Siyaset

Filistin halkını topyekun cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkes uzak durmalı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsani yardımların kesilmesi gibi Filistin halkını topyekun cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkes uzak durmalıdır." dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, 14 Mayıs 1950'den sonra 14 Mayıs 2023'te, Cumhuriyetinin kuruluşunun ilk asrını tamamlarken bir kez daha demokrasisinin gücünü tüm dünyaya gösterdiğini belirtti.

"Gazi Meclisimize hürmetsizlik ediyorlar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin, kuruluşundan bugüne girdiği her seçimde olduğu gibi, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde de oylarıyla, dualarıyla, destekleriyle yanlarında olan milletin tüm fertlerine, dünyanın dört bir yanındaki tüm kardeşlerine teşekkür etti.

Özellikle deprem bölgesindeki vatandaşların, sırf sandıktaki tercihlerinden dolayı maruz kaldıkları alçakça hakaretler karşısında sergilediği vakur tavrı asla unutmayacaklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kendilerinden başka kimseye tahammülü olmayan faşist zihniyet, bu son hezeyanının bedelini mayıs seçimlerinde olduğu gibi, inşallah 2024 mart mahalli idareler seçimlerinde de ödeyecektir. Anadolu insanının ferasetinden ve basiretinden nasibini almamış olanlar, suçu kendilerinde aramak yerine hala millete yüklemeye kalkıyor. Meclis çatısı altında niçin yer bulamadıklarını sorgulamak yerine, milli iradenin temsilcisi olan Gazi Meclisimize hürmetsizlik ediyorlar. Tercihini ülkesinin ve kendinin geleceği için en doğrusundan yana yapma iradesini gösteren milletin asil evlatlarını aşağılayarak, tahkir ve tahrik ederek iktidara geleceğini sananlar, bir kez daha hüsrana uğramıştır. Kimse, hiçbir partiye ve adaya 'tıpış tıpış oy vermek' mecburiyetinde olmadığını göstermiştir."

"Adamlar bilirim dolduramamış/Dolduramayacak koltuğunu..."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete saygısı olmayanın kendisinin de saygıyı hak etmediğini belirterek, bu konuda Arif Nihat Asya'nın "Adamlar bilirim sönük/Adamlar bilirim çürük/Adamlar bilirim rozetleri/Yüreklerinden büyük. Adamlar bilirim anlamamış/Anlamayacak ne olduğunu/Adamlar bilirim dolduramamış/Dolduramayacak koltuğunu. Sabahlar bilirim, öğlenler/İkindiler, akşamlar bilirim/Ve günlerin gecelerin/Dışında yaşayan adamlar bilirim." dizelerini aktardı.

Sadece günlerin ve gecelerin değil, ülkeye ve millete dair ne varsa her türlü derdin, tasanın, çilenin, gayretin dışında yaşayan adamlar bildiklerini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Seçimden sonra olup bitenleri, verilen koltuk kavgalarını, yapılan kirli pazarlıkları hep birlikte görüyoruz. Allah kimseyi böyle bir duruma düşürmesin diyoruz. Hep söylediğimiz gibi biz beşeri planda milletin gücünden daha büyük güç görmedik, tanımadık, bilmiyoruz. AK Parti'nin 3 Kasım 2002'den 14 ve 28 Mayıs 2023'e kadar girdiği her seçimde bu hakikati bizzat yaşadık. Aynı şekilde vesayetle ve terörle mücadelemizden 15 Temmuz şanlı direnişimize kadar maruz kaldığımız her saldırıda bu hakikati tecrübe ettik."

"Bu bağı ne kadar kuvvetli tutarsak, sandıkta o derece yenilmez oluruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin gücü, milletle olan gönül bağının gücü kadar olduğuna dikkati çekerek, "Bu bağı ne kadar kuvvetli tutarsak, sandıkta o derece yenilmez oluruz. Bu bağı zayıflattığımızda ise kendi elimizle kendi hazin akıbetimizi hazırlamış oluruz." diye konuştu.

