyim ve 2 çocuğum var. 30 yıllık Kalp-Damar Cerrahisi deneyimim var. Bu 30 yılda gece gündüz çalışarak mesleğimi yaptım. Mesleğimi ve hastalarımı hep birinci planda tuttum. Bu nedenle sosyal yaşantım ikinci planda kaldı.  Son 10 yıl içinde resim, tüplü dalış, yüzme, kayak ve Arjantin tango ile ilgilendim. Hepsi amatörce idi, ancak her birinin hayatıma ayrı ayrı bir çok şey kattığına inanıyorum. Bundan sonra fırsat bulabilirsem müzik ve yoga hedeflerim arasında. 12 yıldır fotoğrafın içindeyim. Fotoğraf benim için, çok yoğun çalıştığım dönemlerde nefes alma alanı oldu. Fotoğraf çekemediğim dönemlerde fotoğraflarımı düzenledim. Adeta dinlendiriyordu. Son birkaç yıldır fotoğrafa daha fazla zaman ayırabiliyorum. Bundan sonra fotoğraf ile ilgili projelerimi daha kolay gerçekleştireceğimi ümit ediyorum.

  • Fotoğrafa adım atma hikayenizi anlatır mısınız?

Yıllarca elimize geçen fotoğraf makinesiyle çektiğimiz ve 36 pozluk filmleri fotoğraf stüdyolarında karta bastırdığımız dönemlerden sonra, bu amatörce uğraşı bana yetmemeye başladı. Yine bu işe meraklı bir arkadaşımla birlikte eğitim almaya başladık. Artık fotoğrafı daha çok sevmeye başladım. İlk başlangıç için iyi sayılabilecek bir fotoğraf makinesiyle başladım. Bu uğraşının olmazsa olmazı güncel bir bilgisayarımda vardı. Bu konudaki eğitimler bir yandan devam ederken, usta fotoğrafçıların fotoğraflarını inceledim. Ancak o zaman bu işin çok kolay olmayacağını anladım. Bana göre fotoğrafla uğraşıyorsanız, okyanusta yüzüyor gibisiniz. Her çektiğiniz yeni fotoğraf sizi 2 kulaç daha ileri götürüyor, aynı durumu cerrahlar da yaşıyorlar aslında. Çok ameliyat yapan cerrah, daha iyi ameliyat yapıyor. Kendini daha çabuk güncelliyor. Fotoğrafta daha gidilecek çok yol olduğuna inanıyorum. Ben henüz yorulmadım. Her defasında keyifle deklanşöre dokunuyorum. Bunu önemsiyorum.

Ozkfy

“FOTOĞRAF KANIT MIDIR?” 

  • Sizce fotoğraf çekmek ne anlama geliyor?

Deontoloji de soruya soruyla cevap vermek görgüsüzlük olarak kabul edilir. Ancak benim bu konudaki görüşümü daha iyi anlatacağını bildiğim soruyu sormak istiyorum; Fotoğraf kanıt mıdır, iz midir?. François Soulages “Fotoğrafın Estetiği” kitabında, “Fotoğraf kanıt olsaydı kesinlikle sanat olamazdı” diyor. 1990 yılında usta fotoğrafçı Rosalind Krauss Fotoğrafı “İz” olarak tanımlamıştır. Bende bu fikirdeyim. Fotoğraf, yunanca photo “ışık” ve Latince graph “iz bırakmak” sözcüklerinden oluşmuştur. Anlam olarak, ışık yardımıyla iz bırakmak anlamına gelir. Sanat ise, yaratıcılık ve hayal gücünün ifadesi olarak tanımlandığında,  her fotoğrafın iz olmayacağı gerçeği ortaya çıkacaktır. Yaratıcılığınızı ve hayal gücünüzü kullanmadığınız sürece çekeceğiniz fotoğraflar sıradan olmaktan kurtulamayacaktır.

  • Daha çok hangi alanlarda fotoğraf çekiyorsunuz ve çekmeyi seviyorsunuz?

