İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Baltacı, 8 Eylül Dünya Fizyoterapi Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada fizyoterapinin sağlık alanına sunduğu katkılar ve yaşam kalitesinin yükseltilmesindeki rolüne ilişkin değerlendirmede bulundu.
Fizyoterapi rehabilitasyon ve tedavi hizmetlerini uygulayan dinamik bir disiplindir
Fizyoterapinin koruyucu bakım, rehabilitasyon ve tedavi hizmetlerini içeren multidisipliner bir alan olduğunu belirten Baltacı, “Fizyoterapi, hastalara en yüksek standartta bakım sağlamak için kas-iskelet sistemi, kardiyopulmoner, nörolojik veya ortopedik problemler sonucu gelişen hareket kabiliyetinin artmasına ve ağrının yönetilmesine yardımcı olan koruyucu bakım, rehabilitasyon ve tedavi hizmetlerini uygulayan dinamik bir disiplindir. Bireyselleştirilmiş, kanıta dayalı ve hasta merkezli bir yaklaşım benimseyen fizyoterapistler, bireylerin yaralanmalardan kurtulmasına, kronik hastalıkları yönetmesine ve fiziksel sağlıklarını optimize etmesine yardımcı olur” diye konuştu.
Fizyoterapi kişiye özeldir
“Fizyoterapinin temel prensiplerini anlamak, hastaların kendi iyileşme yolculuklarına aktif olarak katılmalarını sağlar, optimal iyileşmenin ve daha iyi bir yaşam kalitesinin sırlarını açığa çıkarır” diyen Prof. Dr. Gül Baltacı, fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamalarının kişiye özel egzersiz ve uygulamaları kapsadığını söyledi. Baltacı, “Fizyoterapi ve rehabilitasyon kişiye ve/veya hastaya özel egzersizlerin, manuel terapinin ve manipülasyonun, traksiyon, eğitim gibi mekanik cihazların, ısı, soğuk, elektrik, ses dalgaları, radyasyon, yardımcı cihazlar, protezler, ortezler ve diğerlerini içeren elektro fiziksel modalitelerin reçete edilmesini veya bunlarla ilgili bireyselleştirilmiş değerlendirme ve kanıta dayalı fizyoterapi uygulamalarını içermektedir” şeklinde konuştu.
Fizyoterapi hastalıkların önlenmesini de hedefliyor
Fizyoterapi ve rehabilitasyon alanının sadece hastalıkların tedavisi değil, hastalıkların önlenmesi ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi için birtakım uygulamaları da içerdiğini ifade eden Prof. Dr. Gül Baltacı, “Fizyoterapistler daha sağlıklı ve daha aktif yaşam tarzları için fitness ve sağlıklı yaşam odaklı programlar geliştirerek, bireylere ve toplumlara maksimum hareket ve fonksiyonel yeteneği geliştirmek, sürdürmek ve geri kazandırmak için hizmetler sağlayarak, hareket kaybı meydana gelmeden önce bireylerle birlikte çalışır. Buna yaşlanma, yaralanma, hastalık veya çevresel faktörler nedeniyle hareket ve fonksiyonun tehdit altında olduğu durumlarda tedavi sağlanması da dahildir. Fonksiyonel hareket, sağlıklı olmanın merkezinde yer alır” diye konuştu.
İş gücü ve işteki verimin artmasına katkıda bulunuyor
Fizyoterapistlerin sağlıklı kişilerde sağlığın devam ettirilmesi, hareketliliğin artırılması ve yaşam kalitesinin sürdürülebilmesi için gerekli egzersiz reçetesini çizdiğini ve uyguladığını kaydeden Prof. Dr. Gül Baltacı, “Bu uygulamaların tümü sadece yaşam kalitesinin artırılması değil, aynı zamanda iş gücü ve işteki verimin artırılmasına olanak sağladığı için ülke ekonomisine katkı sağlayacak böylece hastalıktan uzak sağlıklı nesiller ve toplumlar gelecektir” dedi.
