Ebedi Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya adım attığı 27 Aralık 1919 tarihi, yalnızca bağımsızlık mücadelesi için değil, Ankara’nın Cumhuriyet'in kalbi haline dönüşmesi açısından da bir dönüm noktası oldu. Yoksul bir kasabadan Cumhuriyet’in modern başkentine dönüşen Ankara, ilk Atatürk Anıtı’na ise Gazi Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişinden yaklaşık sekiz yıl sonra, 4 Kasım 1927’de kavuştu.
Ağustos 1926'da Maarif Vekaleti tarafından, Atatürk’ün at üzerinde, ayakta ve büst olarak tasvir edileceği üç heykeli tasarlayacak heykeltraşı seçmek adına bir yarışma düzenlendi. Aralarında Avrupa'nın önde gelen heykeltraşların projelerinin de yer aldığı yarışmayı İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica kazandı. Canonica’nın tasarladığı Atlı Heykel Anıtı, Roma'da özel bir döküm süreciyle üretildi. Kaideyi süsleyen Kurtuluş Savaşı’nı anlatan kabartmalar ise Venedik’te hazırlandı. Ancak bu kabartmalar anıtın açılışına yetiştirilemeyerek daha sonraki bir tarihte yerleştirildi.
Anıt, Cenova'dan vapurla İstanbul'a ardından da tren yolu ile Ankara'ya getirildi. 29 Ekim 1927’de kaide üzerine yerleştirilirken, resmi açılış 4 Kasım 1927’de Başbakan İsmet Paşa, Meclis Başkanı Kâzım Paşa ve Belediye Başkanı Asaf Bey’in katılımıyla gerçekleşti. Törende, Belediye Başkanı Asaf Bey bir konuşma yaptıktan sonra İsmet Paşa kurdeleyi keserek anıtı halkın ziyaretine açtı.
Atlı Atatürk Anıtı, dört tarafı Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in doğuşunu anlatan kabartmalarla süslenmiş bir kaide üzerinde yükseliyor.
Kırmızı mermerle çerçevelenmiş kaidenin üstünde, mareşal üniforması ve peleriniyle Atatürk, hareket halindeki bir at üzerinde tasvir edilmiş. Atın sağ ön ayağı havada, diğer üç ayağı yere basar şekilde betimlenerek dinamik bir duruş sergiliyor.
Atatürk, heykelde sakin bir yüz ifadesiyle, sağ eli yana uzanmış ve sol eliyle atın dizginlerini tutarken betimlenmiş.
Mareşal üniformasıyla zafer kazanmış bir komutan olarak tasvir edilen Atatürk’ün figürü, anıtın hem sanatsal hem de tarihsel önemini yansıtıyor.
Kaidenin daha yüksek olan ikinci kademesine geniş profillerle geçilmekte. Bu kısmın iki yan yüzünde birer tane, alçak kabartma, bronz pano monte edilmiş. Bu panoda Sakarya Muharebesi betimlenmiş.
Sağ taraftaki panoda ise arka düzlemde kale, sol üst köşeden başlayarak panonun yaklaşık üçte birine yayılan bir güneş betimlemesi görülmekte. Kale ile gösterilen şehir Ankara. Savaşın kazanılması ile birlikte Ankara'nın üzerine doğan güneş ise özgürlük ve barışı yansıtmakta.
Kaidenin alt kısmındaki mermer süslemelerde, zafer çelenkleri ve bunların arasında işlenmiş kılıç figürleri yer alıyor.
Ön yüzün sağ kısmındaki madalyonda bir zafer sahnesi betimlenmiş. Atatürk, Başkomutanlık Medyan Muharebesi'nde giydiği kalpaklı mareşal üniforması ile görülmektedir. Esir düşman komutanı, Trikopis kılıcını Atatürk'e teslim etmekte.
Sol kısımdaki madalyon Türk gençliğinin muzaffer komutana teşekkür ve sevgi sunuşunu ifade etmektedir. Burada, üstü açık arabasının içinde oturan Atatürk'e buket sunan çocuklar ile arka planda coşku içindeki halk betimlenmiş.
Arka yüzün sağ tarafındaki madalyonda, ön düzlemde, merkezde Atatürk karşısındaki erkek figürü ile el sıkışırken gösterilmiştir. Çeşitli düzlemlere yerleştirilen sekiz erkek figürü olayı seyretmekte.
Sol taraftaki madalyonda ise Atatürk, I. Meclis binası içinde kürsüde konuşurken betimlenmiş.
Bu detaylar, Atlı Atatürk Anıtı’nı sadece bir sanat eseri değil, aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nın ve Cumhuriyet’in simgesi haline getirmiş.
Atlı Atatürk Anıtı, 97 yıldır estetik ve tarihi değerinin yanı sıra Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini ve Cumhuriyet’in temellerini simgeleyen bir eser olarak önemini koruyor.
Atlı Atatürk Anıtı, 97 yıldır estetik ve tarihi değerinin yanı sıra Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini ve Cumhuriyet’in temellerini simgeleyen bir eser olarak önemini koruyor.
Atlı Atatürk Anıtı, 97 yıldır estetik ve tarihi değerinin yanı sıra Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini ve Cumhuriyet’in temellerini simgeleyen bir eser olarak önemini koruyor.