AK Parti Genel Merkezi, kadın ve gençlik kolları, milletvekilleri, belediye başkanları, il ve ilçe teşkilatları, üyeleriyle bu gerçeği bir an bile akıllarından çıkarmadan çalışmalarını yürüteceklerini ifade eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Aksi takdirde, yolunu şaşırıp bizden uzağa düşenlere ve onların sığındığı tek parti faşizminin temsilcisi olan partiye benzeriz. Allah sadece bizi değil, herkesi böyle bir kabusun içine düşmekten korusun. Kimseye yar olmamış bu gök kubbede bırakacağımız hoş sedalar ne kadar çok olursa, gelecek nesillerden o derece samimi hayır dua alacağımıza inanıyorum. Sizlerden de çalışmalarınızı bu anlayışla yürütmenizi istiyorum. Önümüzdeki dönemde Türkiye Yüzyılı'nın inşasına vereceğiniz katkılar için şimdiden sizlere teşekkür ediyorum."

Erdoğan, geçen hafta demokrasi şöleni havası içinde gerçekleştirdikleri AK Parti 4'üncü Olağanüstü Büyük Kongresi'nde Merkez Karar ve Yönetim Kuruluna (MKYK), Merkez Disiplin Kuruluna, Parti İçi Demokrasi Hakem Kuruluna, Siyasi Erdem ve Etik Kuruluna seçilenleri tebrik etti.

MKYK'de, Genel Merkezde halen görev üstlenenler dışında milletvekillerine yer vermediklerine dikkati çeken Erdoğan, hem illerindeki yoğun çalışmaları hem Meclis faaliyetleri sebebiyle zaten ağır bir yük altında olan milletvekillerine, seçimlerde ilave görevlendirmeler de yaptıklarını belirtti.

Milletvekillerine seslenen Erdoğan, "Sizler, milletin temsilcisi ve AK Parti Milletvekili konumunuzla, Genel Merkezimizin tüm faaliyetlerinin tabii bir parçası olarak, sıfatların en yücesine sahipsiz." diye konuştu.

MKYK'yi daha geniş bir yelpazeye yayarak, Genel Merkezin temsil alanını genişletme ve ülkenin tamamında daha etkin çalışmalar yürütmesine imkan sağlama düşüncesiyle hareket ettiklerini anlatan Erdoğan, 2024 seçimlerine bu MKYK ve MYK ile hazırlanacaklarını, vakti geldiğinde yapacakları olağan kongrede ise Genel Merkez yönetimini, performans ve temsil odaklı bir anlayışla tekrar gözden geçireceklerini dile getirdi.

Bu süreçteki en önemli kriterlerinin, gelecek yıl mart ayında yapılacak belediye başkanlığı seçiminde elde edilecek sonuçlar olacağını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Mevcut belediyelerimizi daha güçlü bir şekilde elde tutarken, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere yeni şehirlerle milletimizi 'gerçek belediyecilikle' tanıştırana kadar bize durmak, duraksamak yoktur. Sizlerin, mayıs seçimlerinin ardından yaz döneminde de köy köy, mahalle mahalle, ilçe ilçe, şehir şehir dolaştığınızı, hem teşkilatımızla, hem vatandaşlarımızla kucaklaştığınızı biliyorum. Sözüne, şikayetine, talebine kulak verdiğimiz, derdine derman olmak için samimi gayret göstererek gönlüne girdiğimiz her vatandaşımız, bizim için bir kazançtır. Bu süreçte bakanlarımız da 81 vilayetimize adeta çıkarma yaptılar, milletvekillerimiz, teşkilatlarımız ve milletimizle istişareler gerçekleştirdiler. Verimini hep birlikte gördüğümüz şehir buluşmalarımızı devam ettireceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"​​Ne siyasette ne kamuoyunda ne şehirlerimizin gündeminde en küçük bir boşluğa meydan vermeyeceğiz. Unutmayınız, bizim bıraktığımız her boşluk, muhalefetin yalanları ve iftiralarıyla doldurulacaktır. Türkiye'ye 21 yılda asırlık eser ve hizmetler kazandırmış, demokrasi ve kalkınma atılımları yaptırmış, çağ atlatmış bir kadro olarak, bize yakışan neyse onu yapacağız. Muhalefet kadrolarının milletten kopuk, daha çok iç mücadeleye dönük, ülkenin sorunlarına ilgisiz, lakayt, üretken değil çığırtkan tavrı sizleri şaşırtmasın. Bunlar hep böyleydi. Sadece, iyi birer tiyatro oyuncusu oldukları için dışarıya karşı farklı bir duruş ve söylem sergiliyorlardı. Bunların gündeminde sadece belediyelerinin asansörlerine kimin bineceği vardı. Bugün de koltuklarını, çıkarlarını ve siyasi ikballerini korumaktan başka bir dertleri yok."

