AKP, yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele vaadi ile iktidara geldi ama şimdi o 3Y’nin zirvelerinde dolaştırıyor Türkiye’yi… Yolsuzluklarda herhalde dünya tarihine geçeriz, öyle ki Newyork Belediye Başkanı’nı bile kendimize benzettiğimiz ABD’de yürütülen FBI soruşturmasında ortaya çıktı. Yoksullukta ise herhangi bir savaşa girmeden veya kıtlık görmeden sefaletin dibini boyladığımızı bizzat hepimiz yaşıyoruz. Öyle ki, arzuhal eylesek deftere sığmaz sefilliğimiz…
Yasaklara gelince. İşte o noktada AKP’nin eline kimse su dökemez. İleride bugünleri yazacak olanlar, yasaklarla ilgili olarak tarihten kendilerine epeyce malzeme bulacaklar. Otoriter zihniyetin elinde bir ülkenin nasıl can çekiştiğini görecekler.
İktidarını daha da kalıcılaştırmak adına her türlü eleştiriyi kriminalleştiren iktidar, yeni bir yasal düzenlemeyi daha gündeme getirdi. O da etki ajanlığı… Bu düzenleme, Meclis’e getirilmiş ancak tepkiler üzerine geri çekilmişti. AKP taktiği biliniyor. Kamuoyundan tepki geldiğinde geri adım atmak ancak asla vazgeçmemek ve fırsat yakalandığında da istediğini yapmak…
23 Ekim’de Adalet Komisyonu’ndan yangından mal kaçırırcasına geçirilen düzenleme, önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek. Meslek örgütlerimiz ayakta. Yasa çok açık biçimde iktidara yönelik en küçük eleştiriyi bile önlemek ve gazetecilik faaliyetini yapılamaz hale getirmek istiyor.
Basın Konseyi, DİSK/Basın-İş, Diploması Muhabirleri Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası imzasıyla yapılan açıklamada, şu ifadeler dikkat çekici:
“Etki ajanlığı” kavramının ceza kanununa eklenmesi, basın özgürlüğünü ciddi bir tehdit altına sokan bir adım olup, “iç ve dış siyasal yararlar aleyhine”, “yabancı organizasyon” ve “savaş etkinliği” ifadelerinin getirdiği muğlaklık, bu düzenlemenin her türlü gazetecilik faaliyeti üzerinde baskı oluşturma potansiyeli taşıdığına işaret etmektedir.
Bu düzenleme, gazetecilerin mesleklerini icra ederken her an “etki ajanı” olarak damgalanma riski ile karşı karşıya kalacakları bir ortam yaratacaktır.
Ciddi bir şekilde belirsizlik içeren bu düzenleme Türkiye’de ifade özgürlüğünün daha da kısıtlanmasına yol açacak ve halkın doğru bilgiye ulaşma hakkını ciddi şekilde ihlal edecektir. Basın ve ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir. Ancak yapılması planlanan düzenleme, bu temeli sarsmayı ve toplumu baskı altına almayı hedeflemektedir.
Unutulmamalıdır ki, gazetecilik sadece bir meslek değil, aynı zamanda toplumun bilgilenmesini sağlama görevidir. İktidarın bu tür yasalarla toplumu sindirmeye çalışması, gazetecilik mesleğinin onuruna ve varlığına yapılmış açık bir saldırıdır.”
Yapılmak istenilen düzenleme muğlak ifadelerle dolu. İçeriği çok açık yasaların bile keyfi yorumlandığı ve iktidarın istekleri doğrultusunda kararların çıkartıldığı gerçeği ortada iken “stratejik çıkar”, “talimat”, “devletin iç veya dış siyasi yararları’ gibi kavramların içinin nasıl doldurulacağını tahmin etmek zor değil. Yasa çıktığında iktidar, örneğin Türkiye’nin İsrail ile ticaret yapmasını protesto eden birini, insan hakları ihlallerini raporlayan kuruluşları veya Türkiye’nin dış politikasını eleştiren bir gazeteciyi etki ajanı olarak suçlayabilir. Demokratik hak ve özgürlüklerini kullanmak isteyen herkes, ajan ilan edilebilir. Çünkü, “Devletin iç veya dış siyasi yararları’ kavramı, son derece muğlak ve suistimale açıktır.
Doların 10 liraya çıkabileceğini söyleyen ekonomistlerin sanık sandalyesine oturtulduğu bir ülkede olduğumuzu biliyoruz.
Meslek kuruluşlarımızın da ifade ettiği gibi, gazetecilik gerçek bir tehditle karşı karşıyadır şimdi. Zaten, ülkemizde genel olarak medya, birkaç istisnası olmakla birlikte, iktidarın kontrolü altına girdi. Soruların ve cevapların önceden gazetecilere verildiği, gazetecilerin kendi iradeleriyle soru soramadıkları biliniyor. İktidara cesurca soru soranlar ise bağımsız gazetecilik yapanlar…
Bu teklif, işte o gazetecileri ve söz söyleyen herkesi susturmanın peşinde…