Birçok uzmanlık alanıyla bağlantılı çalışıyorlar
Fizyoterapinin birçok uzmanlık alanıyla bağlantılı çalıştığını belirten Prof. Dr. Gül Baltacı, “Fizyoterapi olarak da bilinen fizik tedavi, bir sağlık mesleğinin yanı sıra hasta eğitimi, fiziksel uygulamalar, hastalıkların önlenmesi ve sağlığın teşviki yoluyla sağlığı geliştiren, koruyan veya iyileştiren fizyoterapistler tarafından sağlanan bakımdır. Fizyoterapistler, kas-iskelet sistemi, ortopedi, kardiyopulmoner, göğüs hastalıkları, nöroloji, nöroşirurji, onkoloji, romatoloji, üroloji, endokrinoloji, spor hekimliği, geriatri, pediatri, kadın sağlığı, veterinerlik, halk sağlığı, yanık ve yara bakımı gibi birçok uzmanlık alanı içeren klinik ortamlarda çalışabilmektedir. Klinik uygulamalara ek olarak araştırma, eğitim, konsültasyon ve sağlık yönetiminde görev alırlar. Fizik tedavi, birinci basamak tedavisi olarak veya diğer tıbbi hizmetlerin yanında veya bunlarla birlikte sağlanır” diye konuştu.
Çalışma alanları çok geniş…
Fizyoterapistlerin özel fizik tedavi klinikleri, ayaktan tedavi klinikleri veya merkezleri, sağlık ve sağlıklı yaşam klinikleri, rehabilitasyon hastanesi tesisleri, huzurevleri ve bakımevleri, geriatri merkezleri, eğitim ve araştırma merkezleri, okullar, endüstriyel alanlar, fitness merkezleri ve spor kulüpleri gibi birçok ortamda çalıştığını belirten Prof. Dr. Gül Baltacı, bugün dünyada Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, İngiltere, Avusturalya, Hollanda gibi sağlık yasalarının kabul edildiği birçok ülkede fizyoterapistler hastaları doğrudan kabul edebilir ve tedavi programlarını planlayabilirler” diye konuştu.
Dünya Fizyoterapi Günü neden kutlanıyor?
1951 yılında kurulan fizyoterapinin tek uluslararası örgütü olan Dünya Fizyoterapi Konferederasyonu’nun (World Physiotherapy Confederation) 128 üye kuruluşu aracılığıyla dünya çapında 600 binden fazla fizyoterapisti temsil ettiğini kaydeden Prof. Dr. Gül Baltacı, “Dünya Fizyoterapisinin vizyonu, fizyoterapiyi ileriye taşımak, böylece mesleğin sağlık ve refahı iyileştirmedeki önemli rolü nedeniyle küresel olarak tanınmasını sağlamaktır. 8 Eylül fizyoterapistlerin topluma yaptıkları önemli katkı hakkında farkındalık yaratmak, insanların hareketli, sağlıklı ve bağımsız olmalarını sağlamak için Dünya Fizyoterapi Günü olarak 1996 yılından beri kutlanmaktadır” dedi.
Bu yılki tema: Bel Ağrısı ve Önlenmesinde Fizyoterapinin Rolü ve Yönetimi
Her yıl Dünya Fizyoterapi Konfederasyonu tarafından bir sağlık temasının konu olarak seçildiğini ve temaya özgü mesajlar ve bilgilendirmelerin topluma sunulduğunu belirten Prof. Dr. Gül Baltacı, “Bu yıl 2024 teması olarak ‘Bel Ağrısı ve Önlenmesinde Fizyoterapinin Rolü ve Yönetimi’ belirlenmiştir. Bel ağrısı dünya çapında engelliliğin önde gelen nedeni olduğu için fizyoterapistlerin de kas-iskelet sistemi, ortopedi ve sporcu sağlığı ile ilgili fizyoterapi ve rehabilitasyon uyguladıkları birinci hasta grubunu oluşturmaktadır” dedi.
Türkiye’de fizyoterapistlerin gelecekte özlük ve meslek haklarını alabilecekleri ve daha refah ortamlarda çalışabileceklerini ümit ettiklerini belirten Prof. Dr. Gül Baltacı, daha sağlıklı yarınlar için herkesi daha aktif olmaya ve fizyoterapistlerle egzersiz yapmaya davet ettiklerini sözlerine ekledi.