"Birleşmiş Milletler kürsüsünden bu hakikatleri tüm dünyaya açıkça söyledik"

"Ne bölgenin ne de dünyanın, bölgedeki çatışmaların ve insanlık trajedilerinin sürmesine tahammülü yoktur." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Mesele, sadece oradaki mazlum ve mağdur insanların sorunu değildir. Gelinen nokta itibarıyla mesele, dünyanın tamamının, küresel yönetim ve güvenlik düzeninin, bu konuda sorumluluk ve yetki sahibi tüm kurumların haysiyet sorunudur. Filistin meselesinin çözümsüzlüğe mahkum edilmesinin müsebbiplerinden biri de verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen uluslararası toplumdur. Birleşmiş Milletler ve diğer kuruluşlar, Filistin halkını tek başına bırakmış, ahde vefa göstermemiş, Filistinlilerin hak ve hukukunu koruyamamıştır. Biz bunu yeni söylemiyoruz daha önce Birleşmiş Milletler kürsüsünden bu hakikatleri tüm dünyaya açıkça söyledik."

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 2019'da yaptığı konuşmasının, 1947'den itibaren Filistin ve İsrail'in topraklarında yaşanan değişimi içeren haritanın gösterilmesinin ardından Erdoğan, "Tablo bu. Görüldüğü gibi 1947'deki Filistin, 1947'deki İsrail ve Filistin. Geliyoruz 1949-1967 İsrail ne halde. Geliyoruz şu andaki hale İsrail ne halde, Filistin ne halde. Bölgede bugüne kadar adaletsizliğe göz yuman insanlık, son hadiselerde de iyi bir sınav vermiyor." diye konuştu.

Bölgede etki sahibi aktörlerin sükuneti tesis etme yerine yangına adeta körükle giden kışkırtıcı tavrını esefle karşıladıklarını dile getiren Erdoğan, "Amerika, Avrupa ve diğer bölgelerdeki devletleri, taraflar arasında hakkaniyetli, adil ve insani dengelere dayalı tutumlar almaya çağırıyoruz." dedi.

"Sürprizi karşımızdakilere yaşatmak istiyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hazirandan bu yana AK Parti ile ana muhalefet partisi CHP'nin yaptığı çalışmalara ilişkin bir video izletti. Daha sonra Erdoğan, şunları kaydetti:

"Üstelik tek parti faşizminin temsilcilerinin bu kifayetsiz muhterislik örnekleri yeni de değildir. Milletin önüne çeyrek asır boyunca hiç sandık koymayan, ilk koyduğunda da 'açık oy gizli tasnif' yöntemini kullanan, milletin tercihiyle başa gelmiş Başbakanı asan, darbelere alkış tutan bir zihniyetten söz ediyoruz. Hatırlayınız; rahmetli Menderes, ülke ve millet için ne yaptıysa, bunlara rağmen yaptı. Rahmetli Özal, tarihe damgasını vuran reformlarını bunlara rağmen gerçekleştirdi. Biz de 21 yıldır sessiz devrimlerimizi, kalkınma atılımlarımızı hep bunlara rağmen hayata geçirdik.

Siyaset, şayet siz üzerinize düşenleri hakkıyla yapmazsanız, daima sürprizlere açık bir alandır. Belediye başkanlığı seçimlerinde bu tür sürprizler yaşadık. Önümüzdeki seçimlerde, her şeyi olması gerektiği şekilde yaparak, sürprizi karşımızdakilere yaşatmak istiyoruz. Bu konuda en büyük görev de sizlere düşüyor. Önümüzdeki süreci, 'önce ülkem, önce memleketim, önce partim' anlayışıyla yürütürsek, hep birlikte kazanırız. 'Önce ben, önce benim çıkarlarım, hesaplarım, önceliklerim' diyenlerin ise karşımızdakilerden farkı kalmaz. Bu konuda her birinize güveniyorum, inanıyorum."

