Günlük ya da süreli, yazılı, görüntülü, sesli elektronik veya dijital basın ve yayın organında, kadrolu, sözleşmeli ya da telif karşılığı, haber alma, işleme, iletme veya görüş, fikir belirtme görevi üstlenen ve asıl işi ile başlıca geçim kaynağı bu olup, çalıştığı işletme ile ilgili yasalar karşısındaki konumu bu tanıma uygun olanlar gazeteci olarak tanımlanıyor.
42 yıllık gazeteciyim. Bu nedenle etrafta olan biteni takip etmeye çalışırım. Önce yerel gazete ve dergilerde yazmaya başladım. İktisat Fakültesi’ndeki öğrenciliğim sırasında Gazetecilik Enstitüsü’nden de diplomam olsaydı diye hayıflanırdım kendi kendime.
Ağırlıkla gazetecilikte kullanılan bir terim olmasına karşın günlük hayatta; siyasette, hukukta, bir iş asla sonuçlandırılmaz veya bir kimse bir işi yaptıktan sonra işin bıraktığı pislikleri temizlemezse yaptığı haberin takipçisi olmayan gazeteci için de durum aynı. Böylesi bir durumda bunun adı gazetecilik olmaz.
Fikr-i takip yapılan bir haberin sonrasında o konuyla ilgili tüm gelişmeleri takip etmek manasında kullanılır. Bir olaydaki gelişmeleri izleme ve duyurma anlamındadır. Siyasette olduğu kadar, habercilikte de kullanılır. Sadece gazetecilikte değil; uzun soluklu ve sabır gerektiren bütün işleri layıkıyla tamamlamak için kişide bulunması gereken özelliği tanımlamak için de geçerlidir. Gazetelerde yığınla “köşe yazarı”,‘‘yorumcu’’ var kuşkusuz. Örneklemek gerekirse en basitinden bir cinayet, ya da katliam haberi... İlk haber verilir ve sonrasındaki gelişmeler kısa zaman aralıklarıyla izlenir ve duyurulur. Sonrasında uzun zaman içinde bu konu adli yönüyle izlenir ve okura, izleyiciye ulaştırılır. Aslında bir haberi sonuna kadar götürmektir konunun özü.
Bilgi ve haber ile özgür düşünce, herhangi bir ticari mal ve hizmetten farklı olarak toplumsal nitelik de taşır. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir. Gazetecinin özgürlüğünün içeriğini ve sınırlarını, öncelikle sorumlulukları ile meslek ilkeleri belirler. Gazeteci; halkın bilgi edinme hakkı uyarınca, haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüğünü kullanırken kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorundadır.
Hatta gazetecilikte her olay toplumsal bir eylem olup hep başkalarının hayatını da ilgilendirdiği için fikr-i takipsizliğin sonuçları korkunçtur. Doğu dünyasının en olumsuz özelliklerinden biridir bu. Bu nedenle topluma, çocukluktan başlayarak herkese, çevreye karşı bir işi yaptıktan sonra sonuna kadar götürmenin ne olduğu hakkında eğitim verilmelidir.
Gazeteciliği öğretenler 5N kuralı ile birlikte yazdıklarımızın takibinin de ne kadar önemli olduğunu ifade ettiler hep. Büyük resmi görebilmek ve taşları zamanında yerine koyabilmek fikri takip yeteneği olan insanların maharetidir. Bir işi başlatmak için bir fikre sahip olmak gerekiyor. Doğru fikri bulmak o fikrin arkasında durmak, istek ve şevk ile başlayan işleri aynı heyecanla devam ettirip neticelendirmek çok önemli. Zira toplumların ve kişilerin de başarısı başlatılan işleri gerektiği gibi sonuçlandırmaktan geçer.
Her işi gereğini yapmadan Allah’a havale etmek cahilliktir. Önce kul gereğini yapacak, takip edecek; sonra Allah’tan doğru kararları vermesi için yol göstermesini dileyecek. Saldım çayıra mevlâm kayıra anlayışı ile sorumluluktan kaçmak insana ve topluma yapılan en büyük haksızlıktır. Aman bana ne, birileri ilgilenir, bana mı kalmış, diyerek kenara çekilmek vatandaşlık sorumluluğundan kaçmak demektir ki bugün ülkemizde yaşadığımız en büyük sorunlardan birinin adı adam sendeciliktir. Bütün amacım savunduğum fikirlere sahip çıkarak, adım adım sonuca giderken her ayrıntının bilgisine ulaşarak yurttaşlık görevimi yerine getirmektir.