Nursel DİLEK MANAVBAŞI
Mimar Sinan Mahallesi, Alparslan Türkeş Bulvarı, Ezgi Apartmanı, Kahramanmaraş…
6 Şubat’ta meydana gelen 7,4 şiddetindeki depremde resmi rakamlara göre 122 binden fazla kişi yaralandı, 50 bin 783 kişi hayatını kaybetti. Bu depremlerden 13,5 milyon kişi doğrudan etkilendi. Ezgi Apartmanı’da depremin vurduğu adreslerden biriydi. Apartman bu adreste bulunan 36 kişiye mezar oldu. Nurgül Göksu, 18 daireli Ezgi Apartmanı’nda oğlu Ahmet Can’ı, gelini Nesibe’yi ve torunu Asude’yi kaybetti. Bunun üzerine bir hukuk mücadelesi başlattı. Nurgül Göksu avukatı Uğur Biricik aracılığıyla İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi’nden bilirkişi raporu talep etti. Göksu da apartmanın altındaki Kervan Pastanesi’nin taşıyıcı sistemi tahrip etmesinin binanın ilk depremde yerle bir olmasına yol açtığını işaret eden deliller toplamıştı. Şube, ülkede yaşanan birçok olaya benzerliği ve yapılan birçok hatayla örnek olabileceğini düşünerek bu talebi kabul etti.
Bilirkişiler, soruşturma dosyasında yer alan bilirkişi raporu, tanık ifadeleri ve ön raporları inceleyerek Ezgi Apartmanı’nın yıkımıyla ilgili rapor hazırladı. Fotoğraf ve videoların da incelendiği 10 sayfalık İMO bilirkişi raporu, 3 Temmuz’da tamamlandı.
İnşaat mühendisleri odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Tatlı düzenlediği ve Göksu’nun da katıldığı basın toplantısında bilirkişi raporunun sonuçlarını açıkladı. Tatlı açıkladığı raporda; Ezgi Apartmanı’nın imar barışından faydalandığı dönemde dahi gerekli mühendislik incelemesine tabi tutulmadığını, binanın taşıyıcı sistemine birçok noktada müdahalede bulunulduğu, taşıyıcı sisteme müdahaleler apartman yönetimi tarafından, ilgili mercilere şikâyet edilse de dikkate alınmadığını söyledi.
Tatlı, yapıların değişik ihtiyaçlara göre revize edilebileceği belirterek, şu önemli detaylara dikkati çekti: ‘Ancak bu konuda özen gösterilmesi gereken, revizyonların bir mühendislik hizmeti olarak algılanması gerekliliği. Ezgi Apartmanı özelinde, altındaki işletmenin (pastane) ihtiyaçlarına göre bir revizyon yapılması gerekiyorsa Deprem Yönetmeliğine uygun olarak, performans analiziyle birlikte yapılmalıydı. Revizyonların yapının davranışını nasıl etkileyeceği gözlenecek ve gerekliyse güçlendirme seçenekleriyle birlikte bu revizyonlar yapılabilecekti. Ancak dava dosyasından gördüğümüz üzere zamanında yapılmayan performans analizleri binanın yıkımının gerçekleşmesinin ardından yapıldı. Yönetmelik gerekliliğini sağlamaktan oldukça uzak numuneler ve kabullerle yapılan bu analizin bilimsel olarak da herhangi bir karşılığı bulunmuyor.”
Tatlı idarelerin sorumluluklarını prosedür değil, yaşamsal bir görev olarak görmeleri gerektiğini söyledi. İmar barışı ve benzeri tüm uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiğini belirten Tatlı, şunları hatırlattı: “Yapılarımızın deprem sonrası değil, öncesinde mühendislik hizmeti alması, yapılarla ilgili taşıyıcı sistemlerinin periyodik olarak kontrol edilmesi gerekiyor