"Tarafları itidale davet ediyoruz"

İnsani yardımların kesilmesi gibi Filistin halkını topyekun cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkesin uzak durması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Kullandıkları yöntemler ve sonuçları itibarıyla eleştirilmeye de desteklenmeye de ihtiyacı olan taraflar arasında körü körüne bir tarafın safında yer almak, sadece yaşanan krizi derinleştirmeye yarar. Bunun için Türkiye olarak biz tarafları itidale davet ediyoruz. Bölgedeki savaşın bir an önce durmasını, taraflar arasındaki sorunların görüşmeler yoluyla çözümünü istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Pazartesi gününden itibaren bu doğrultuda pek çok telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, şu bilgileri verdi:

"Aralarında Filistin ve İsrail devlet başkanlarının da bulunduğu devlet ve hükümet başkanı seviyesinde 8 telefon görüşmemiz oldu. Sayın Abbas ve Sayın Herzog'a aklıselimle devlet aklıyla suhuletle hareket etmeleri tavsiyesinde bulunduk. Dün gece Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ve Birleşmiş Milletler Genel Sekteri Sayın Guterres'le de bu konuyu değerlendirdik. Çatışmaların derinleşmesinin ve yayılmasının önüne geçilmesi noktasında gereken desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Bölgemizi içine girdiği bu anafordan süratle çıkarmak için, Türkiye olarak, arabuluculuk ve adaletli hakemlik dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. İnşallah bu tavrımızı sonuna kadar muhafaza edeceğiz."

Son dönemde tüm bölge ülkeleriyle tesis ettikleri yakın diyaloğu barışın tesisi için kullanacaklarını belirten Erdoğan, "Ne Gazze'de ne İsrail'de ne Suriye'de ne Ukrayna'da artık çocuklar, siviller, masum insanlar ölmesin, daha fazla kan akmasın istiyoruz. Bu son hadiselerle birlikte 'Dünya beşten büyüktür' ifadesiyle dile getirdiğimiz tespitimizin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gördük. İnşallah bundan sonra bu itirazımızı daha gür bir sedayla seslendireceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

"Harem-i Şerif'in statüsüne saygı göstermeyen hiçbir adımı kabul etmeyeceğiz"

Bölgeye kalıcı huzur ve barışın ancak meşruiyeti Birleşmiş Milletler kararlarına dayanan, 1967 sınırlarında ve coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve tüm dünya tarafından tanınmasıyla gelebileceğinin altını çizen Erdoğan, bunun dışında yol aramanın, bunun dışında hevesler peşinde koşmanın sadece daha fazla yıkım, daha fazla gözyaşı ve can kaybı demek olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üç semavi dinin kutsal mekanlarını bünyesinde barındıran Kudüs'ün mahremiyetine, Mescid-i Aksa'nın içinde yer aldığı Harem-i Şerif'in statüsüne saygı göstermeyen hiçbir adımı ve tasarrufu kabul etmedik, etmeyeceğiz." dedi.

İsrail'in, bir devlet olarak varlığını sürdürebilmesi ve vatandaşlarının güvenliğini güvence altına alabilmesinin ancak bu şekilde mümkün olacağını kaydeden Erdoğan, "Aksi takdirde, geçtiğimiz cumartesi gününden beri yaşanan hadiseler son olmayacağı gibi bunu çok daha büyük trajedilerin izlemesi de kaçınılmaz hale gelir. Biz ne İsrail'in ne Filistin'in ne de bölgemizin böyle bir kısır döngüye sürüklenmesini asla arzu etmiyoruz." diye konuştu.

"Rabb'im ülkemize, bölgemize ve dünyaya daimi huzur, barış, esenlik nasip eylesin." temennisinde bulunan Erdoğan, yeni yasama yılındaki çalışmalarında milletvekillerine başarılar diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını tamamlamasının ardından AK Parti TBMM Grup Toplantısı basına kapalı devam etti.