Fotoğrafın her alanında fotoğraf çekmekten hoşlanıyorum. Ancak “stüdyo da fotoğraf çekmek mi, yoksa doğada veya sokakta fotoğraf çekmek mi” derseniz doğa ya da sokakta fotoğraf çekmek benim için bir adım önde. Stüdyoda fotoğrafı istediğiniz gibi yapıyorsunuz. Önceden yaptığınız plana göre özneyi ve nesneleri hazırlıyorsunuz, yapay ışık ile oynayabiliyorsunuz, istediğiniz gibi çekiyorsunuz ve bir şey kaçırma şansınız yok gibi. Ancak doğa ya da sokağa çıktığınızda neyle karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz. Bu da işin en heyecanlı yanı tabii ki.  Bazen en önemli anı kıl payı kaçırabiliyorsunuz. Belki de o sahne bir daha önünüze gelmeyecek. Ya da günlerce beklemek zorunda kalabilirsiniz. Yılda bir kez yapılan bir festivalde kaçırdığınız yada yanlış pozladığınız sahneyi tekrar çekmek için bir yıl beklemek zorunda kalabilirsiniz. Ertesi yıl o festival herhangi bir nedenle yapılmazsa, Eyvah ! En sevdiğim alanlar, doğa fotoğrafçılığı, portre fotoğrafçılığı, sokak fotoğrafçılığı, astro-fotoğrafçılık. (Doğada çektiğim bir fotoğrafım Ankara Tabip Odasının 2024 yılı takvimi Kasım ayı sayfasında yer aldı).

  • Bugüne kadar hangi sergilerde yer aldınız?

Bugüne kadar belgesel, sokak, portre, tarihi eserler, Ankara, çoklu pozlama, rüya, still-life ve toprağa dair konularda fotoğraflarımla, yine resim ağırlıklı ressamların yer aldığı 2 sergiye de resimlerimle katıldım. Özellikle ressamlarla katıldığım sergiler benim için çok farklı deneyim oldu. Her yıl Ankara Tabip Odasının Tıp Bayramında düzenlediği sergiye de hem fotoğraf, hem de resimlerimle katıldım.

  • Sergilerde yaşadığınız ilginç anlar oldu mu?

Elbette. Bu sergilerin içinde benim için en ilginç olanlarından birincisi, kalp ameliyatının tüm aşamalarını 9 fotoğrafla anlattığım belgesel karma sergide yaşadığımdır. Sergiyi gezen misafirlerimizden bir hanımefendi, “Ben ameliyattan çok korkuyorum, ancak bu fotoğraflara baktığımda hiç korku hissetmedim” demesiydi. İnsanları korkutmadan konuyu vurgulamak bu sergiye katılırken hedeflerimden biriydi. İkincisi ise, rüya konulu sergide fotoğraflarımı inceleyen bir misafirimizin “Ben bu rüyayı gördüm” demesi oldukça ilginçti.

  • Kişisel fotoğraf sergisi açmak gibi hedefleriniz var mı?

Kişisel fotoğraf sergisini her fotoğrafçı açmalı. Bugüne kadar bu konuya yeterince zaman ayıramadığım için mümkün olmadı. Ancak yapmak istediğim birkaç proje ile ilgili olarak gerçekleştireceğimi ümit ediyorum. Gerçekleştirebilirsem size de mutlaka haber veririm.

  •  Fotoğraf sanatıyla ilgilenmek isteyenlere önerileriniz var mı?

Fotoğraf sanatıyla ilgilenmek isteyenlere şunu söylemek isterim: Fotoğraf gezdirir, gittiğiniz yerlerde detayları keşfedersiniz. İyi bir araştırmacı olursunuz, sabretmeyi öğrenirsiniz. Alabileceğiniz en iyi fotoğraf makinesini alın. Gerekirse arabanız bir model düşük olsun, ancak fotoğraf makineniz en iyisi olsun. Çünkü bir süre sonra pişman olabilirsiniz. Güncel bilgisayarınız mutlaka olsun. Deklanşöre mümkün olduğunca fazla basmaya çalışın. Hem fotoğraf makinenizi kısa sürede tanırsınız, hem de fotoğrafın bu uzun yolculuğunda daha fazla mesafe kat edersiniz. Yaratıcılığınız ve hayal gücünüzü ilk günden itibaren (en başından) kullanmanızı öneririm.

Muhabir: Zehra ŞAHİNDOKUYUCU