Kolejden kiliseye: Azize Tereza Kilisesi
1916 Büyük Ankara Yangınına kadar Aziz Klement Fransız Koleji olarak kullanılan ve yangından sonra tekrar inşa edilen yapı günümüzde Azize Tereza Kilisesi olarak Katolik Hristiyanların ibadetine ev sahipliği yapıyor.
Azize Tereza Latin Katolik Kilisesi binası, Ankara’nın Ulus semtinde, Kardeşler sokakta bulunmaktadır. Binanın tarihi 1905 yılına dayanmaktadır. O dönem Hristiyan Okulların Kardeşleri yönetimindeki Aziz Klement Fransız Koleji’ne ev sahipliği yapan bina ve çevresi 1916 yılında çıkan büyük yangın sırasında yanarak kullanılamaz hale gelmiştir. Yangının ardından geriye binanın sadece bir suru geride kalmıştır. Dönemin Fransızca öğreten rahiplerinin uğraşıları sonucu sokağa kardeşler adı verilmiştir. Yanan Aziz Clement Koleji’nin enkazı üzerine Ekim 1928'de Fransız Cumhuriyeti'nin armasını taşıyan ve zemin katında Fransa Büyükelçiliği Kançılaryasını, birinci katında Büyükelçilik salonunun içerisinde küçük ve kısmî bir şapeli barındıran bir bina inşa edilmiştir.İlk yıllarda Fransa Sefiri burada otursa da sonraki zamanlarda bina 1962 yılına kadar dairelerini küçük bir Fransız okuluna devretmiştir. Böylece Fransa Sefiri başka yerde ikamet etse de bina, içindeki şapeliyle beraber kısa bir dönem Fransız okulu olarak hizmet vermeye devam etmiştir. Özetle bu devirden önce yeni binanın zemin katı Fransız Büyükelçiliğinin Kançılaryası, daha sonra Fransız Sefirinin ofisi ve ikametgahı ve nihayet devirden sonra 1962 yılına kadar da Fransız İlkokulu olarak hizmet vermiştir. Birinci kat ise Ekim 1928'de Büyükelçiliğin salonu -ve kısmî şapel- olarak inşa edilmiş olsa da sonraları Assumptionist rahip Ludovic Marseille tarafından tamamen "Fransa Büyükelçiliği Şapeli"ne dönüştürülmüştür. Ve 3 Şubat 1929’da Assumptionist Rahip Ludovic Marseille’nin takdisiyle kutsanarak ilk ayin Fransızca olarak kutlanmıştır. Kilise binası 12 Nisan 1980'de 1. derece kentsel sit alanı olarak tescillenmiştir.[2] Kilise tarihi olmakla beraber başta birinci kattaki şapel olmak üzere 2002 yılında tamamen restore edilen kilisede günümüzde Cizvit rahipler bulunmaktadır.
Ana mozaik Kapadokya kiliselerinden bir alıntı yapan Fransız artist Hervé Vital tarafından yapılmıştır. Ana mozaiğin sağ tarafında iki büyük kral; Mesih’in onun soyundan geleceği vaat edilen Davut ve Kutsal Tapınağı yapan Süleyman tasvir edilmiştir, bu iki büyük kral bizlere bakmamız için, solda mezardan çıkarak, diriliş ışığına çağıran İsa’nın eline uzanan Adem ve Havva’yı işaret etmektedir.
Sol tarafta kollarında Çocuk İsa ile Kutsal Bakire, sağ tarafta bir elinde İncil’i tutan ve diğeriyle kutsayan Mesih bulunuyor. Bu iki mozaiğin oldukça yumuşak renkleri, kilisenin aydınlık renkleri ile tam bir bütünlük sağlıyor. Mozaiklerinin her birinin önünde birer sabit mumluk müminlerin umutlarına ve dualarına eşlik eden küçük ışıkları kabul ediyor.
Eski Ahitteki kurbanları hatırlamak için sütun başlıkları 4’er koç başı ile, ekmek ve şarap ise Yeni Ahit’in kurbanın kutlanmasını hatırlamak için tavan köşeleri buğday ve üzüm salkımları ile süslenmiş.
Şapelin ışığı, sütunların yan tarafındaki vitraylara bağlıdır. Bu vitrayların altısı, 1914 yılında D.P. Dagrant tarafından Bordeaux’da yapılmıştır. Eski İzmit Fransız Koleji’nin şapelindeydiler ve bu okulun 1920’de kapanması üzerine Kadıköy’de muhafaza edildiler. 1952’de şu an bulundukları yerlerine monte edildiler. Seriyi tamamlamak için aynı stilde diğer dört vitray Floransa’da yapıldı ve aynı zamanda kiliseye monte edildi.
AZİZE TEREZA KİMDİR?
Lisieux’un Tereza’sı silik bir genç, idealist Karmelit rahibesi olduğu halde en çok sevilen azizlerden birisi haline geldi. Tereza, Louis ve Zélie Martin’in kızıydı. Dört yaşında iken, mutlu çocukluğu Zélie’nin ölümü ile bozuldu. Bu olaydan sonra Tereza’nın büyük ablası olan Pauline onun imanının gelişiminin sorumluluğunu üstlendi. Pauline 1882 yılında, Tereza’nın içinde aynısını yapma ateşini yakarak Lisieux’taki Karmelit rahibe manastırına girdi.
Tereza’nın ondördüncü yaşı hayatı için dönüm noktasıydı. Kardeşi Mary de rahibelerin manastırında Pauline’e katıldı. Ve genç azize noelde, kendisinin “dönüşümü” olarak nitelendirdiği bir deneyim yaşadı. Daha sonra “Bir ruhun öyküsü” adlı otobiyografisinde, Tereza o halini bir depresyon ve aşırı hassasiyet olarak tanımlamıştır.
Sonraki yıl episkopos, henüz genç olmasına rağmen Tereza’nın Lisieux’taki Karmelit manastırına girmesine izin verdi. Tereza çocukluktan itibaren misyoner ve iman şehidi olmak istedi. Ama kısa bir süre sonra her iki seçeneğinde manastıra kapanmış bir rahibe için mümkün olmadığını anladı. Böylece Kutsal Ruh’u aramaya koyuldu ve başka bir yoldan iyi işler yapmak için Kutsal yazıları taramaya başladı:
Tereza 1897 yılında misyoner olma hayalinin gerçekleşmek üzere olduğunu düşündü. Şu anda Vietnam’da bulunan Hintçini Hanoi’deki Karmelitler Tereza’yı kendilerine katılmaya davet etti. Fakat Kutsal Cuma günü sabah erkenden ağzından kan gelmeye başladı. Ve 30 Eylül 1897’deki hayatını almadan önce aylarca ona eziyet edecek olan verem hastalığına yakalandığı anlaşıldı.
Tereza her koşulda sevgi işlerini yapmayı öğrendi. Bu keşfettiği iman şehitlerinin ve azizlerin imanının ateşinin yakacağıydı. Bu onun mükemmeliyete ulaşmaktaki “küçük yolunun”, kalplerimizi ele geçiren sırrıydı. Azize Tereza 1925 yılında Azize ilan edildi.
Fotoğraf: Muhammed Ali YAHŞİ
1916 Büyük Ankara Yangınına kadar Aziz Klement Fransız Koleji olarak kullanılan ve yangından sonra tekrar inşa edilen yapı günümüzde Azize Tereza Kilisesi olarak Katolik Hristiyanların ibadetine ev sahipliği yapıyor.