Ankara’nın kültür mirası: Roma Hamamı
Roma Hamamı, içerisinde yer alan mezar stelleri, kitabeler ve mimari parçalardan oluşan alanlarıyla Ankara'nın en önemli kültürel mirasları arasında yer alıyor.
Roma İmparatoru Caracalla'nın milattan sonra 212-217 yıllarında Sağlık Tanrısı Asklepion adına yaptırdığı Roma Hamamı, Ankara'nın tarihi merkezlerinden Ulus'ta bulunuyor. Açık Hava Müzesi ve Ören Yeri, aynı zamanda Roma İmparatorluğu döneminde yapılan en büyük hamamlardan biri olma özelliği taşıyor. Yapılan incelemeler sonucunda, ören yerinin sadece hamam değil aynı zamanda bir höyük olduğu, aşağıdan yukarıya doğru Frig, Roma kısmen de Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait yerleşim yeri olarak kullanıldığı ifade ediliyor. İlk olarak 1937'de Prof. Dr. Remzi Oğuz Arık'ın tarafından yapılan kazılar sonucunda höyüğün Frig ve Roma devri katları ortaya çıkarıldığı, bu kazılar sonucunda ortaya çıkarılan Hamam binasının ise 1939-1943'te yapılan kazılarla da tamamen gün yüzüne çıktığı biliniyor. 1997-2001'de çalışmaların yapıldığı Roma Hamamı’nda çalışmaların sonucunda açık hava müzesi görünümüne kavuşturulan tarihi mekanda, başkentin farklı bölgelerinden getirilen yaklaşık bin eser, mezar stelleri, kitabeler ve mimari parçalar ziyaretçiler için sergileniyor. Roma Hamamı'nın girişi, sütunlu bir revak kalıntısının çevrelediği spor alanına açılıyor. Bu avluda 128 mermer sütun ve Roma döneminde Ankara'dan toplanan yazıtların oluşturduğu zengin bir koleksiyon sergileniyor. Yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkarılan hamam binasında, "Palaestra" adı verilen beden eğitimi ve güreş yapılan bir merkez ile kapalı hamam kısımları bulunuyor. Hamama su kaynağı sağlayabilmek için 40 kilometre uzaklıkta bulunan Elmadağ'dan taş bloklarla su taşınarak yaklaşık 100 bin kişiye hizmet verildiği biliniyor.
Fotoğraf: Muhammed Ali YAHŞİ